İçinde büyüsel gücün ya da cinin bulunduğuna inanılan taş, boynuz, pençe, post, deri, bez
parçası, figür vb. gibi objelerden yararlanmak amacıyla yapılan çeşitli pratiklere “fetişizm” , söz
konusu objelere de “fetiş” denir. S.zcüğün kökeni Portekizce “feitiço” dan gelmektedir ve büyü,
yapma şey, etkileyici gü. anlamlarını taşımaktadır (Örnek, 1988:46).
Batı Afrika’nın dışında, en çok Kuzey Asya’ da g.rülen bu inanca göre bazı fetişler,
hastaların iyileşmesine yardım ederlerken bazıları da k.tülük getirirler. En ünlü fetişler çivili
fetişlerdir. Farklı malzemelerden yapılan bir figürün her yanına çivi çakılır. Fetişlerin üzerine çivi
çakılması farklı biçimlerde yorumlanmaktadır. Hastanın neresi ağrıyorsa fetişin orasına çivi çakarak
benzeşmeye dayalı analoji büyüsü uygulama, fetişin içindeki cine ondan istenileni hatırlatma, fetişi
güzelleştirme gibi (Örnek, 1988:46). Uraz, nazar değmesin diye taşların takılmasını, evlere diken ve
sarımsak asılmasını, başa kurşun d.külmesini, siyah tavuk kanı ile muska yazılması, deve sidiği
içirilerek büyü yapılması vb. olayları fetişizmin biraz değişikliğe uğramış pratikleri olarak
yorumlamaktadır (Uraz, 1994:205).
Türklerde her boyun bir kutsal hayvanı olduğu ve buna “ongun-töz” denildiği bilinmektedir.
Oğuz’un oğullarından her birinin kendisine bağlı Türk boylarınca birer ongunu olduğu kaynaklarca da
kabul edilmektedir. Bu boyların ongunları avcı kuşlardır. Yalnızca Bağ Han’ın ongunu ü. kuş ile
gösterilmektedir. Ongun sayılan hayvanlara büyük saygı gösterilmekte, eti yenilmemekte, ok
atılmamakta ve incitilmemektedir. Moğollar ve bir kısım Türklerin, keçeden tanrı resimleri yaptıkları
bunlara ongun dedikleri, bu resimleri evlerinin duvarına astıkları, önlerinde ibadet ettikleri ve
ağızlarına yemeklerinin ilk lokmasını koydukları dikkat çekicidir. Uraz, totem ile ongun arasındaki
farkın, boyların totemlerinin adını aldığı ve o boy içinde birbirleriyle evlenmediklerini, ongun için bu
şartın olmadığı biçiminde özetlemektedir (Uraz, 1994:203).
Ongon ya da töz veya tösler Türklerde genellikle tavşan, ayı, kartal, sincap vd. gibi zoomorf
şekiller altında tasavvur edilmiş olup, "tilik", "kozan", "aba", "bürküt", "tiyin" gibi isimlerle anılırdı.
Türklerde, yıldızlarla ilgili tasavvurlara bağlı olarak, hayvanlarla temsil edilmeleri suretiyle, 12
Hayvanlı Türk Takvimi oluşmuştur. Bu hayvanlar sıçan (fare), ud (inek), pars, tavuşgan (tavşan), it
(köpek) ve tonguz (domuz)dur (Turan,1994:25).
Türklerde atalar kültü problemi bizi tözler konusunda menşe efsanesine g.türmektedir.
Gumilev, Türklerde atalar kültünün en büyük delili olarak Bozkurta duyulan saygıyı göstermekte;
hattâ bütün Türk hükümdarlarının kendilerini Asine=Asena soyuna bağlamak istemelerini bunun en
büyük delili olarak görmektedir (Gumilev,1999:122). G.ktürkler, kurt menşe efsanesine bağlı olarak,
büyük dinî törenlerini, demircilikte uğraştıkları Altay dağlarının bir vadisinde, beylerin ve asillerin
katılımıyla yapılıyorlardı.
Atalar kültü ile ilgili olarak, Türklerde ataların tasvirlerinin yapılıp saklandığına dair kayıtlar
vardır. Gerçekten de, Orta Asya Türkleri arasında g.rülen ve bazıları keçeden, paçavradan, kayın
ağacı kabuğundan, bazıları da hayvan derilerinden yapılan sembollere Altaylılar “töz” Yakutlar
“tangara” diyorlardı. Bunlar duvarlara asılır veya torbalarda saklanır, önemli bir yolculuğa veya ava
çıkılırken üzerlerine saçı saçılır, ağızlarına yağ sürülürdü. Moğolların “ongon” adını verdikleri tös
veya töz kelimesi anlam itibariyle “asıl, menşe, kök” demek olup, Uygur ve Hakaniye lehçelerinde de
kelime aynı anlamı ifade etmektedir. Bu sembollere tös veya töz denmesi ise, onların ataların ruhunun
hatırası olarak yapıldığını göstermektedir. Altaylı Türklerin bunlar hakkında “bu babamın t.zü”, “şu
anamın t.zü”, gibi ifadelere yer verdikleri bilinmektedir. Ayrıca büyük ve ünlü kamların ruhlarına
izafe edilen tözler de vardır (Güng.r, 2002, C.3: 264).
Çin kaynakları, tözleri G.ktürklerdeki “tanrıların tasvirleri” şeklinde bildirmekte, bazı
araştırmacılar tözlerin put-fetişler olduklarını bildirir. 13. yüzyılda Budist Uygurların tapınağında
rastlanan tözler Uygurların onları tanrılarının tasvirleri olarak değil; fakat ölen yakınlarını temsilen ve
onların anısına yaptıklarını ve tapınaklarda sakladıklarını göstermektedir. Ebu’l-Gazî Bahadır Han’ın,
tözlerle ilgili olarak, “Bir kimsenin yakını .ldüğünde onun suretini (kugurcak) yapar ve evinde
saklardı.” şeklindeki ifadesi de tözlerin ölen yakınları veya ataları temsil ettiğini göstermektedir
(Güng.r, 2002, C.3: 264).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder