14 Kasım 2013 Perşembe

HALK KİMDİR , KİME HALK DENİR ?

  Bir disiplin olarak Halkbilimi çalışmaları 19. yüzyılda başlamıştır. 18. yüzyılın sonlarına doğru ''Herder'' Halk türküsü , Halk ruhu ve Halk inanması gibi terimler kullanmıştır. Herder'in ünlü Halk türküleri  antolojisi ilk defa 1778-1779 yıllarında yayınlanmıştır. Folklore kelimesini ilk defa 1846'da W.Thoms kullanmıştır

Rasyonalizm ve nasyonalizm etkisiyle , milli kimliğin varlığını tespit etme gerekliliğini hisseden fertler arasında oldukça meraklı bir grup oluşmuştur. Avrupa ve ABD'de 19. yüzyıl sonlarına doğru Mili Folklor Kurumları kurulmuştur.

Halk aşağı tabakayı oluşturan , genel nüfus içersinde toplumun seçkin tabakasına tezat olan bayağı ve , kaba bir insan topluluğu olarak düşünülmüştür. Halk bir taraftan medeniyetle tezat olarak ele alınırken , diğer taraftan da gelişme basamaklarından daha aşağıda kabul edilen  bir grup arasına yer alırdı. Yani medeni ile gelişme basamakları arasındadır. Halk diğer bir taraftan köylü kavramıyla bir tututlmuştur.
Okur yazar toplumda halk cahil kısım olarak düşünülmüştür. Halk vahşilerden daha medeni olmakla beraber , medeniyeti tam anlamıyla kavrayamamıştır. Bununla birlikte vahşilik döneminden kalma kalıntılar halk tarafından hala muhafaza edilmektedir.

S.Boggs ise halk teriminin başlangıçta tamamen Avrupa köylüleri için kullanıldığını , daha sonra ise kullanım alanının genişleyip , ilkel toplumları da içine alan bir kavram haline geldiğini savunur. Halk tarifinin köylü anlamında kullanışının devamında sadece ilkel toplumlar değil , aynı zamanda şehir toplumu da dışarda bırakılmıştır.

Foster ; endüstrileşme ile birlikte halk kültürünün yok olacağını bu yüzden Kanada, ABD , Almanya ve İngiltere gibi ülkelerin, endüstrileşmenin zirve yaptığı dönemlerde , bu  ülkelerde halk kültürünün varlığından söz etmek mümkün olmayacaktır der.

Halk terimi ; en azından  ortak bir faktörü paylaşan, herhangi bir grubu ifade eder . Bu grubu birbirine bağlayan faktörün , ortak bir meslek , dil ve ya din  olduğu önemli değildir. Bundan daha önemlisi , herhangi bir sebebe bağlı olarak oluşan grubun kendisine ait  olduğunu kabul ettiği bazı gelenekler olmasıdır. Teorik olarak bir grup en az 2 kişiden oluşmalıdır. Genellikle de bir grup 2 kişiden fazla olmaktadır. Grubun bir üyesi grupta ki bütün üyeleri tanıyamaz ancak  , gruba ait olan gelenekleri bilebilmektedir.
Dundes'e  göre , bir grup bir millet büyüklüğünde olabileceği gibi bir aile küçüklüğünde de olabilir.

Marksist halkbilimciler halk kavramının hem köylü hem de içşi sınıfının , her ikisini de kaplaması gerektiğini savunurlar. Bu da halkın hem şehir hemde şehir dışında bulunması demektir. Halkbilimi  araştırıcıları tarafından şu ana kadar incelenen en küçük halk grubu ailedir.

Kısmende olsa halkbilimi cehaletle ilişkilendirilmiş , yanlış bir şekilde okur - yazar oranı arttıkça , halk bilgisinin azalacağı farzedilmiştir . Esas olan ise halk taşrada olabileceği gibi şehirdede olabilir. Bir başka konu ise teknolojinin gelişmesiyle birlikte halk bilgisinin azalacağı ve zamanla yok olacağı endişesidir. Ancak teknoloji halk bilgisini yok etmek bir tarafa dursun ,yaygınlaşmasında da çok önemli rol oynar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder