19 Ekim 2013 Cumartesi

KIRGIZ MASALLARINDA MİTOLOJİK UNSURLAR: AĞAÇ

AĞAÇ Üç dünyayı birbirine bağlayan koz- mik yol, göğün katlarını dallarında tutan kozmik direk, yenilenmenin ve uzun ha- yatın sembolü olan ağaç, Kırgız masal- larının pek çoğunda karşımıza çıkmak- tadır. Ancak bunlardan en ilginç olanı Er Töştük Destanı’nın masallaşmış şekli olan Kence Bala ile Rum Padışa Menen Turum Padışa adlı masallardakidir. Bi- rinci masaldaki ağaç üç mekânı birbiri- ne bağlayan kozmik ağaçtır. O başı göğe uzanan çınardır. O ağaçta gökyüzünün sahibi olan Alp Karakuş yaşar. Ağaç, geçit vermeyen dağlardan, kimsenin gi- demediği tehlikeli yollardan kırk gün gitmek suretiyle bulunabilecek bir yer- dedir. Yani mitolojiye göre Kaf Dağı’nın arkasındaki karanlık mekândadır. “Ağaç, yaşam ve ölüm döngüleri- ne boyun eğer ve üstünlüğünü yalnızca boyu, sağlamlığı, uzun ömrüyle değil, 
aynı zamanda olağanüstü bir yetenekle yaşamı yenileme yeteneği ile de kanıt- lar. Ağaç dinamik yaşamın simgesidir.” (Roux 2005: 80). Roux, Mircea Eliade’yi kaynak gös- tererek ağacın dinsel değerinin pek çok toplumda kendisini gösterdiğini, dolayı- sıyla bir gücün temsilcisi olduğunu anla- tır. Ağacın bu gücünü de dikey olmasına, gücünü topraktan almasına, yaprakları- nı kaybedip sonra onlara yeniden kavuş- masına, yani kendini sürekli yenilemesi- ne (ölüp dirilmesine) bağlar (Roux 2005: 60). Ağaç, köklerini toprağın derinlikle- rine kadar saldığı ve dallarıyla da göğe uzandığı için sınırsız olarak tasavvur edilir. O hâlde ağaç yer altı ve göğü bir birine bağlayan bir yoldur. Göğe erişen ağaç üst kısmıyla tem- sil ettiği göğün kendisidir. İşte bu neden- le şaman törenlerinde her zaman göğün yedi veya dokuz katını temsil eden yedi veya dokuz dallı bir ağaç, tercihen kayın ağacı seçilir (Roux 2005: 70). Diğer bir masalımızda ise ağaç hayat ağacı fonksi- yonuyla yer alır. Kuşların, hayvanların, bitkilerin dilini bilen; uyuduğu zaman kırk gün uyuyan, uyumadığı zaman da kırk gün uyumayan Kahraman Kıra- ankara kocaman bir bulut gibi gelip iki atını ve atları sulamaya götüren iki kızı göklere kaçıranın Alp Karakuş olduğunu bilir ve onu yakalamak için büyük bal- tasıyla büyük bir ağacı kesmeye başlar. Çünkü Alp Karakuşun canı o ağaçtadır (Bolçurov 1997: 206-211). Ağacın yapraklarında can taşıdığı- na, hatta canların ağaç dallarında yara- tıldığına dair Türk halkları arasında bir sürü efsane vardır. Bunlardan bir tanesi şöyledir: Ülgen, tufandan sonra insan vücu- dunu yaratmış. Sonra yüce Tanrı olan Kuday’a yarattıkları için can istemeye kuzgunu göndermiş. Kuzgun canı geti- rirken açlıktan yorulmuş, birkaç defa leş görmüş ama aldırmamış. Açlıktan da- yanamaz hâle gelince gördüğü bir inek 
Millî Folklor, 2010, Y›l 22, Say› 85
80 http://www.millifolklor.com
leşinin gözleri için “Ah! Ne güzel gözler” deyince gagasındaki canlar çam, sedir, ladin, ardıç gibi iğne yapraklılar üzerine dağılmış (Anohin 1924: 15). Diğer ağaçları da şu şekilde sırala- yabiliriz: Özellikle kavak ve çınar ağacı başı derde düşen kahramanların saklan- dıkları yerlerdendir. Heykeller ağaçtan yapılır ve bunlar dua ile canlandırılır. Çoban Makmut dev ile girdiği bahiste kesmesi gereken ağacı ağaçların padişa- hı diyerek kesmez. Kahramanlar atlarını ağaçlara bağlar, çocuk sahibi olmak için kutsal ağaçların dibinde gecelenir. Ağaç kovuğundaki suya ak taş koyup kara taş çıkarılarak tılsım yapılır. Bunların dışında, ölümsüzlük suyu, ağza süt damlatarak sağaltma, gidilince dönülmeyen yollar, demir çarık giyip ele demir asa alarak yola çıkmalar, sihir- sel-büyüsel izahlarla sözün sihirli gücü sayesinde insanı tabiattaki başka varlık- lara çevirme, göz yumup açıncaya kadar istediği yere gitme, yer altı ve yer üstü dünyalarda mücadele Kırgız masalları- nın mitolojik unsurları arasındadır. Ay- rıca celmogoz, cezkempir, boyu bir karış sakalı beş karış gibi olağan üstü varlık- ları da bu gruba dâhil edebiliriz. Sonuç olarak ilkel insanların inanç- larının bir kısmını masallaştırdıklarını söyleyebiliriz. Ayrıca masalların tamamı için ortak bir menşe yerine her milletin masalını ayrı ayrı ele almak gereklili- ği ortaya çıkmaktadır. Bazı masalların mitlerin veya destanların parçalanmış şekli olduğunu görebilmekteyiz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder