Türk kültüründe insanın yaratılışını konu alan birçok mit bulunmaktadır. Türk mitolojisinin yazıya
geçirilmiş ilk kaynaklarından olan, G.ktürkler’den kalma Kül Tigin yazıtında yer alan “Yukarda mavi
gök, aşağıda yağız yer yaratıldıkta; ikisinin arasında insanoğlu yaratılmış. İnsan oğulları üzerine
ecdadım Bumin Hakan, İstemi Hakan (tahta) oturmuş, oturarak Türk milletinin ülkesini, töresini idare
edivermiş, tanzim edivermiş” sözleri Türk mitolojisinde ilk insanın yaratılışına dair en erken
kaynaklardandır.
İnsanın yaratılışı ile ilgili daha somut bilgiler, s.zlü kültür ürünü olan mitlerden Radloff ve
Verbitskiy’in derleyerek yazıya geçirdiği metinlerde ortaya çıkmaktadır. Özellikle Verbitskiy’in derlediği
Altay yaratılış mitinde: “Tanrı Ülgen’in bir gün denizin sularında üzerinde üzerinde bir kil parçasıyla
yüzen bir toprak parçası g.rdüğü, ne olduğunu merak ederek insan olsun, insana baba olsun buyruğuyla
birden bire insan gibi bir şekle d.nüşüp insanın bütün yeterliliklerine sahip ilk insanın Erlik adını
aldığı” bilgileri yer almaktadır. Mitin devamında Erlik’in k.tü düşünceler taşıması sebebiyle ondan başka
“Mandı Şire” adlı bir insan daha yarattığı ancak Tanrı’nın bunula yetinmeyip “kemikleri kamıştan, etleri
topraktan” yedi kişi daha yarattığı ve “kulaklarından can (ruh), burunlarından akıl üfleyerek ruha akıl
eklediği” belirtilmektedir.
Radloff’un derlediği Altay mitinde ilk insanın yaratılışı ile ilgili, yerin yaratılmasında gökte kendisi
ile beraber “kişi”nin uçtuğu ve Tanrı’ya eşlik ettiği bilgisi yer almaktadır. Daha sonra günler geçer ve
Tanrı dolaşırken dalsız budaksız, göze hoş g.rünmeyen, göğe doğru uzanan bir ağaç g.rür ve
buyruğuyla ağacın dokuz dalı ve dokuz budağı çıkıverir. Sonra soyların türemesi için tekrar ağacın
.zünden ve dallarının köklerinden “dokuz kişi ve dokuz oymak” türesin buyruğunu verir. Bunun üzerine
Tanrı katında soylar ortaya çıkar. Tanrı’nın yarattıkları arasında bir de bazı dallarından yenmesini
yasakladığı meyveler bulunan bir ağaç vardır. Daha once Tanrı’nın arkadaşı konumunda olan ve sonra
k.tülüğün sembolü olan Erlik-Şeytan insanları kandırıp yasak olan meyveden yedirmiş. Bu meyveyi
yiyenler olarak, nasıl yaratıldıkları açıklanmayan T.rüngei (Adem) ve Eci-Ece (Havva) ortaya
115
çıkmaktadır. Tanrı’nın buyruğuna aykırı davranıp ağacın yasak kısımlarından meyve yiyen bu kişiler
Tanrı katından çıkarılarak, Tanrı’yla birdaha yüzyüze g.rüşmeyecek ve bir takım cezalara çarptırarak,
onlarla kendi arasında aracılık yapacak Tanrı adına elçisi Mai-Tere adlı biri ile Yeryüzüne-Dünyaya
gönderecektir.
İlk insanın yaratılışı ile ilgili olarak A.İnan’ın Mısır’lı bir Türk tarihçisinden naklettiği bilgilerde,
“Ulu Han Ata Bitikçi” adlı Türk.e bir kitaptan alındığı belirtilen mitte : “İlk çağlarda yağmurların
getirdiği sellerin Karadağcı denilen bir dağdaki mağaraya çamur sürükleyip getirdiği, bu çamurları
insan kalıbına benzeyen yarıklara d.ktüğü, sui le toprağın bir sure yarıklarda kaldığı, Güneş sıcaklığının
kuvvetli olduğu Saratan (yengeç) burcundayken su ve toprak d.küntülerini kızdırıp, pişirdiği, mağaranın
kadının rahmi vazifesi g.rdüğü, su, toprak ve güneşin sıcaklığından oluşan bu yığın üstüne dokuz ay
boyunca rüzgar estiği, ve dokuy ay sonra insan şeklinde bir yaratık çıktığı ve bu yaratığa Türk.e Ay
Atam” denildiği bilgisi bulunmaktadır. Bu ilk yaratılan erkektir. Mitin devamında “sellerin tekrar aktığı,
mağaranın yarıklarını doldurduğu, Güneş Sünbüle (Başak) burcundayken, bu toprağın pişmesi zamanı
güneşin aşağı indği devre denk gelmesi sebebiyle yaratılan kişinin dişi olduğu, buna Ay-va –Ay yüzlü
adının verildiği, Ay Atam ile Ay-Va’nın evlendiği, bunlardan yarısı erkek yarısı dişi kırk çocuk dünyaya
geldiği, bunların birbirleriyle evlendiği, anne ve babaları .ldükten sonra çıktıkları mağaranın ağzını
altın bir kapı ile kapatıp yanına çiçek koydukları” anlatılmaktadır. A. İnan bu metinlerde başka
kültürlerin mitlerinden de karışıklık olabileceğini söylemektedir.
Türk mitolojisinde insanın yaratılışını konu alan mitlerde ya rastlantı ya da bilinçli olarak, Tanrı’nın
buyruğuyla bir parça toprak malzeme ile yaratılmalar sözkonusudur. Bu yaratılmalarda önce erkek ve
sonra dişinin yaratılması, bunların birbirleriyle evlenerek insanların ataları olmaları da ortak anlatımlar
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder