25 Ekim 2013 Cuma

PRATİSYEN BİR HALKBİLİMCİNİN SAHİP OLMASI GEREKEN ÖZELLİKLER

Halkbilimciyi tarihçiden, edebiyat eleştirmeninden , sosyologdan , sanat tarihçisinden, psikolog ve siyasal bilimciden ayıran beceriler, bakış açıları , yöntemler veya donanmış olması gereken entellektüel araç ve gereçler nelerdir? Daha önce R.M.DORSON (1972) ve Dursun Yıldırım (1985) tarafından ele alınan bu konuyu söz konusu 2 çalışmadan hareketle halkbilimcinin sahip olması gereken bilgi ve becerileri şu şekilde tasnif edip sıralamak mümkündür.

1-ALAN ÇALIŞMASI: Bir halkbilimci alan çalışması yöntem ve tekniklerini iyi bilmesi ve kullanması gereken kişidir. Ancak bunun yanısıra , konusu ile teorileri , edebiyatla ilişkisini , kültüre olan bağını , sözlü geleneğin geçerliliğini kontrol etmesini bilmesi gerekir. Bunun içinde daha önce de işaret edildiği gibi edebiyat, tarih , sosyoloji, antropoloji , psikoloji, dilbilimi, coğrafya ve arkeoloji gibi bilim dallarından yararlanabilmelidir. Derleme ve kayıtlar sırasında , derleyeceği malzemenin özelliklerine uygun teknik bilgi ve becerilere sahip olmalıdır. Ancak , iyi bir alan araştırmacısı sadece bu bilgi ve becerilere sahip olan değil bunları sahada uygulayabilen kişidir. 

2-TERMİNOLOJİ : Herhangi bir bilim veya  sanat dalı için olduğu gibi halkbilimi içinde terminoloji olmazsa olmaz bir gereklilikdir. Bir halkbilimi araştırmacısı, araştırmalarında düşüncelerini ifade etmek ve  başkalarının araştırmalarını takip edebilmek için uluslarası halkbilimi terminolojilerini bilmek zorundadır. Doğal olarak uluslararası halkbilimi terminolojisinin yanı sıra uzmanlaşılan ulusal halkbilimi terminolojisini de bilmek halkbilimci için mutlak zorunluluktur.

3-HALKBİLİMİ ÇALIŞMALARININ TARİHİ : Bir halkbilimci alanındaki gelişmelerinin dünyadaki folklor araştırma tarihini , gelişme devrelerini belli başlı kuramları ve bunların temel paradigmaları arasındaki farklılıkları bilip öğrenmek zorundadır . Bu çalışmada yer verilen kuram ve yöntemlerin tamamı halkbilimcilerin geçmişte ve günümüzde kullandıkları düşünce ,araştırma , geliştirme ve yorumalama araçlarıdır. Herhangi bir kuramın veya yöntemin tek yönlü taraftarlığına veya bir başka ifadeyle partizanlığına yahut militanlığına talip olmaksızın akademik bir halkbilimcinin bunları bilmesi ve yorumalama yeteneğini bu araçlarla donatması gerekir . Bugün geçerliliğini kaybetmiş konsept ve yöntemlerin dahi daha sonra geliştirilmiş ve günümüzde geçerliliğini sürdüren yöntem ve kuramların ortaya çıkışındaki rolünün kavranabilinmesi için ne kadar önem taşıdığı hiçbir zaman unutulmamalıdır. Nitekim bu konuda büyük Rus halkbilimcisi , Y.SOKOLOV'un (1966) ''teorik bakış açıları ve temel yöntem prensipleri hakkında genel bir fikir edinmeden onların folklorun ama meseleleri için ileri sürdüklerinin tenkidir zor olacaktır.'' şeklindeki ifadesi de söz konusu hususu aydınlatacak niteliktedir. 

4-ARŞİVLERİ KULLANMA BECERİSİ : Halkbilimcinin kullanacağı en önemli bilgi ambarı arşivdir. Daha önce yapılan derlemelerin yanısıra yapılacak alan araştırmalarıyla derlenecek malzemenin dökümü , görüntü ve ses kayıtları burada saklanır. Eğer arşiv malzemesi iyi düzenlenmezse araştırmacıların kullanması güçleşir. Bu nedenle hem arşivler iyi düzenlenmiş olmalı , hem de halkbilimciler arşivleri kullanmasını bilmelidir. 

5-HALK KÜLTÜRÜ MÜZESİ KULLANIMI : Halk kültürü müzeleri derlenen maddi kültür unsurlarının toplandığı ve sergilendiği ve bazı folklor olaylarının değişik gayelerle icra edildiği yerlerdir. Bütün bu özellikleriyle de müzeler halkbilimi araştırmaları için arşivlerin tamamlayıcısı durumundadırlar. Halkbilimci gerek arşiv malzemeleri üzerinde çalışırken maddi kültür unsurlarıyla ilgi kurması icab eden durumlarda ve gerekse uygulamalı halkbilimi çalışmaları bakımından araştırmalarını değerlendirebilmesi için halk kültürü müzelerinden nasıl yararlanabileceğini bilmelidir. 

6-YAZILI VE BASILI KAYNAKLARI KULLANMA TEKNİKLERİ : Halkbilimci, sözlü kaynakları yanısıra , gerektiğinde yazılı ve basılı kaynaklardan yararlanacaktır. Ancak , halkbilimci bu tür malzemelerden yararlanırken son derece dikkatli olmalı ve malzemesinin geçerliliğini bir tarihçi yaklaşımıyla denetleyebilmelidir. Yazılı kaynakları kullanma tekniği ile donatılmış bir halkbilimcinin çok çeşitli yazılı ve basılı kaynaklar içerisinde halk geleneklerini bulma gibi çetrefilli (zor) bir sorunun üstesinden gelmesi kolaylaşır. 

7-KAYNAKÇA YÖNTEMLERİ BİLGİSİ  :  Halkbilimci, halkbilimi ile ilgili bibliografya eserlerini iyi bilmeli ve takip etmelidir. Bibliografya eserleri halkbilimcinin uzmanlaştığı ulusal kültür havzasına yönelik çalışmalar kadar dünyanın diğer yerlerindeki halkbilimi çalışmarıyla ile ilgili olabilir. Halkbilimci çalışacağı konuda ön hazırlık mahiyetinde bir taslak çalışma bibliografyası hazırlarken  ele aldığı konuda kendisinden önce neler yapıldığını buralardan öğrenir. Böylece kendisinden önce yapılan çalışmaların eksik yönlerinin öğrenerek gerekirse tamamlamaya veya yanlışlar tespit eder ise düzeltmeye yönelik çalışma planlaması yapabilir. 

8-FOLKLOR İNDEKSLERİNİN KULLANIMI : Halkbilimci elindeki malzemeyi tanımak , sınıflandırmak için indeks kullanımını iyi bilmelidir. Bu bağlamda indeksler halkbilimcinin en iyi yardımcısı konumundadır. Özellikle , S.THOMPSON'un altı ciltlik ''Halk Edebiyatı Motif İndeksi'' ve Aarne-Thompson 'nun ''Masal Tipleri İndeksi '' söz konusu indeksler içinde en mühim olanlarıdır. 

9-ULUSLARARASI MESLEKİ İLETİŞİM : Halkbilimi çalışmalarının uluslarası düzeyde oluşu halkbilimcinin başka becerilerde geliştirmesine yol açmaktadır. Bunların arasında bulunan bir beceyi ya da tekniği ki bunun gerekliliği diye de tanımlamak mümkündür. Uluslararası halkbilimsel iletişim ağı veya ağlarıyla temasta bulunmak ve milletlerarası tecrübeye sahip olunmalıdır.

Pratisyen ve Profesyonel bir halkbilimci sadece kendi çevresindeki alanlara yönelmekle yetinmemelidir. Çünkü bir halkbilimi malzemesinin izi en sonunda kişiyi tüm dünyaya yöneltecek ve kişinin karşılaştığı sorunlarla başka kıtalarda da belki çok daha fazla delil ile karşılaşacaktır. Bu nedenle halkbilimci yeryüzündeki diğer halkbilimi topluluklarıyla bağlantılar kurmalı bunu da uluslararası örgütler  ,  konferanslar sempozyumlar aracılığıyla veya kişisel ve mesleki kurumlar arası ilişkilerin geliştirilmesi yoluyla da gerçekleştirmelidir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder