oluĢturan insanların yaĢam biçimleri arasındaki belirleyici iliĢkiler,
kimliğin gizlenmesi motifi açısından ele alınmaya çalıĢılacaktır. Halk
edebiyatı ürünleri çağdan çağa değiĢiklik arz ederken bu değiĢmelerin
seyri izlenmeye çalıĢılacak, değiĢmelerin kimlik gizleme noktasında
neden ve nasıl oluĢtuğu araĢtırılacaktır. Kimlik gizlemenin hangi
etkenlerle oluĢtuğu ve hangi kültür ortamlarında, nasıl değiĢtiği
üzerinde durulmaya çalıĢılacaktır.
Mitolojiler, masallar, destanlar, halk hikâyeleri ve efsaneler
gibi sözlü anlatı türlerinde kahramanların kimliklerini gizleme sebebi
merak konusudur. Bu konuda pek çok soru sorulabilir. Kahramanlar
hangi gerekçelerle ve nasıl bir kimlik gizleme yöntemi
geliĢtirmiĢlerdir? Bu gizlenmelerin biçimleri, kültürü taĢıyanların
düĢünce tarihi ortamına ıĢık tutar mı? Hangi statüden kiĢiler kimliğini
gizleme gereği duymuĢlardır?
Anlatı türlerinde kahramanların kimliklerini gizlenmeleri
çeĢitli Ģekillerde görülür. Genellikle birinci dereceden, bazen de ikinci
dereceden kahramanlar kimliklerini gizleme gereğini duyarlar.
Kimliği gizleme, model kahramanların davranıĢlarını yansıtır.
Kimliğin gizlenmesi motifi, mitolojilerde dönüĢüm, efsanelerde don
değiĢtirme, destan ve halk hikâyelerinde ise, daha çok kılık değiĢtirme
Ģeklinde karĢımıza çıkmaktadır.
Dünya düzenini sağlamakla görevli hakanlar, kılık değiĢtirip
tebdil-i kıyafetle toplumun düzenini sağlarlardı (Ergun 2005:68,79).
“Kimliğin gizlenmesi” uluslararası bir motif olup Stith
Thompson katalogunda (Motif Ġndex of Folk Literature) yer alır. D
maddesi büyü baĢlığını taĢımakta olup D0-D699 Ģekil
değiĢtirmelerdir. D0-D99: Ġnsanın farklı insan Ģekline dönüĢmesi,
D100-D199: Ġnsanın havyana dönüĢmesi, D200-D299: Ġnsanın
nesneye dönüĢmesi, D300-D399: Hayvanın insana dönüĢmesi, D400-
D499: DeğiĢmenin diğer Ģekilleri, D500-D599: DeğiĢimin anlamları,
D600-D699: Muhtelif tesadüfî değiĢmelerdir.
Aynı katalogda K maddesi “Aldatmalar” baĢlığını
taĢımaktadır. K0-K2399 arasında çeĢitli aldatmalar yer almaktadır. Bu
alt numaralandırmalardan bazıları Ģunlardır: K1800-1899 Tebdil-i
kıyafet veya hayal Ģeklinde aldatma, K1812 Tebdil-i kıyafet ile gezen
padiĢah, K1815.1 Mütevazi bir kılık değiĢtirme, K1817.1 Dilenci
kılığında eve dönüĢ, K1811.1.1Diğer kılık değiĢtirmeler (Thompson
1958).
V. Propp masal çizelgesini oluĢtururken 128 numarada
“kimliği gizleyerek gelme” baĢlığını ve bunun altında dört alt baĢlık
kullanır. Ayrıca V. Propp düzmece kahraman için 110-113 masal
çizelgesinde yer vermiĢtir (2001:161-162).
1- Mitolojik Dönemde Kimlik Gizleme
Ġlkel toplumlardaki inanmalar biçim ve içerik yönüyle değil,
“simgeci” bir anlatımla sergilenir (Pospelov 1984:28-30). Yaban
düĢüncede objeler veya varlıklar kendilerinden baĢka bir Ģey
olabilirler (Örnek 1995:18). ġaman giyimindeki kuĢ resimleri ve
baĢlığında kanatlı kuĢ tüyleri bir baĢka kimliğe bürünmenin
iĢaretleridir. ġaman bu giysileri giyer giymez kendini kuĢa dönüĢmüĢ
hisseder; birden fazla kimliğe dönüĢebilme adına esrime tekniğini
uygular. Öte dünya yolculuklarda kuĢ giysilerinin mutlaka olması
gerekir (Eliade 1999:187).
ġamanların yardımcı ruhlara dönüĢmeleri söz konusudur. Bu
yardımcı ruhlar hayvandır. Ayı, kurt, geyik, tavĢan, her çeĢit kuĢlara
dönüĢtüklerine inanılır. Hayalet, hortlak, orman ruhları, toprak ve
ocak ruhlarından yardım alır veya onların kimlileri ile de boy
gösterebilirler (Eliade 1999:116).
ġamanlar da hayvan ruhları ile konuĢulur. Jest, mimikler,
maske ve dans yoluyla hayvanlar canlandırılır. ġamanlar hayvanların
ruhları veya özellikleriyle farklı bir kimliğe dönüĢürler. ġamanın diğer
kimlilere bürünebilmesi hayvan taklidinden, onların güçlerini,
yeteneklerini kullanabilme, dillerini anlayabilme gayreti ile canlıların
ruhlarına hâkim olma ve yeni kimliklere girme becerisi ile
gerçekleĢebilir. Yeni kimlik edinmenin pek çok iĢlevi vardır: Ġlki,
insanlar ile hayvanlar arasındaki kopmanın henüz yaĢanmadığı mitik
zamanı yeniden kurmuĢ olmak; ikincisi, hayvanların dilini öğrenmek,
geleceğin sırrını bilmek, onları taklit etmek öbür dünya ve gök
âlemiyle iletiĢim kurmak içindir. KuĢa dönüĢmek demek, daha
yaĢarken göğe çıkabilmek öte dünyaya gidebilmek demektir. Üç
kozmik (yer altı, yer üstü, gökyüzü) arasında hayvan vücutlarıyla
esrimeli yolculuk yapabilmektir (Eliade 1999: 121-126).
Yer altının kötü ruhları da her türlü kılığa girebilir veya
baĢkalarını dönüĢtürerek gerçek kimliğinden uzaklaĢtırabilirler
(Seyidoğlu 2009:201-210). Yer altının kağanı Erlik Han ve ailesi
dönüĢüm ve dönüĢtürme yeteneğine sahiptirler. Karanlık dünyanın
varlıkları olan al, al karısı, cin veya Ģeytan efsanelerde çeĢitli
hayvanların kılıklarına girebilirler ve insanları aldatabilirler (Önal
2005:233-293).
2- Destanlarda Kimlik Gizleme
Destanların en eski döneme ait olanları mitolojik yapıyı
bünyesinde korurken, daha sonraki dönemlere ait destanlarda
mitolojik yapı, yerini daha gerçekçi bir duruma bırakır. DönüĢüm
(metamorphosis) yani bir baĢka Ģekle dönüĢme mitik dönemin en
önemli özellikleri olup kendi çağının düĢünce yapısını da ortaya
koymaktadır. Kahramanların bir Ģeklide uzun bir zaman diliminden
sonra yurtlarına dönüĢlerinin öyküsü destandan halk hikâyesine dek
süren anlatılar zincirini oluĢturur. Bir baĢka kimlik gizleme Ģekli
gözükenin değil, gözükmeyenin yani niyetin gizlenmesidir.
2.1-DönüĢüm:
ġamanların don değiĢtirmeleri veya dönüĢümleri kimlik
değiĢtirme adına arkaik destan kahramanlarında devam eder. Arkaik
dönemin destan kahramanları, bir kam gibi olağanüstülükler
gösterebilir, hatta onların atları da dönüĢebilir. Koruyucu ruhlar Ģekil
değiĢtirerek kahramana yardımcı olabilirler. Maaday Kara Destanında
boz kısrak, Ģekil değiĢtirerek mavi bir inek olur. Kahraman ve atı
destanın ilerleyen aĢamalarında yine dönüĢürler (Naskali
1999:225,231). Arkaik döneme ait destanlardan Cangar Destanı’nda
kahraman yeĢil yaprağa dönüĢür. Yaprak tekrar ete kemiğe bürünür
(Seyidoğlu 2009:209). Kırgız destanlarından Er Töstik destanında at
dönüĢür. Koca karının hilesinden sakınırken Er Töstik’in atı bir
bitkiye dönüĢür (Aça 2002:136-137). Bunu yaparken korunmuĢ olur.
Destan kahramanları âdeta birer Ģaman gücüne sahiptirler.
Maaday Kara destanında, kahramanlar sineğe, balinaya dönüĢmenin
yanı sıra, Kögüdey Mergen ile niĢanlısı Altı-Küskü ile cilveleĢirlerken
dönüĢerek yeni kimliklere girerler. Altın-Küskü beyaz bir kelebeğe,
balığa, Kögüdey Mergen kuĢa, su samuruna dönüĢür (Naskali
1999:225,231).
Altın Arığ destanında ikinci dereceden kahramanlardan
Pora Ninci, Ģekil değiĢtirip oğlunun öcünü almak adına yılana dönüĢür
(Çobanoğlu 2001:I,243-257). Hayvan kimliğine girebilme sadece iyi
değil, kötü tiplerde de görülür. Fantastik özellikler taĢıyan dönüĢümler
masal motifi olduğu kadar ġamanizm inanmaları içinde de yerini alır.
Altay destanı Maaday Kara destanında, efsanevî unsurlar
arasında, kahramanların yedi yıldız, takımyıldızı, kutup yıldızı gibi
çeĢitli yıldızlara dönüĢtüklerine inanılır (Naskali 1999:251). Destanın
sonunda kahramanlar görevlerini yapmıĢlar, pek çok olağanüstü
güçlüklerin üstesinden gelmiĢler ve nihayetinde bir bakıma Ģekil veya
kimlik değiĢtirerek ölümsüz olmuĢlardır. Yıldızlara bakanlar onların
öykülerini sürekli hatırlayacaklardır.
BaĢkurt destanı Ural Batur destanında da masal motifi olan
yılan donuna girme söz konusudur. PadiĢahın kızını almak isteyen
gencin olağanüstü isteği, yılan donuna girip bir geyik yutmasıdır.
Yutma sırasında geyiğin boynuzlarından kaynaklanan zorluğu Ural
Batur’un yardımı ile aĢan yardımcı kiĢi destanda yer alır. Yılan güzel
bir kız donuna girebilir. Zindandan kurutulmak için ikinci dereceden
kiĢiler yılan veya su faresine dönüĢebilir. Öldürülen devler dağa
dönüĢebirler. Böylece bazı dağların gizli kimlikleri anlatılmıĢ olunur.
Humay kuĢu bir kıza, sonra tekrar bir kuĢa dönüĢür. Kahramanın eĢi
humay kuĢu donuna dönüĢerek kocasının ölümünü görmeye gelir ve
bundan sonra humay kuĢu olarak kalır (Çobanoğlu 2001:265-270).
Masalsı unsurların yoğun olduğu dönüĢümler, yeni
kimliklerin veya gizli kimliklerin ortaya çıkmasına yol açmaktadır.
Kimi dönüĢümler geçici ve bir kurtuluĢ için yapılırken, kimi
dönüĢümler kalıcı olarak gerçekleĢir. Huma/humay kuĢunun efsanesi
bir öyküye bağlanır ve kuĢun diĢil bir han karısı olduğu, kocasının
acısına dayanamayıp kısır yumurta yumurtlayıp artık kuĢ donundan
dönmediği iĢlenir.
Manas destanında ikinci kuĢaktan kahraman olan
Semetey’in düĢmanlardan korunması için, onu seven Ay Çörek kuğu
Ģekline girip uçarak haber götürür (Ġnan 1992:148-149). Burada don
değiĢtirme, Talas ve Çin arasındaki büyük coğrafyanın kuĢ donuna
girerek aĢılmasının fantastik bir görünümü karĢımıza çıkar.
Altay destanı Ak Tayçı destanında, kahramanın büyüsel
iĢlemleri sonucu, at ayıya dönüĢür. Atın gizlenmesi söz konusu olur.
Yine kahraman yeraltına indiğinde esir tutulan gelini çakmak taĢına
dönüĢtürür ve cebine koyar. Gelin böylece gizlenir (Dilek 2002: 26-
27).
Satuk Buğra Han destanında, Han on iki yaĢında kırk
arkadaĢıyla ava çıkar. Kaçan tavĢanın ardından gider. TavĢan ihtiyar
bir insana dönüĢür. Satuk Buğra hayretler içinde kalır. Ġhtiyar
Buğra’ya Ġslâmiyet’i öğretecek kiĢiyi bildirir. Burada aracı kiĢi tavĢan
donuna girmiĢtir. Kimliğin gizlenmesi, avcıyı peĢinden sürüklemesi,
gösterdiği olağanüstü dönüĢümle ikna etmesi için gerçekleĢtirilmiĢtir
(Banarlı 1987: 268-269). Ġslâm öncesi düĢünce yapısı, böylece Ġslâm
sonrasına taĢınmıĢ ve uyarlanmıĢ olur.
Dede Korkut Hikâyelerinden Deli Dumrul hikâyesinde Al
Kanatlı olarak tasvir edilen Azrail, Deli Durmul’un karĢısına “heybetli
bir koca” olarak çıkar. Deli Dumrul’un hamlesi sonucu Azrail
güvercine dönüĢür. SavaĢ hilesi olarak Azarail’in kuĢa dönüĢmesi söz
konusu edilmiĢtir (Ergin 1997:178-179).
2.2-Kıyafet DeğiĢtirme:
Kalıcı dönüĢümler mitolojik zamanların düĢünce yapısından
izler taĢırken, geçici dönüĢümler daha çok bir kurtuluĢ veya geçici
çözüm/çare adına yapılır. YerleĢik bir yaĢam biçiminin izlerini taĢır ve
daha gerçekçidir. Bu durum da birdenbire oluĢmaz. Yakın döneme ait
destanlarda dönüĢümün yanı sıra, kimliğini gizleme kıyafet değiĢtirme
Ģekliyle iç içe yürür.
Altay destanlarından Közüyke destanında, beĢik kertmesi
peĢinden giden kahraman dilenci kılığında kimliğini saklayarak
düğüne yetiĢir. ÇeĢitli olağanüstülükler göstererek düğünü dağıtır. Pek
çok engeli aĢmasına rağmen, zehirli bir okla öldürülür. BeĢik kertmesi
olan kız da kendini öldürür. Ġki ceset kayaya dönüĢür (Dilek 2002:32).
Kılık değiĢtirme motifi yanında, taĢ kesilme motifi efsanevî bir
dönüĢümdür. Âdeta taĢın gizli kimliğinin izah edilmesi söz konusudur.
Bu dönüĢümler kimliğin gizlenmesinden çok, sevenleri ayırmayın,
anaya babaya saygılı olun gibi dönüĢüm mesajlarını içinde barındırır
(Sakaoğlu 1980:40-42).
Altay destanlarından Kozın Erkeş destanında kahraman
kutsal bilgelik kitabından evleneceği kızı öğrenir ve kızın peĢine
düĢer. Düğün baĢlamıĢtır. Düğüne kendisi ve atı kılık değiĢtirerek
katılır. Kız evlenmek için Kozın ErkeĢ’i seçer. Kozın ErkeĢ
zehirlenince kız sıçana dönüĢerek kahramanı kurtarır. Kimliği
gizlemek bu destanda kurtarmak adına yapılmıĢtır (Dilek 2002:30-31).
Alpamış destanında kahraman yedi yılın ardından geri
döndüğü zaman, kılık değiĢtirir. Karısının ve arkadaĢının kendine olan
bağlığını denemek ister (Reichl 2002:178).
Dede Korkut Hikâyelerinden Kanturalı hikâyesinde, Selçen
Hatun Kanturalı ile Oğuz eline dönerken gelen düĢmanlara karĢı
savaĢmadan öne elbisesini tanınmamak adına değiĢtirir. SavaĢ için
hazırlanır. SavaĢcı kıyafeti ile kocası dahi Selçen olduğunu bilemez
(Ergin 1997:193-195).
Köroğlu’nun Kazak eĢ metninde Arap ülkesine giderken
karĢılaĢtığı çobandan aldığı bilgi ile yengesini bulur. Yengesiyle
dilenci kılığı ile buluĢur. Kimliği gizlemesi gelecekte ne yapacakları
üzerine bir plan kurmak içindir (Ekici 204:134).
Battal Gazi destanında kahraman sürekli kılık değiĢtirir.
Battal Gazi düĢmanla mücadele etmek, tanınmamak için çeĢitli
kılıklara girerek kimliğini gizler. Babasının öcünü almak için, silahĢor
kıyafeti giyer. Böylece kaleye girebilir ve amacına ulaĢır. Rum
kıyafetine girerek karısını esaretten kurtarır. Yüzüne nikap takarak
düĢmanını öldürür. Yine küffarla mücadele ederken çoban kıyafeti ile
kimliğini gizler. Elbise değiĢtirerek zindandan kurtulur. Casusu
öldürüp onun kıyafetini giyerek kaleden kız kaçırır. Kendini ve atını
siyaha boyayarak mücadele eder (Köksal 1984:181-182)
Sarı Saltık çeĢitli Ģekillerde kıyafet değiĢtirerek kimliğini
gizler. Hıristiyanların karĢısına gündüz rahip, gece papaz olarak çıkar
ve papazları kılıçtan geçirir. Sarı Saltık papaz kılığına girip Çanakkale
Boğazını geçerek Edirne’de bir kilisede on iki lisan bildiği için, en
güzel Ģekilde Ġncil okur, daha sonra kilisedekileri kılıçtan geçirir
(Yüce 1987:37, 336).
Kıpçak ülkesine tüccar kıyafeti ile gider. Sırbistan’ı kılık
değiĢtirerek gezer. Sonunda yakalanır. Frengistan’da, Hızır
(Eznatamarya) kılığına girerek kafirleri aldatır (Yüce 1987:353-
354,377,359,).
Sarı Saltık Türkistan'a Zaloğlu Rüstem’in türbesini ziyaret
etiğinde, türbe kapısında ak sakallı bir ihtiyar görür. Ak sakallı ihtiyar
aslında kendine secde ettirmek isteyen Ģeytandır. Dua sonucu Ģeytan
kaybolur (Yüce 1987:353). ġeytanın da yaĢlı biri kılığında
görülebileceği ve aldatıcı olabileci anlatılır.
2.3- Niyet Gizleme:
ÇeĢitli destanlarda, kimliği gizlemenin ötesinde, niyeti
gizleme Ģeklinde intikam ile ilgili anlatmalar yer alır. Köroğlu
destanında, uyanık, akıllı, cesur ve kurnaz Keloğlan/Kiçel Hamza
niyetini gizleyerek Köroğlu’nun hizmetine girer, güvenini kazandıktan
sonra kıratı kaçırır (Boratav 1984:24,56;Alptekin 1997:139-143).
Köroğlu’nun Azeri rivayetinde Ġstanbul’da kılık değiĢtirerek Nigar
Hanım’ın sarayına gizlice girer (Boratav 1984:23).
Oğuz dairesinden olan Bozoğlan destanında niyet gizleme
yoluyla kimlik gizleme görülür. Sonradan Müslüman olan
Mürzemmet Yusuf ve Ahmet Bey’in düĢmanı Gözel ġah’ın tarafına
geçer. Burada ihanet edip düĢman kimliğini gizleyerek gelir. Yusuf ve
Ahmet Bey’e oyun oynar ve onları tuzağa düĢürür (Özkan 1989:66-
75).
Doğu Türkistan destanlarından olan Abdurrahman Han
destanında Ġsmail niyet gizleyen bir kiĢi olarak görülür. Mürzemmet
gibi o da kendisinin aslen faklı bir kavimden olduğu öğrenince
niyetini veya düĢman kimliğini gizleyerek destanın sonunda
Abdurrahman Han’ı öldürür (Özkan 1989:63).
Benzer bir baĢka durum, Manas destanında yer alır. Köz
Kaman ve Gökçe Göz Çinliler tarafından Kırgız olmalarına karĢın,
dinleri Çin inancına dönüĢmüĢ ve Manas’ı bir Ģekilde tuzağa düĢürüp
öldürmek içine görevlendirilmiĢlerdir. Niyetlerini bir bakıma
kendilerini, ait oldukları kimliklerini gizleyerek Manas’ı tuzağa
düĢürürler (Yıldız 1995:740-816).
3- Halk Hikâyelerinde Kimlik Gizleme:
Tebdil-i kiyafet ile kimliğini gizleyip yola çıkan padiĢahlar
halk hikâyelerindeki baĢlıca motiflerden biridir. Yolda bir
pir/derviĢ/Hızır padiĢahın kimliğini gizlemesine rağmen, onun kim
olduğunu bilir. Böylece Tanrı ulu kiĢi yardımıyla derdinin dermanını
da verir (Türkmen 1998:34; Alptekin 1999:87).
Dede Korkut Hikâyelerinden Kam Pürenin Oğlu Bamsı
Beyrek hikâyesinde Bamsı Beyrek on altı yıllık esaretten dönüĢte,
çoban kılığında evine döner. Hem ailesinin durumunu, hem de
düğündeki durumları içten öğrenmek için kimliğini gizler. Her Ģeyi
gözleriyle gördükten düğünün akıĢına müdahale ettikten sonra, kimliği
gizleme gereği ortadan kalkar (Ergin 1997:137-153).
Tahir ile Zühre hikâyesinde, Zühre Tahir’i kadın kılığında
köĢke alır (Türkmen 1998:57-58). Kerem Aslı’nın peĢinde giderken
çeĢitli vesilelerle kılık değiĢtirir ve sevdiğini görür. Dilenci kılığıyla
manastıra girmek için tebdil-i kıyafet ederek Aslı’yı görür (Elçin
1949:6). Kılık değiĢtirmeler tamamen korunmak ve sevgiliye kavuĢma
adına yapılan bir tür hiledir.
Şah İsmail hikâyesinde kimliğini bir nikapla gizleyen Arap
Özengi görülür. Kahraman kadın tipini temsil eden, ama bu arada
kimliğini saklayan kiĢi olarak karĢılaĢırız (Yurdatap 1969:52-63).
Dede Korkut hikâyelerinde, kimliğini nikap/örtü ile
gizleyen delikanlılar vardır. Bamsı Beyrek bunlardan biridir. Nikapla
yüzlerini örtmelerinin nedeni yakıĢıklılığı ile ün yapmıĢ yiğitlerin kötü
ruhlardan korunması içindir. Özelikle bayramları ve pazar yerlerinde
yüzlerini saklarlar (Gökyay 2000:CDIX). Bamsı Beyrek’in yanı sıra
Kanturalı, Kara Çekür ve oğlu Kırk Kınuk diğer nikaplı olan
isimlerdir (Ergin 1997:188).
4- Efsanelerde Kimlik Gizleme
Ġnsanın çeĢitli baĢka nesnelere dönüĢmesi sonucu, yeni
kimlik edinerek asıl kimliğinin gizlenmiĢ olması söz konusu edilen
pek çok efsane bulunmaktadır. Bu tür efsanelere göre, insan güneĢe,
aya, yıldızlara dönüĢebilir; taĢ kesilerek kalıcı bir nesne olabilir. KuĢ
olmak veya taĢ kesilmek için beddua değil, dua edilir. Duanın kabul
olduğuna ve dönüĢümler yaĢandığına inanılır (Önal 2003:113-168).
Ay öksüz kıza acıyarak onu bakracıyla birlikte göge alır. Ayın halden
hale girmesi kıza bağlanır (Gökalp 1977:106-107).
Özellikle menkıbelerde, ermiĢ oldukları kabul edilen
kiĢilerin göstermiĢ oldukları kerametler içinde don değiĢtirme motifi
sıkça görülür. Kendi kimliklerini değiĢtirme sebepleri daha çok
keramet sahibi olmalarına dayandırılır. Hacı BektaĢ-ı Veli’nin
Anadolu’ya geliĢi en çok bilinen don değiĢtirme menkıbelerinden
biridir. Buna göre, güvercin kılığında Anadolu’ya gelir. Doğan Ata ise
doğan donuna girer ve Hacı BektaĢ’a saldırır. O da hemen silkinir ve
insan kılığına girer (Gölpınarlı 1990: 10,19;Yüce 1987:358).
Türklerin Ġslâm’ı kabulundan sonra, ġamanların iĢlevleri
ermiĢ kiĢilerin üzerinden anlatılmaya devam eder. ErmiĢerin güvercin,
laçin donuna girip uçtukları anlatılır. ErmiĢler/erenler/veliler bir
Ģeklinde kimliğini değiĢtirme yeteneğine sahip oldukları, bir baĢka
kimlikte ortaya çıkıp önceki kimliğini - geçici de olsa - gizlemeleri
söz konusu edilir. BaĢkalarını da gerekirse geçici olarak dönüĢtürür.
Böylece ermiĢlerin baĢka kimliğe bürünme yeteneğin sahip olduğu
düĢünülür (Öğel 1995:II,142). ErmiĢ kiĢilerin bu türden özellileri
Ġslâm öncesi Ģaman geleneklerinin halkın muhayyilesinde bir Ģekilde
devam ettirildiğini ve Ġslâm’a uyarlandığı söylenebilir.
Don değiĢtirme de bir tür kimlik gizlemedir. Don değiĢtirme
yerine halk arasında kullanılan çeĢitli ifadeler vardır. Bunlar daz/tas,
türlenme, silkinme, giyimini giyme, kalıp, bürünmek görünmek gibi
ifadelerden bazılarıdır (Ögel 1995:II,83,133-136).
Hoca Ahmet Yesevî baĢka olmak üzere, erenler hakkında
özellikle kuĢ donuna girme üzerine pek çok menkıbe bulunmaktadır.
Hoca Ahmet Yesevî turna donuna girer (Köprülü 1993:33). BektaĢi
halifesi Resul Baba altın geyik ve güvercin donuna girer (Gölpınarlı
1990:86). Abdal Musa geyik donuna bürünür (Güzel 1999:104-106).
Erenlerin kuĢ donuna girmesi ermiĢ yerel kiĢiler için de anlatılır.
Türkiye’nin pek çok yerinde bir zamanlar kuĢ donuna girip hacda
sabah namazını edâ edenlerin, üç güvercin olarak arkadaĢları ile
birlikte Mekke’ye gidenlerin, savaĢa güvercin kılığında katılanların,
kartal Ģeklinde baĢka bir mekâna gidenlerin menkıbeleri
anlatılmaktadır (Önal 2005: 306-312).
Erenlere ait özellikler aslında halkın hafızasındaki en eski
inanmaların Ġslâm adına devam ettirilmesinden baĢka bir Ģey değildir.
Ġnanmaların değiĢmediği sadece dinin değiĢtiği görülür. Yeni inanç
sisteminin din büyükleri, eski inanç önderlerinin ululuğu ile
örtüĢtürülerek inanma varlığını devam ettirmektedir. Günümüzde
Türkiye’nin hemen her tarafında benzer türbe/ziyaret sahipleri vardır.
5- Masallarda Kimlik Gizleme
Masallarda da dönüĢüm ve kılık değiĢtirerek kimliği gizleme
söz konusudur. Pek çok masalda kimlik gizlemek veya baĢkalarını
kimliğine girmek gibi unsurlar çokça görülür. Bunlardan önemli bir
kısmı büyüsel iĢlemler sonucu gerçekleĢtirilir. Masallarda kuĢa
dönüĢen “Ģöyle bir çırınıp” ayın on dördü gibi tekrar delikanlı olan
anlatımlar sıkça yer alır (Boratav 1992:147-151).
5.1- Sihirli DönüĢüm
Türkiye’de en çok bilinen masalardan “Tın Tın Kabacık”
masalında geyik izinden su içen kardeĢ geyiğe dönüĢür. Yine
Türkiye’de pek çok yerde anlatılan ve Muğla’dan derlediğimiz
masallar arasında “Kurbağa Gelin” masalı, adından da anlaĢılcağı
üzere kurbağa güzel bir kıza dönüĢür (Köle 1932). Muğla’da bir baĢka
masalın adı “Ayı Gelin”dir. Burada da oğlanın attığı ok ayı inine düĢer
ve kısmeti olan ayı ile evlenir. Ayı güzle bir gelin olur (Karadağ
1943). Muğla masallarından “Yılan Oğlan” masalı yılanın bir
delikanlıya dönüĢmesini anlatır (Orhan 1927)
5.2- Kılık DeğiĢtirme
Eberhard ve Boratav katalogunda yer yer 364 numaralı
“Evlenme ve Dolandırıcı Köse” masalında padiĢah herkese aldatan
Köse’nin kendisini de aldatmasını ister. Bunun üzerine, Köse bir kız
kılığına girerek padiĢahı aldatır (1953).
Daz, dazlak, kavlak keçel, yelgen, Keçel Mehmet vb. adlar
Keloğlan yerine kılık değiĢtirmelerde kullanılan isimlerdir. Masallarda
oğlan ve kız kılık değiĢtirerek amaçlarına ulaĢmaya çalıĢırlar (Ögel
1995:II,77-82;85-86). Keloğlan ve Altay destanlarında tas veya
Tastarakay, çeĢitli kılıklara girip kahramanlık gösteren kiĢidir. Yer altı
ve yer üstü dünyasına gider gelirler (Ergun 2005:79-81; Naskalı
1999:56,91,132; Ergun 1998: 222,224,232; Dilek 2002:56,264,271-
272).
Keloğlan masallarının yazıya geçenlerinin tamamı üzerinde
yapılan çalıĢmada Keloğlanın çeĢitli masallarda kılık değiĢtirdiği
görülür (Dursun 2008:97-98).
Keloğlan masalarında kimlik gizleme özel bir yere sahiptir.
Keloğlan toplum içindeki yerini gizler. Hakir veya eksik görülen bir
kimlikle haksızlıklara maruz kalır. Ötelenir. Düzmece keloğlan
gerçekten baĢı kel olan değil, baĢına sonradan bir iĢkembe geçirerek
geçici olarak kel olan ve böylece kimliğini saklayan kiĢi olarak
karĢımıza çıkar. Keloğlan masalları içinde “düzmece keloğlan” olarak
anlatılan masallarda, kellik yapay bir unsurdur; gerçek Keloğlan
masallarında kellik doğal bir durumdur.
Dobruca’dan derlediğimiz Kelce adlı masal Türkiye’de de
bilinen bir masal olup farkı, kahramanın baĢına sonradan koyun
iĢkembesi geçirmesi Ģeklindedir. Aslında bir padiĢah oğlu olan ve üç
kardeĢin üçüncüsü olan kahraman, ormana ava giden iki ağabeyisinin
peĢinden gider. Topal tavĢan aslında peri olan Arap’ın kucağına sıçrar.
Arap kendisine hizmet etmesi karĢılığında tavĢanı vereceğini, evini
tertemiz yapmasını, lakin kırk birinci odaya girmemesi gerektiğini
söyler. Kahramanımız kırkıncı gün kırk birinci odaya girer. Burada iki
at, domuzlar görür; ağabeylerini asılmıĢ bulur. At konuĢur ve onu
uçurup kurtaracağını söyler. At padiĢahın üçüncü oğlunu bir köye
götürür ve kendisine sihirli iki tüy verir. Kahraman burada baĢına
koyun iĢkembesi geçirir ve kimliğini gizler.
Masalın devamında padiĢahın üçüncü kızı Keloğlan’ı
kendine eĢ seçer. PadiĢah Keloğlan’ı kabul etmek istemese de, üç kez
kız altın elmayı Keloğlan’ın baĢına vurur. PadiĢah diğer iki damada
değer verip, üçüncü kızın kel kocasını adam yerine koymaz. SavaĢ
olur, Keloğlan sihirli tüyleri birbirine sürter ve donanımlı bir savaĢçı
olur. Üç kez savaĢa gider, diğer iki bacanağını geride bırakır. Her
seferin sonunda baĢına iĢkembe takarak kimliğini gizler. En sonunda
padiĢahın gözlerini açan sütü getirmiĢ, her üç savaĢta da birer iĢaret
nesne saklamıĢ olan ve adı Kelce olarak kalan kahramanımız, gerçek
hüviyetini açıklar ve bütün miras kendisine ve en küçük kıza kalır.
Kırk gün kırk gece düğün yaparlar (Davut 1943).
Muğla’da ĠkiztaĢ 1939 doğumlu Hayriye Töksöz’den
derlediğimiz aynı masalda bir muharebe vardır. TavĢan ve Arap’tan
söz edilemez. Bu masalda Keloğlan sütçü kığılına girer ve nereden
verildiği belirtilmemiĢ olan sihirli kutu sayesinde savaĢçı kıyafeti
edinir. Sonunda tekrar Keloğlan kılığında kendi yaptıklarını padiĢaha
açıklar ve düğün dernek kurulur.
Muğla’da anlatılan bir baĢka Keloğlan masalında, Keloğlan
padiĢahtan saklanmak için kadın kılığına girer (Orhan 1927).
6- Sonuç
Anlatı türleri içinde kimliğin gizlenmesi, aynı zamanda
türlerin hangi zaman ve hangi düĢünce yapısının bir hatırasını veya
gerçekliğini taĢıdığı noktasında günümüze ıĢık tutmaktadır. Mitolojik
dönemle ilgili kimlik gizlemeler daha çok don değiĢtirme ve çeĢitli
Ģekillerde kimliği gizleme biçimine dönüĢür. Geçici olduğuna inanılan
bir baĢka kimliğe bürünmenin temel mantığı Ģaman inancına kadar
götürülebilir. ġamanlar girdikleri yeni kılıkla onların güçlerini elde
ettiklerine inanırlar. Bu tür anlatımlar arkaik destanlarda mitolojik
inanmalar Ģeklinde devam eder. DönüĢüm marifeti destan
kahramanlarının yaĢamalarını kolaylaĢtırmanın ötesinde bir mücadele
biçimi de olur. Yakın dönem destanlarında ve Ġslâm sonrası
destanlarda kıyafet değiĢtirmeye dönüĢen kimliği gerçek anlamıyla
gizleyen kahramanlarla karĢılaĢılır. Efsanelerde ise dönüĢüm
erenler/veliler çerçevesinde görülür. Onların bir baĢka kiĢinin değil,
hayvan donuna girmeleri söz konusu edilir. Bu onların manevî
üstünlüğünün bir göstergesi olarak kabul edilmiĢ ve halk arasında
anlatılma yoluyla canlılığını korumaya devam etmiĢtir. Masalarda ise
kimlik değiĢtirme yöntemi, büyüsel bir iĢlem olmanın yanında, gerçek
anlamda tanınmamak veya kel görünmek için yapılan kimlik
gizlemelerde görülür. Masal çağı bir yönüyle mitolojik yapıya
benzemektedir. Ġnanılır olmaması ayırımı ile farklılık arz eder.
Türler arasında kimliğin gizlenmesini izlemek, yüz yıllar ve
bin yıllar içinde olağanüstülüklerin takibi anlamına gelir. Mitolojik
inanmaların efsanelerde/menkıbelerde yaĢatıldığı, destanlarda yer yer
görüldüğü, yerleĢik düzenin anlatı türleri olan hikâyelerde ise, akılcı
bir zemine oturtulduğu görülür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder