Millet kavramı çok genel bir mana taşısa da , dünyanın birçok yerinde değişik şekillerde tasarlandığını göruyoruz. Bu yüzden tabiidir ki, buna benzer ve aynı şeyleri belirten kavramlar bir hayli sık sık değişen manalar taşıyabiliyorlar: halk, vatan, ülke, devlet, kavim, milliyet vs.
Bu yakın anlamlı kelimelerle adlandırılan insan topluluklarının birbirinden farkı nedir? Mesela her millet aynı zamanda halk mıdır? Vatan mıdır? Kavim midir?
E.Gellner, milliyetçiliği «kültürle örgüt arasında kurulmuş bir bağ» olarak tanımlar (1). İşte karşılaşılan tüm anlamsal çarpıklıklar ''millet'' kavramının iki kutup arasında salınmasından kaynaklanmaktadır; bu kutuplardan birisi örgütsel yani Devlet, diğeri ise kültürel yani Kavimdir.
''Kök Cemaat'' i çagrıştıran ''millet'' sözcüğü, herhangi küçük bir insan öbeğini olduğu gibi bir kabileye de (aşiret) uygun gelebilir. Türkçede ''millet'', kavmi ve dini öbekleri belirtir; bunlar Osmanlı Devleti içerisinde, müslüman olmayan fertlerden oluşurdu: Rum, Ermeni, Sırp,Yahudi Milleti.
Latince ''populus'' (halk) sözcüğü Roma Cumhuriyetinin başlangıcından itibaren siyasi bir terim olmuştur: ''senatus populus romanu'' (Roma Halkının Senatosu). Halk iki değişik biçimde tasarlanabilir: toplumsa şartları ne olursa olsun, hükmedenlerden ayrı tüm fertleri içeren topluluk, veya imtiyazli sınıflara karşı çoğunluğu teşkil eden insan toplulukları. XVIII. yyıldan evvel ''millet'' anlaşılması zor bir terim iken, ''halk'' tutulan ve kullanılan bir sözcük. Esas şaşırtıcı olan, bugün ''millet''in kavmî, ''halk''ın ise siyasi bir anlam kazanmalarıdır.
XX.yyıldan itibaren ''millet'' daha kullanılır hale gelip, bilhassa Türk siyaset alanında, halk kelimesiyle rekabete girer. Saltanatın sonu ve Hilafetin lağvıyla , evvelden kanuna boyun eğen halklar , anında bu kanunları zorla benimseten ''millet''le başbaşa kaldılar, yani başka bir deyişle kendikendileriyle. Bu yüzden halk edilgen, millet ise etkin farzedilir. Fakat demokrasiler halkın kendi kendini yönetmesini öngördüğünden, halk ve millet üst üste çakışırlar. ''Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir'' der Türkiye Cumhuriyeti! Millet, ulus, halk kelimeleri aşağı yukarı ayni manalarda kullanılır bu bağlamda. Kah ''Türk milleti'', kah ''Türk halkı'' tabirleri dile getirilir. Esasında bu her iki tabirde ''Devlet''le çakışırlar.
Buna karşın Balkanlarda, millet ve halk gibi kader birliğini dile getiren terimler herhangi bir Devlele herzaman çakışmazlar. ''Halk''dan tabii insan cemaatlari ve kavimleri, ''millet''den ise siyasi teşekküler ve Devleti kasdediyoruz. Bugün, bu iki gerçeklik arasındaki uyumun tamamen bir hülya olduğunu biliyoruz.
Modern Rumcada, eski Yunancadan kalma meşhur ikizler '' etnos- demos''dan sadece kavmî halkla siyasi halk karşıtlığı kalmıştır. Demos, demokrasiyle birlikte kayıplara karışmıştı. '' Ayni kök öbek'' anlamında, eski yunanca ''yenos'', Osmanlılarca Rum cemaatina verilen isimdi. Hala bugün Osmanlı dönemi Rum okulları öğretmenlerine verilen ''dhidhaskali tou yenous'' (halk öğretmenleri) ismi zihinlerdedir; işte bu okullarda, halk öğretmenleri, hürriyet fikirlerini birçok Rum nesline aşılamışlardı. XIX. yyılda, bağımsızlıkla, tüm Osmanlı Devletine yayılmış ''yenos'' yerine siyasi bir ''millet'' yerleşti. Bu değişiklikler Avrupa örneğinden hareketle gerçekleşti; bunu ''etnos'' kelimesiyle, batı dillerindeki ''millet''e karşılık olarak dillerine yerleştirdiler.
Aşağı yukarı dünyanın heryerinde, Türkçede olduğu gibi ''millet'' ve ''halk'' kelimeleri vardır. Bir dilden diğerine, kullanılış biçimler çakışmıyor olsa da, farklılaşmaları hiçbir zaman ''kavmi'' ve ''medeni'' millet ayrımına benzemez. Çoğu dillerde, her halk millet olarak, her millet ise halk olarak adlandırılabilir. Sadece ''millet öncesi'' dönemine ait halklara millet diyemiyoruz. Esasında XVIII. yyıldan evvel ''millet'' kelimesini kullanmaktan sakınmalıyız, zira bu kelime yenilikçi (modern) hareketlerin belirtisidir; buna karşın halk kelimesinin, tekelci ve dışlayıcı olmadığından, kullanılmasında sakınca olmayabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder