13 Kasım 2013 Çarşamba

Masal Dindışı bir Tür mü

Mit aracılığıyla insan, dünya ve insanın yaratılışı, evren ve tabiatın kurallarıyla
ilgili önemli sorulara cevap verebilmektedir. Ancak, mitlerle ilişkisi bulunan masal,
çoğunlukla “din dışı” olarak kabul edilmiştir. Bu tezde, dinsel boyuttan yoksun bir tür
olarak nitelendirilen masalın, dinle bağlantısı olup olmadığı sorgulanacaktır. Pertev
Naili Boratav’a göre “[m]asal, nesirle söylenmiş, dinlik ve büyülük inanışlardan ve
törelerden bağımsız, tamamiyle hayâl ürünü, gerçekle ilgisiz, ve anlattıklarına
inandırmak iddiası olmayan kısa bir anlatı[dır]” (100 Soruda Türk Halk Edebiyatı 80).
Boratav’ın yaptığı tanım, “masalı masal yapan” (Ewig 3) şeyi araştıran Max
Lüthi’nin sözleriyle tamamlanabilir. Lüthi, “Halk Masallarında Yüzeysellik” adlı
makalesinde, halk masallarının yalnızca olağanüstü dünyayı günlük dünyadan ayıran
derinlik duygusundan değil, her anlamda bir derinlik boyutundan yoksun olduğunu
söylemektedir (81). Lüthi’ye göre masal kahramanları da “esası, [...] iç dünyası ve
çevreleri olmayan şahsiyetlerdir; geçmiş ve gelecekle herhangi ilişkileri yoktur” (81).
Buna ek olarak Lüthi bir başka makalesinde de, masalda, ilahi güce duyulan hassasiyetin
eksikliğinden söz etmektedir (“Masalın; Efsane....” 66).
Bu iki g.rüş araştırmacıyı, masalın herhangi bir “dinî inanış”tan ya da “dinî
derinlik”ten tamamen yoksun olduğu sonucuna g.türebilir. Ancak, kendi dönemleri
içinde değerlendirildiğinde haklı sayılabilecek bu g.rüşler, masalın modern yöntemlerle

ve farklı bakış açılarıyla incelendiği günümüzde, tekrar gözden geçirilmelidir. Masal
kahramanlarının Lüthi’nin iddia ettiği gibi “geçmişle ilişkisi olmayan yüzeysel
karakterler” olarak değerlendirilmesi mümkündür. Ne var ki, masalı yaratan kültürün
masalı, kendi “geçmişiyle ilişkilendirerek” kurguladığı göz .nünde alındığında,
Lüthi’nin iddiası üzerinde tekrar düşünmek uygun olacaktır. Bu noktada masalın,
kahramanların kendi geçmişiyle olan ilişkilerini değilse bile, masalı üreten kültürün
geçmişiyle ilişkili olduğu söylenebilir.
Diğer bir araştırmacı Mircea Eliade, Mitlerin Özellikleri adlı kitabında, masalın
mitsel ve tanrısal evrenden uzaklaşğı düşüncesinde olan, Jan de Vries’nin g.rüşlerini
eleştirmektedir (242). Eliade, Vries’nin söz konusu düşüncelerini eleştirir:
[M]asalın, mitsel dünyanın bir “kutsallıktan uzaklaşması”nı belirtmesi
her zaman doğru olmayabilir. Daha çok mitsel motifler ve kişilerin
kamufle edilmesinden söz edilmelidir; “kutsallıktan uzaklaşma” yerine
“kutsallığın azalması” demek daha yerinde olacaktır. [....] Ayrıca,
masallarda, tanrılar kendi adlarıyla işin içine karışmazlarsa da,
g.rünümleri, kahramanın koruyucularının, düşmanlarının ve
arkadaşlarının figürlerinde hâlâ belirmektedir. Kamufle edilmişlerdir ya
da, daha iyisi, ‘düşmüşlerdir’ – ama ana görevlerini yapmayı sürdürürler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder