Bloğumuzda Halk Bilimi , Edebiyat ,Dil ,Tarih ve Felsefe adına yapılan çalışmalar yayınlanacaktır. Amacımız öğrenme aşamasında olan , öğrenciler ve merak edenler için gerekli bilgileri sağlamak olacaktır.
19 Ekim 2013 Cumartesi
BAŞLANGIÇTAN GÜNÜMÜZE TÜRK DESTANLARI,
BA LANGICINDAN GÜNÜMÜZE TÜRK DESTANLARI
(Hazırlayanlar: Bilgehan Atsız GÖKDA, Kemal ÜÇÜNCÜ)
Akça Yayınları. Ankara 2007, 264 s.
Yılmaz IRMAK
*
Bilgehan Atsız GÖKDA ve Kemal ÜÇÜNCÜ’ nün hazırlamı oldukları
Akça Yayınlarından çıkan “Balangıcından Günümüze Türk Destanları” adlı
kitap; Ön söz, Giri, Türk Destanları, Kaynakça olmak üzere dört bölümden ve 261
sayfadan olumaktadır.
Kitabın ön sözünde; Türk kültürünün, çok köklü bir geçmie ve salam
temellere dayandıı; çok yönlü ürünler vermeye müsait bu kültürün, kendini en iyi
ifade ettii alanlardan birinin de sözlü kültür ürünleri olan destanlar olduu
belirtilmektedir. “Milli destanlarda, Türk milletinin acılarını, hasretlerini,
sevgilerini, batıl ya da hak olan inançlarını, umutlarını, kısacası geçmi-gelecek
birlikteliini ina eden her eyi bulmak mümkündür” diyen yazarlar; ayrıca,
gelecee güven ve umutla bakacak nesiller yetitirmek isteyen her eitimci için
destanların bitmez tükenmez bir kaynak olduunu ifade etmektedirler.
Batılı toplumların, kendi destanlarını sinema, tiyatro ya da roman gibi
çada metotlarla yeniden ina giriimlerinin iki amacı vardır: Birincisi, gençlii
milli kültür unsurları etrafında tutmak ikincisi ise; bazı milletlerin, göz kamatırıcı
sanat ürünleriyle baka milletlere kendi milli kültürlerini pazarlama istekleridir. Bu
noktada gençlie sadece akademik destan metinleriyle hitap edilemeyecei, bu
eserlerin yeni bir dille ve anlatımla tekrar yazılması, sinemacının destan konulu ve
modern metotlarla filmler çekmesi, müzisyenin destan ruhunu yansıtan besteler
yapması ya da ressamların destan konulu tablolar çizmesi, bu kitabın yazarları
tarafından atılacak en anlamlı adımlar olarak görülür.
Kitabın giri bölümü be balıktan olumaktadır:
1. Destan Kavramı ve Destancılar Hakkında
2. Türk Dilinin Sözlü Dönemi ve Türk Destanlarının Teekkülü
3. Türk Destanlarının Tasnifi
4. Türk Destancılık Gelenei Üzerine lk Yayınlar
5. Sonuç
*
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Uluslararası Sosyal Ara tırmalar Dergisi
The Journal Of International Social Research
Volume 1/2 Winter 2008
522 IRMAK, Yılmaz
“Destan Kavramı ve Destancılar Hakkında” balıı altında; destan
kelimesinin kökeni ve anlamları; Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen, Tatar, Bakurt,
Uygur, Altay, Tuva, Hakas ve Yakut Türklerinde destana karılık gelen kelimeler,
destanların tarihsel süreç içerisinde sözlü gelenekteki türler arası geçi ve etkileim
olgusu çerçevesinde halk hikayelerine, efsanelere, yer yer masallara dönümesi,
Türk destanlarının icracıları ve icra ortamı; Çin, Fars, Mool ve Arap
kaynaklarında Türk destanlarına ait bilgiler, bir edebi tür olan destanın tarihsel
süreç içerisinde klasik anlamını yitirmesi; Modern Türk Edebiyatı içerisinde
destanın ilgi gören bir edebi tür olması ve merutiyetten sonra destan türünde eser
veren airler gibi konularda bilgiler sunulmutur..
“Türk Dilinin Sözlü Dönemi ve Türk Destanlarının Teekkülü”
bölümünde; Türk uygarlıının doduu ve gelitii corafi mekan hakkında bilgi
verilir. Türk kültürünün ve Türkçenin çok eski bir geçmiinin olması, Türkçenin ilk
yazılı metinleri üzerinde yapılan incelemeler, kültürü meydana getiren sözlü ortam
ve yazılı ortam, Türk epik destan gelenei ve Türk destan edebiyatının balangıç
tarihi hakkında bilgiler verildikten sonra destanın oluumu için iki art öngörülür:
1. Milletlerin yazılı tarihleri olmaması nedeniyle bire bir gerçeklerin
anlatılmadıı eski ve iptidai bir devir geçiriyor olmaları.
2. Destan teekkül ettirecek milletin geçmiinde unutulmaz tabiat olayları,
büyük savalar, göçler, igaller ile istilalar ya da corafyaların kefi gibi etkileyici
olayların yaanması.
Bu bölümde; destanların oluması için öncelikle halk muhayyilesinde derin
izler bırakacak ve nesilden nesile aktaracak kadar ruh ile vicdanlara etki eden bir
vak’anın gerçeklemesi, ikinci safhada ozanlar ve anlatıcılar tarafından manzum ya
da mensur bir metin olarak teekkül ettirilmeleri, üçüncü safhada ise; büyük bir
ozan ya da airin çıkıp destanın bütün parçalarını yeni bir üslupla bir araya
getirmesi gerektii vurgulanır.
“Türk Destanlarının Tasnifi” balıı altında; Türk boy ve topluluklarının
epik destan geleneini tasnif etmekte güçlükler olduu belirtilerek Dursun
Yıldırım’ın önerdii “destanların anlatım tekniklerine göre tasnifi” bilimsel bir
sınıflandırma olarak benimsenir. Bu bölümde ayrıca; Köprülü, Atsız, Togan,
Gökalp, Ülken ve Çobanolu’nun destan tasnif çalımalarına kısaca deinilerek,
akir brayev tarafından hazırlanan on maddelik Kazak destanlarının epizotları
verilir. Türk destanlarının tasnifi ve incelenmesi çalımalarında elde yeterli metin
olmamasından veya eksik tahlillerden dolayı birtakım problemlerin olduu da bu
bölümde dikkat çeken bir husustur.
“Türk Destancılık Gelenei Üzerine lk Yayınlar” bölümünde Türk epik
gelenei ile ilgili ilk çalımaların 1815 yılında “Dede Korkut” destanının Dresden
nüshasını yayınlayan Friedrich von Diez’den, 1852 yılında Kazakların “Er Targın”
destanını derleyerek kitap olarak Kazan’da yayınlayan Türk ve Kazak epik
geleneinin aratırılmasında ilk örnekleri veren papaz Türkolog lmimsky’den,
Uluslararası Sosyal Ara tırmalar Dergisi
The Journal Of International Social Research
Volume 1/2 Winter 2008
Kitap Tanıtımı 523
Ebubekir Divayev’in derledii Alpamı Destanı’ndan, Kazak sözlü gelenei ve
destancılıı üzerine yapılan çalımalarda özel bir yeri olan V.V. Radloff’tan, Orta
Asya ve Sibirya sözlü gelenekleri üzerine geni bir koleksiyon yayınlayan, Batı
Avrupa ve Rus destan geleneinin kaynaklarını Türk-Mool destan geleneinde
arayan bir hipotezin sahibi olan G.N. Potanin’den, Türkiye sahasında özellikle1924
yılında Fuat Köprülü önderliinde Türkiyat Aratırmaları Enstitüsü’nün
kurulmasının ardından destan konusunda önemli aratırmalar yapılmaya
baladıından söz edilir ve yine TDK’nın yürüttüü Türk Destanları Derleme
Projesi’nin çok önemli bir adım ve yenilik olduu belirtilir.
“Sonuç” bölümünde destanların ve destan kültürünün milletlerin hayatında
ve tarihinde önemli bir yere sahip olduu, bir milletin milli mizacını ve kültürel
kodlarını tanımanın yolunun o milletlin destanları olduu, epik gelenek ve
folklorun kimlik oluturucu bir unsur olmasından, Türk destan parçalarının nazma
çekilme çalımalarından ve Türk destanlarının XIX. Asırdan itibaren bilimsel
olarak kaleme alınmaya balanmasından, XX. Asırdan sonra da bunlar üzerinde
bilimsel faaliyetlerin hız kazandıından bahsedilir.
Kitabın “Türk Destanları” bölümünde; Türk corafyasının farklı
bölgelerinden ve tarihi dönemlerinden yirmi destan özet eklinde, kendi içinde
bütünlüü korunarak, farklı ve zevkli bir üslupla anlatılmıtır. Destanların yeni bir
üslupla sunulmasındaki amaç, ortaöretim ve üniversite gençliinin destanlardan
istifade etmesini salamaktır. Kitapta destanlar; öncelikle hakkında kısa bilgiler
verilerek, özet eklinde, yeni ve akıcı bir üslupla sunulmutur. Bu destanlar
sırasıyla unlardır:
1. Altay Yaratılı Destanı
2. Alp Er Tunga Destanı
3. Ouz Kaan Destanı
4. Bozkurt Destanı
5. Ergenekon Destanı
6. Uygur Türeyi Destanı
7. Uygur Göç Destanı
8. Maaday Kara Destanı
9. Ural Batır Destanı
10. Ak Boz At Destanı
11. Altın Arıg Destanı
12. Manas Destanı
13. Kara Yorga Destanı
Uluslararası Sosyal Ara tırmalar Dergisi
The Journal Of International Social Research
Volume 1/2 Winter 2008
524 IRMAK, Yılmaz
14. Alpamı Destanı
15. Zayaltülek le Hıvhılıv Destanı
16. Kocaca Destanı
17. Er Samır Destanı
18. Battal Gazi Destanı
19. Sarı Saltuk Destanı
20. Körolu Destanı
Bu kitap hazırlanırken özellikle Türk destanlarını topluca ya da tek tek ele
alan eserler, balıca bavuru kaynaı olmutur. Bunun yanında destan özetleri
taıyan eserlere de bavurulmutur. Kitabın “kaynakça” bölümünde yararlanılan
eserlerin listesi verilmitir. Gençliin his ve düüncelerinin, Türk milli
destanlarıyla ekillendirilmesi için farklı ve zevkli bir üslupla ortaöretim ve
üniversite gençliinin istifadesine sunulan bu eser, umarız hak ettii deeri bulur.
Bu çalımanın hazırlanmasında emei geçen yazarlara ve eseri yayına hazırlayan
yayınevine kültürümüze yaptıkları bu hizmetlerinden dolayı teekkür ederiz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder