8 Kasım 2013 Cuma

Anksiyete nedir?


Bir problemle karşılaştığımızda kaygılanabiliriz.

Bu normal sayılabilir. Ancak anksiyete bozukluğu yaşayan kişilerin kaygıları, normal bir hayat sürdürmesini engelleyecek kadar yoğundur.

Danışan: Sanki hep kötü bir şey olacakmış gibi hissediyorum, içim pır pır. Bu duygularım bazen öyle yoğun geliyor ki bütün günüm gergin geçiyor, günün sonunda da kılımı kıpırdatamayacak kadar yorgun düşüyorum. Ama geceleri de bir türlü uyuyamıyorum. Sürekli yorgun ve bıkkınım.

Dr. Başak: Bazı fiziksel hastalıklar psikolojimizi de olumsuz etkiler. Tiroit, şeker hastalığı, B vitamini, D vitamini eksikliği, kansızlık, yüksek tansiyon, kalp yetmezliği, aritmi, astım, kanser, alkolizm vs. gibi çok çeşitli problemler yorgun ve bitkin hissetmenize neden olabilir. Bunun için mutlaka genel bir kontrol yaptırmalısınız.

Danışan: Acaba bende bir hastalık mı var diye ben de merak ediyordum. Bu nedenle genel bir kontrol yaptırdım. Fiziksel olarak hiç bir problemim yokmuş çok şükür. Doktor, “anksiyete bozukluğu yaşıyor olabilirsiniz” dedi. Evet biraz kaygılı bir insanımdır ama beni bu kadar yorgun düşürecek kadar anksiyete yaşadığımı farkında değilim.

Dr. Başak: Anksiyete günlük hayatımızda hepimizin zaman zaman yaşadığı normal bir duygudur. Tehdit veya tehlike karşısında bazen de tehlike olarak algıladığımız bir durum karşısında otomatik olarak yaşadığımız duygusal bir tepkidir. Anksiyete yaşayan kişi endişe, kaygı, sinirlilik, gerginlik, stres, korku gibi duygular yaşar ve bunu yaşamasına neden olan durum dışında başka bir şey düşünemez.

Danışan: Hepimiz yaşıyoruz, normal bir duygu dediniz. Ne zaman bir bozukluk oluyor?

ŞİKAYETLER ANKSİYETE TÜRÜNE GÖRE DEĞİŞİR

Dr. Başak: Şiddeti, süresi ve günlük hayatı nasıl etkilediği yaşadığımız anksiyetenin normal olup olmadığı konusunda bir fikir verebilir. Bazen şiddeti yoğun olmasa da insanı zaman içinde etkileyebilir. Uzun süren kronik stres ve kaygı, bir süre sonra insanı yorar, uykusunu kaçırır, konsantrasyonunu bozar, uykuların kalitesi bozulur, sonuç olarak kişi sinirli, gergin ve tahammülsüz hale gelebilir.

Danışan: Benim de uykularım bozuldu, gece yarısı uyanıyorum. Sabah hiç dinlenmemiş kalkıyorum. Ertesi gün yorgun olduğum için de tolerasyonum düşüyor, gergin oluyorum. İnsan gergin olunca galiba her şey daha da tehlikeli ve zor gözüküyor. Bu bende Anksiyete Bozukluğu var anlamına mı geliyor?

Dr. Başak: Anksiyete Bozukluğu başlığı altında değişik anksiyete türleri var. Kişilerin yaşadığı şikayetler, ne tür anksiyete yaşadığına göre değişir. Anksiyete yaşayan kişilerin hem psikolojik hem de fiziksel şikayetleri olur. Siz de önce şikayetlerinizi tekrar gözden geçirin.

Psikolojik şikayetler: Endişe, kaygı, tasa, korku, konsantrasyonda bozulma, sinirlilik, huzursuzluk tahammülsüzlük, heyecan, kötü bir haber alacağı beklentisi, çabuk irkilme, kolay yorulma, çıldırma hissi, ölüm korkusu
Fiziksel şikayetler: Çarpıntı hissi veya kalp atım hızında artma, terleme, titreme, ağız kuruluğu, nefes almakta güçlük, boğulma hissi, göğüste ağrı veya rahatsızlık hissi, çabuk yorulma, bulantı veya karın bölgesinde rahatsızlık, iştahsızlık, ishal olma, yüz kızarması, baş dönmesi, kulak çınlaması, sıcak basması, yerinde duramama veya gevşeyememe, uyuşma ya da ürperme hissi, boğazda düğümlenme hissi veya yutma güçlüğü, uyku bozuklukları, kaslarda gerginlik ve ağrılar.

Danışan: Zaman zaman bunlara benzer hem psikolojik hem de fiziksel şikayetlerim oluyor. Bunun tedavisi nasıl olacak?

Dr. Başak: Yaşadığınız şikayetlerden kurtulabilmek için öncelikle yaşadığınız Anksiyete Bozukluğunun çeşidi hakkında fikir sahibi olmalısınız.
Çünkü her türün kendine özel bir tedavi yöntemi var, hem psikoterapi hem de ilaç açısından.
Yaşadığınız şikayetlerin hangi anksiyete bozukluğuna ait olduğunu bilmek, ne zaman ortaya çıktığını farkına varmak, nasıl baş edebileceğinizi öğrenmek açısından çok gerekli bir ilk adım.

ANKSİYETE TÜRLERİ NELER

1. Nedenleri net olarak tanımlanamayan:
Yaygın Anksiyete Bozukluğu: Günün çeşitli saatlerinde, çeşitli nedenlerden dolayı kaygı, evham, endişe yaşamak, bu endişeleri kontrol etmekte zorlanmak, başka insanlardan daha fazla kuruntuları, evhamları olmak, belirsizliğe tahammül edememek.
Panik Bozukluk: Neden olduğu belli olmadan, ansızın panik atak yaşamak; kalp krizi korkusu, kontrolü kaybetme korkusu, nefes alamama korkusu yaşamak. Hatta kalp krizi yaşıyor olduğuna inanmak.

2. Nedenleri kısmen tanımlanabilen:
Özgül Fobi: Kedi, köpek, uçak, yükseklik, yılan vs. gibi spesifik bir durum karşısında aşırı korku yaşamak, korkulan şeyle karşı karşıya gelindiğinde aşırı psikolojik ve fiziksel tepkiler göstermek ve hatta panik atak yaşamak.
Sosyal Fobi: Başkaları tarafından olumsuz görülmek ya da toplum içinde küçük düşmek ile ilgili korkular yaşamak. Tüm sosyal olaylardan uzak durmaya çalışmak. Eleştirilmeye, olumsuz bir biçimde değerlendirilmeye ya da reddedilmeye karşı aşırı duyarlılık, haklarını savunmada güçlük çekme ve benlik saygısında düşüklük ya da aşağılık duyguları yaşamak.
Obsesif Kompulsif Bozukluk: Mantıksız olduğunu bilmesine karşın inatçı ve yineleyici biçimde akla gelen ve sıkıntı yarattığı halde engellenemeyen düşüncelerin olması (obsesyonlar) ve genellikle bu düşüncelerin yarattığı sıkıntılara yönelik, kişinin tüm gayretlerine karşın engelleyemediği hareket ve davranışların (kompulsiyon) yapılması. Bu davranışlar, alışkanlıklar, ritüeller, kontroller yapılmadığı takdirde yoğun kaygı yaşamak.

3. Nedenleri net olarak tanımlanabilen:
Travma sonrası Stres Bozukluğu: Gerçek bir ölümle karşılaşma ya da ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma ya da kendisinin ya da başkalarının fizik bütünlüğüne bir tehdit olayını yaşamış, böyle bir olaya tanık olmuş ya da böyle bir olayla karşı karşıya gelmiş olmak. Olayın ardından, elde olmadan tekrar tekrar anımsanan sıkıntı veren anıların olması; aşırı korku, çaresizlik hissetmek. Yaşanan olaya dair düşlemler, düşünceler ya da algılar yaşamak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder