19 Ekim 2013 Cumartesi

HALK ANLATILARINDA KAHRAMANIN KİMLİĞİNİ GİZLEMESİ*

Edebiyat bilimi çerçevesinde, halkın edebiyatı ile o edebiyatı 
oluĢturan insanların yaĢam biçimleri arasındaki belirleyici iliĢkiler, 
kimliğin gizlenmesi motifi açısından ele alınmaya çalıĢılacaktır. Halk 
edebiyatı ürünleri çağdan çağa değiĢiklik arz ederken bu değiĢmelerin 
seyri izlenmeye çalıĢılacak, değiĢmelerin kimlik gizleme noktasında 
neden ve nasıl oluĢtuğu araĢtırılacaktır. Kimlik gizlemenin hangi 
etkenlerle oluĢtuğu ve hangi kültür ortamlarında, nasıl değiĢtiği 
üzerinde durulmaya çalıĢılacaktır. 
Mitolojiler, masallar, destanlar, halk hikâyeleri ve efsaneler 
gibi sözlü anlatı türlerinde kahramanların kimliklerini gizleme sebebi 
merak konusudur. Bu konuda pek çok soru sorulabilir. Kahramanlar 
hangi gerekçelerle ve nasıl bir kimlik gizleme yöntemi 
geliĢtirmiĢlerdir? Bu gizlenmelerin biçimleri, kültürü taĢıyanların 
düĢünce tarihi ortamına ıĢık tutar mı? Hangi statüden kiĢiler kimliğini 
gizleme gereği duymuĢlardır? 
Anlatı türlerinde kahramanların kimliklerini gizlenmeleri 
çeĢitli Ģekillerde görülür. Genellikle birinci dereceden, bazen de ikinci 
dereceden kahramanlar kimliklerini gizleme gereğini duyarlar. 
Kimliği gizleme, model kahramanların davranıĢlarını yansıtır. 
Kimliğin gizlenmesi motifi, mitolojilerde dönüĢüm, efsanelerde don
değiĢtirme, destan ve halk hikâyelerinde ise, daha çok kılık değiĢtirme 
Ģeklinde karĢımıza çıkmaktadır. 
Dünya düzenini sağlamakla görevli hakanlar, kılık değiĢtirip 
tebdil-i kıyafetle toplumun düzenini sağlarlardı (Ergun 2005:68,79). 
“Kimliğin gizlenmesi” uluslararası bir motif olup Stith 
Thompson katalogunda (Motif Ġndex of Folk Literature) yer alır. D 
maddesi büyü baĢlığını taĢımakta olup D0-D699 Ģekil 
değiĢtirmelerdir. D0-D99: Ġnsanın farklı insan Ģekline dönüĢmesi, 
D100-D199: Ġnsanın havyana dönüĢmesi, D200-D299: Ġnsanın 
nesneye dönüĢmesi, D300-D399: Hayvanın insana dönüĢmesi, D400-
D499: DeğiĢmenin diğer Ģekilleri, D500-D599: DeğiĢimin anlamları, 
D600-D699: Muhtelif tesadüfî değiĢmelerdir. 
Aynı katalogda K maddesi “Aldatmalar” baĢlığını 
taĢımaktadır. K0-K2399 arasında çeĢitli aldatmalar yer almaktadır. Bu 
alt numaralandırmalardan bazıları Ģunlardır: K1800-1899 Tebdil-i 
kıyafet veya hayal Ģeklinde aldatma, K1812 Tebdil-i kıyafet ile gezen 
padiĢah, K1815.1 Mütevazi bir kılık değiĢtirme, K1817.1 Dilenci 
kılığında eve dönüĢ, K1811.1.1Diğer kılık değiĢtirmeler (Thompson 
1958). 
V. Propp masal çizelgesini oluĢtururken 128 numarada 
“kimliği gizleyerek gelme” baĢlığını ve bunun altında dört alt baĢlık 
kullanır. Ayrıca V. Propp düzmece kahraman için 110-113 masal 
çizelgesinde yer vermiĢtir (2001:161-162). 
1- Mitolojik Dönemde Kimlik Gizleme 
Ġlkel toplumlardaki inanmalar biçim ve içerik yönüyle değil, 
“simgeci” bir anlatımla sergilenir (Pospelov 1984:28-30). Yaban 
düĢüncede objeler veya varlıklar kendilerinden baĢka bir Ģey 
olabilirler (Örnek 1995:18). ġaman giyimindeki kuĢ resimleri ve 
baĢlığında kanatlı kuĢ tüyleri bir baĢka kimliğe bürünmenin 
iĢaretleridir. ġaman bu giysileri giyer giymez kendini kuĢa dönüĢmüĢ 
hisseder; birden fazla kimliğe dönüĢebilme adına esrime tekniğini 
uygular. Öte dünya yolculuklarda kuĢ giysilerinin mutlaka olması 
gerekir (Eliade 1999:187). 
ġamanların yardımcı ruhlara dönüĢmeleri söz konusudur. Bu 
yardımcı ruhlar hayvandır. Ayı, kurt, geyik, tavĢan, her çeĢit kuĢlara 
dönüĢtüklerine inanılır. Hayalet, hortlak, orman ruhları, toprak ve 
ocak ruhlarından yardım alır veya onların kimlileri ile de boy 
gösterebilirler (Eliade 1999:116). 
ġamanlar da hayvan ruhları ile konuĢulur. Jest, mimikler, 
maske ve dans yoluyla hayvanlar canlandırılır. ġamanlar hayvanların
ruhları veya özellikleriyle farklı bir kimliğe dönüĢürler. ġamanın diğer 
kimlilere bürünebilmesi hayvan taklidinden, onların güçlerini, 
yeteneklerini kullanabilme, dillerini anlayabilme gayreti ile canlıların 
ruhlarına hâkim olma ve yeni kimliklere girme becerisi ile 
gerçekleĢebilir. Yeni kimlik edinmenin pek çok iĢlevi vardır: Ġlki, 
insanlar ile hayvanlar arasındaki kopmanın henüz yaĢanmadığı mitik 
zamanı yeniden kurmuĢ olmak; ikincisi, hayvanların dilini öğrenmek, 
geleceğin sırrını bilmek, onları taklit etmek öbür dünya ve gök 
âlemiyle iletiĢim kurmak içindir. KuĢa dönüĢmek demek, daha 
yaĢarken göğe çıkabilmek öte dünyaya gidebilmek demektir. Üç 
kozmik (yer altı, yer üstü, gökyüzü) arasında hayvan vücutlarıyla 
esrimeli yolculuk yapabilmektir (Eliade 1999: 121-126). 
Yer altının kötü ruhları da her türlü kılığa girebilir veya 
baĢkalarını dönüĢtürerek gerçek kimliğinden uzaklaĢtırabilirler 
(Seyidoğlu 2009:201-210). Yer altının kağanı Erlik Han ve ailesi 
dönüĢüm ve dönüĢtürme yeteneğine sahiptirler. Karanlık dünyanın 
varlıkları olan al, al karısı, cin veya Ģeytan efsanelerde çeĢitli 
hayvanların kılıklarına girebilirler ve insanları aldatabilirler (Önal 
2005:233-293). 
2- Destanlarda Kimlik Gizleme 
Destanların en eski döneme ait olanları mitolojik yapıyı 
bünyesinde korurken, daha sonraki dönemlere ait destanlarda 
mitolojik yapı, yerini daha gerçekçi bir duruma bırakır. DönüĢüm 
(metamorphosis) yani bir baĢka Ģekle dönüĢme mitik dönemin en 
önemli özellikleri olup kendi çağının düĢünce yapısını da ortaya 
koymaktadır. Kahramanların bir Ģeklide uzun bir zaman diliminden 
sonra yurtlarına dönüĢlerinin öyküsü destandan halk hikâyesine dek 
süren anlatılar zincirini oluĢturur. Bir baĢka kimlik gizleme Ģekli 
gözükenin değil, gözükmeyenin yani niyetin gizlenmesidir. 
2.1-DönüĢüm: 
ġamanların don değiĢtirmeleri veya dönüĢümleri kimlik 
değiĢtirme adına arkaik destan kahramanlarında devam eder. Arkaik 
dönemin destan kahramanları, bir kam gibi olağanüstülükler 
gösterebilir, hatta onların atları da dönüĢebilir. Koruyucu ruhlar Ģekil 
değiĢtirerek kahramana yardımcı olabilirler. Maaday Kara Destanında 
boz kısrak, Ģekil değiĢtirerek mavi bir inek olur. Kahraman ve atı 
destanın ilerleyen aĢamalarında yine dönüĢürler (Naskali 
1999:225,231). Arkaik döneme ait destanlardan Cangar Destanı’nda 
kahraman yeĢil yaprağa dönüĢür. Yaprak tekrar ete kemiğe bürünür 
(Seyidoğlu 2009:209). Kırgız destanlarından Er Töstik destanında at
dönüĢür. Koca karının hilesinden sakınırken Er Töstik’in atı bir 
bitkiye dönüĢür (Aça 2002:136-137). Bunu yaparken korunmuĢ olur. 
Destan kahramanları âdeta birer Ģaman gücüne sahiptirler. 
Maaday Kara destanında, kahramanlar sineğe, balinaya dönüĢmenin 
yanı sıra, Kögüdey Mergen ile niĢanlısı Altı-Küskü ile cilveleĢirlerken 
dönüĢerek yeni kimliklere girerler. Altın-Küskü beyaz bir kelebeğe, 
balığa, Kögüdey Mergen kuĢa, su samuruna dönüĢür (Naskali 
1999:225,231). 
Altın Arığ destanında ikinci dereceden kahramanlardan 
Pora Ninci, Ģekil değiĢtirip oğlunun öcünü almak adına yılana dönüĢür 
(Çobanoğlu 2001:I,243-257). Hayvan kimliğine girebilme sadece iyi 
değil, kötü tiplerde de görülür. Fantastik özellikler taĢıyan dönüĢümler 
masal motifi olduğu kadar ġamanizm inanmaları içinde de yerini alır. 
Altay destanı Maaday Kara destanında, efsanevî unsurlar 
arasında, kahramanların yedi yıldız, takımyıldızı, kutup yıldızı gibi 
çeĢitli yıldızlara dönüĢtüklerine inanılır (Naskali 1999:251). Destanın 
sonunda kahramanlar görevlerini yapmıĢlar, pek çok olağanüstü 
güçlüklerin üstesinden gelmiĢler ve nihayetinde bir bakıma Ģekil veya 
kimlik değiĢtirerek ölümsüz olmuĢlardır. Yıldızlara bakanlar onların 
öykülerini sürekli hatırlayacaklardır. 
BaĢkurt destanı Ural Batur destanında da masal motifi olan 
yılan donuna girme söz konusudur. PadiĢahın kızını almak isteyen 
gencin olağanüstü isteği, yılan donuna girip bir geyik yutmasıdır. 
Yutma sırasında geyiğin boynuzlarından kaynaklanan zorluğu Ural 
Batur’un yardımı ile aĢan yardımcı kiĢi destanda yer alır. Yılan güzel 
bir kız donuna girebilir. Zindandan kurutulmak için ikinci dereceden 
kiĢiler yılan veya su faresine dönüĢebilir. Öldürülen devler dağa 
dönüĢebirler. Böylece bazı dağların gizli kimlikleri anlatılmıĢ olunur. 
Humay kuĢu bir kıza, sonra tekrar bir kuĢa dönüĢür. Kahramanın eĢi 
humay kuĢu donuna dönüĢerek kocasının ölümünü görmeye gelir ve 
bundan sonra humay kuĢu olarak kalır (Çobanoğlu 2001:265-270). 
Masalsı unsurların yoğun olduğu dönüĢümler, yeni 
kimliklerin veya gizli kimliklerin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. 
Kimi dönüĢümler geçici ve bir kurtuluĢ için yapılırken, kimi 
dönüĢümler kalıcı olarak gerçekleĢir. Huma/humay kuĢunun efsanesi 
bir öyküye bağlanır ve kuĢun diĢil bir han karısı olduğu, kocasının 
acısına dayanamayıp kısır yumurta yumurtlayıp artık kuĢ donundan 
dönmediği iĢlenir. 
Manas destanında ikinci kuĢaktan kahraman olan 
Semetey’in düĢmanlardan korunması için, onu seven Ay Çörek kuğu 
Ģekline girip uçarak haber götürür (Ġnan 1992:148-149). Burada don
değiĢtirme, Talas ve Çin arasındaki büyük coğrafyanın kuĢ donuna 
girerek aĢılmasının fantastik bir görünümü karĢımıza çıkar. 
Altay destanı Ak Tayçı destanında, kahramanın büyüsel 
iĢlemleri sonucu, at ayıya dönüĢür. Atın gizlenmesi söz konusu olur. 
Yine kahraman yeraltına indiğinde esir tutulan gelini çakmak taĢına 
dönüĢtürür ve cebine koyar. Gelin böylece gizlenir (Dilek 2002: 26-
27). 
Satuk Buğra Han destanında, Han on iki yaĢında kırk 
arkadaĢıyla ava çıkar. Kaçan tavĢanın ardından gider. TavĢan ihtiyar 
bir insana dönüĢür. Satuk Buğra hayretler içinde kalır. Ġhtiyar 
Buğra’ya Ġslâmiyet’i öğretecek kiĢiyi bildirir. Burada aracı kiĢi tavĢan 
donuna girmiĢtir. Kimliğin gizlenmesi, avcıyı peĢinden sürüklemesi, 
gösterdiği olağanüstü dönüĢümle ikna etmesi için gerçekleĢtirilmiĢtir 
(Banarlı 1987: 268-269). Ġslâm öncesi düĢünce yapısı, böylece Ġslâm 
sonrasına taĢınmıĢ ve uyarlanmıĢ olur. 
Dede Korkut Hikâyelerinden Deli Dumrul hikâyesinde Al 
Kanatlı olarak tasvir edilen Azrail, Deli Durmul’un karĢısına “heybetli 
bir koca” olarak çıkar. Deli Dumrul’un hamlesi sonucu Azrail 
güvercine dönüĢür. SavaĢ hilesi olarak Azarail’in kuĢa dönüĢmesi söz 
konusu edilmiĢtir (Ergin 1997:178-179). 
2.2-Kıyafet DeğiĢtirme: 
Kalıcı dönüĢümler mitolojik zamanların düĢünce yapısından 
izler taĢırken, geçici dönüĢümler daha çok bir kurtuluĢ veya geçici 
çözüm/çare adına yapılır. YerleĢik bir yaĢam biçiminin izlerini taĢır ve 
daha gerçekçidir. Bu durum da birdenbire oluĢmaz. Yakın döneme ait 
destanlarda dönüĢümün yanı sıra, kimliğini gizleme kıyafet değiĢtirme 
Ģekliyle iç içe yürür. 
Altay destanlarından Közüyke destanında, beĢik kertmesi 
peĢinden giden kahraman dilenci kılığında kimliğini saklayarak 
düğüne yetiĢir. ÇeĢitli olağanüstülükler göstererek düğünü dağıtır. Pek 
çok engeli aĢmasına rağmen, zehirli bir okla öldürülür. BeĢik kertmesi 
olan kız da kendini öldürür. Ġki ceset kayaya dönüĢür (Dilek 2002:32). 
Kılık değiĢtirme motifi yanında, taĢ kesilme motifi efsanevî bir 
dönüĢümdür. Âdeta taĢın gizli kimliğinin izah edilmesi söz konusudur. 
Bu dönüĢümler kimliğin gizlenmesinden çok, sevenleri ayırmayın, 
anaya babaya saygılı olun gibi dönüĢüm mesajlarını içinde barındırır 
(Sakaoğlu 1980:40-42). 
Altay destanlarından Kozın Erkeş destanında kahraman 
kutsal bilgelik kitabından evleneceği kızı öğrenir ve kızın peĢine 
düĢer. Düğün baĢlamıĢtır. Düğüne kendisi ve atı kılık değiĢtirerek
katılır. Kız evlenmek için Kozın ErkeĢ’i seçer. Kozın ErkeĢ 
zehirlenince kız sıçana dönüĢerek kahramanı kurtarır. Kimliği 
gizlemek bu destanda kurtarmak adına yapılmıĢtır (Dilek 2002:30-31). 
Alpamış destanında kahraman yedi yılın ardından geri 
döndüğü zaman, kılık değiĢtirir. Karısının ve arkadaĢının kendine olan 
bağlığını denemek ister (Reichl 2002:178). 
Dede Korkut Hikâyelerinden Kanturalı hikâyesinde, Selçen 
Hatun Kanturalı ile Oğuz eline dönerken gelen düĢmanlara karĢı 
savaĢmadan öne elbisesini tanınmamak adına değiĢtirir. SavaĢ için 
hazırlanır. SavaĢcı kıyafeti ile kocası dahi Selçen olduğunu bilemez 
(Ergin 1997:193-195). 
Köroğlu’nun Kazak eĢ metninde Arap ülkesine giderken 
karĢılaĢtığı çobandan aldığı bilgi ile yengesini bulur. Yengesiyle 
dilenci kılığı ile buluĢur. Kimliği gizlemesi gelecekte ne yapacakları 
üzerine bir plan kurmak içindir (Ekici 204:134). 
Battal Gazi destanında kahraman sürekli kılık değiĢtirir. 
Battal Gazi düĢmanla mücadele etmek, tanınmamak için çeĢitli 
kılıklara girerek kimliğini gizler. Babasının öcünü almak için, silahĢor 
kıyafeti giyer. Böylece kaleye girebilir ve amacına ulaĢır. Rum 
kıyafetine girerek karısını esaretten kurtarır. Yüzüne nikap takarak 
düĢmanını öldürür. Yine küffarla mücadele ederken çoban kıyafeti ile 
kimliğini gizler. Elbise değiĢtirerek zindandan kurtulur. Casusu 
öldürüp onun kıyafetini giyerek kaleden kız kaçırır. Kendini ve atını 
siyaha boyayarak mücadele eder (Köksal 1984:181-182) 
Sarı Saltık çeĢitli Ģekillerde kıyafet değiĢtirerek kimliğini 
gizler. Hıristiyanların karĢısına gündüz rahip, gece papaz olarak çıkar 
ve papazları kılıçtan geçirir. Sarı Saltık papaz kılığına girip Çanakkale 
Boğazını geçerek Edirne’de bir kilisede on iki lisan bildiği için, en 
güzel Ģekilde Ġncil okur, daha sonra kilisedekileri kılıçtan geçirir 
(Yüce 1987:37, 336). 
Kıpçak ülkesine tüccar kıyafeti ile gider. Sırbistan’ı kılık 
değiĢtirerek gezer. Sonunda yakalanır. Frengistan’da, Hızır 
(Eznatamarya) kılığına girerek kafirleri aldatır (Yüce 1987:353-
354,377,359,). 
Sarı Saltık Türkistan'a Zaloğlu Rüstem’in türbesini ziyaret 
etiğinde, türbe kapısında ak sakallı bir ihtiyar görür. Ak sakallı ihtiyar 
aslında kendine secde ettirmek isteyen Ģeytandır. Dua sonucu Ģeytan 
kaybolur (Yüce 1987:353). ġeytanın da yaĢlı biri kılığında 
görülebileceği ve aldatıcı olabileci anlatılır. 

2.3- Niyet Gizleme: 
ÇeĢitli destanlarda, kimliği gizlemenin ötesinde, niyeti 
gizleme Ģeklinde intikam ile ilgili anlatmalar yer alır. Köroğlu 
destanında, uyanık, akıllı, cesur ve kurnaz Keloğlan/Kiçel Hamza 
niyetini gizleyerek Köroğlu’nun hizmetine girer, güvenini kazandıktan 
sonra kıratı kaçırır (Boratav 1984:24,56;Alptekin 1997:139-143). 
Köroğlu’nun Azeri rivayetinde Ġstanbul’da kılık değiĢtirerek Nigar 
Hanım’ın sarayına gizlice girer (Boratav 1984:23). 
Oğuz dairesinden olan Bozoğlan destanında niyet gizleme 
yoluyla kimlik gizleme görülür. Sonradan Müslüman olan 
Mürzemmet Yusuf ve Ahmet Bey’in düĢmanı Gözel ġah’ın tarafına 
geçer. Burada ihanet edip düĢman kimliğini gizleyerek gelir. Yusuf ve 
Ahmet Bey’e oyun oynar ve onları tuzağa düĢürür (Özkan 1989:66-
75). 
Doğu Türkistan destanlarından olan Abdurrahman Han 
destanında Ġsmail niyet gizleyen bir kiĢi olarak görülür. Mürzemmet 
gibi o da kendisinin aslen faklı bir kavimden olduğu öğrenince 
niyetini veya düĢman kimliğini gizleyerek destanın sonunda 
Abdurrahman Han’ı öldürür (Özkan 1989:63). 
Benzer bir baĢka durum, Manas destanında yer alır. Köz 
Kaman ve Gökçe Göz Çinliler tarafından Kırgız olmalarına karĢın, 
dinleri Çin inancına dönüĢmüĢ ve Manas’ı bir Ģekilde tuzağa düĢürüp 
öldürmek içine görevlendirilmiĢlerdir. Niyetlerini bir bakıma 
kendilerini, ait oldukları kimliklerini gizleyerek Manas’ı tuzağa 
düĢürürler (Yıldız 1995:740-816). 
3- Halk Hikâyelerinde Kimlik Gizleme: 
Tebdil-i kiyafet ile kimliğini gizleyip yola çıkan padiĢahlar 
halk hikâyelerindeki baĢlıca motiflerden biridir. Yolda bir 
pir/derviĢ/Hızır padiĢahın kimliğini gizlemesine rağmen, onun kim 
olduğunu bilir. Böylece Tanrı ulu kiĢi yardımıyla derdinin dermanını 
da verir (Türkmen 1998:34; Alptekin 1999:87). 
Dede Korkut Hikâyelerinden Kam Pürenin Oğlu Bamsı 
Beyrek hikâyesinde Bamsı Beyrek on altı yıllık esaretten dönüĢte, 
çoban kılığında evine döner. Hem ailesinin durumunu, hem de 
düğündeki durumları içten öğrenmek için kimliğini gizler. Her Ģeyi 
gözleriyle gördükten düğünün akıĢına müdahale ettikten sonra, kimliği 
gizleme gereği ortadan kalkar (Ergin 1997:137-153). 
Tahir ile Zühre hikâyesinde, Zühre Tahir’i kadın kılığında 
köĢke alır (Türkmen 1998:57-58). Kerem Aslı’nın peĢinde giderken
çeĢitli vesilelerle kılık değiĢtirir ve sevdiğini görür. Dilenci kılığıyla 
manastıra girmek için tebdil-i kıyafet ederek Aslı’yı görür (Elçin 
1949:6). Kılık değiĢtirmeler tamamen korunmak ve sevgiliye kavuĢma 
adına yapılan bir tür hiledir. 
Şah İsmail hikâyesinde kimliğini bir nikapla gizleyen Arap 
Özengi görülür. Kahraman kadın tipini temsil eden, ama bu arada 
kimliğini saklayan kiĢi olarak karĢılaĢırız (Yurdatap 1969:52-63). 
Dede Korkut hikâyelerinde, kimliğini nikap/örtü ile 
gizleyen delikanlılar vardır. Bamsı Beyrek bunlardan biridir. Nikapla 
yüzlerini örtmelerinin nedeni yakıĢıklılığı ile ün yapmıĢ yiğitlerin kötü 
ruhlardan korunması içindir. Özelikle bayramları ve pazar yerlerinde 
yüzlerini saklarlar (Gökyay 2000:CDIX). Bamsı Beyrek’in yanı sıra 
Kanturalı, Kara Çekür ve oğlu Kırk Kınuk diğer nikaplı olan 
isimlerdir (Ergin 1997:188). 
4- Efsanelerde Kimlik Gizleme 
Ġnsanın çeĢitli baĢka nesnelere dönüĢmesi sonucu, yeni 
kimlik edinerek asıl kimliğinin gizlenmiĢ olması söz konusu edilen 
pek çok efsane bulunmaktadır. Bu tür efsanelere göre, insan güneĢe, 
aya, yıldızlara dönüĢebilir; taĢ kesilerek kalıcı bir nesne olabilir. KuĢ 
olmak veya taĢ kesilmek için beddua değil, dua edilir. Duanın kabul 
olduğuna ve dönüĢümler yaĢandığına inanılır (Önal 2003:113-168). 
Ay öksüz kıza acıyarak onu bakracıyla birlikte göge alır. Ayın halden 
hale girmesi kıza bağlanır (Gökalp 1977:106-107). 
Özellikle menkıbelerde, ermiĢ oldukları kabul edilen 
kiĢilerin göstermiĢ oldukları kerametler içinde don değiĢtirme motifi 
sıkça görülür. Kendi kimliklerini değiĢtirme sebepleri daha çok 
keramet sahibi olmalarına dayandırılır. Hacı BektaĢ-ı Veli’nin 
Anadolu’ya geliĢi en çok bilinen don değiĢtirme menkıbelerinden 
biridir. Buna göre, güvercin kılığında Anadolu’ya gelir. Doğan Ata ise 
doğan donuna girer ve Hacı BektaĢ’a saldırır. O da hemen silkinir ve 
insan kılığına girer (Gölpınarlı 1990: 10,19;Yüce 1987:358). 
Türklerin Ġslâm’ı kabulundan sonra, ġamanların iĢlevleri 
ermiĢ kiĢilerin üzerinden anlatılmaya devam eder. ErmiĢerin güvercin, 
laçin donuna girip uçtukları anlatılır. ErmiĢler/erenler/veliler bir 
Ģeklinde kimliğini değiĢtirme yeteneğine sahip oldukları, bir baĢka 
kimlikte ortaya çıkıp önceki kimliğini - geçici de olsa - gizlemeleri 
söz konusu edilir. BaĢkalarını da gerekirse geçici olarak dönüĢtürür. 
Böylece ermiĢlerin baĢka kimliğe bürünme yeteneğin sahip olduğu 
düĢünülür (Öğel 1995:II,142). ErmiĢ kiĢilerin bu türden özellileri 
Ġslâm öncesi Ģaman geleneklerinin halkın muhayyilesinde bir Ģekilde 
devam ettirildiğini ve Ġslâm’a uyarlandığı söylenebilir.
Don değiĢtirme de bir tür kimlik gizlemedir. Don değiĢtirme 
yerine halk arasında kullanılan çeĢitli ifadeler vardır. Bunlar daz/tas, 
türlenme, silkinme, giyimini giyme, kalıp, bürünmek görünmek gibi 
ifadelerden bazılarıdır (Ögel 1995:II,83,133-136). 
Hoca Ahmet Yesevî baĢka olmak üzere, erenler hakkında 
özellikle kuĢ donuna girme üzerine pek çok menkıbe bulunmaktadır. 
Hoca Ahmet Yesevî turna donuna girer (Köprülü 1993:33). BektaĢi 
halifesi Resul Baba altın geyik ve güvercin donuna girer (Gölpınarlı 
1990:86). Abdal Musa geyik donuna bürünür (Güzel 1999:104-106). 
Erenlerin kuĢ donuna girmesi ermiĢ yerel kiĢiler için de anlatılır. 
Türkiye’nin pek çok yerinde bir zamanlar kuĢ donuna girip hacda 
sabah namazını edâ edenlerin, üç güvercin olarak arkadaĢları ile 
birlikte Mekke’ye gidenlerin, savaĢa güvercin kılığında katılanların, 
kartal Ģeklinde baĢka bir mekâna gidenlerin menkıbeleri 
anlatılmaktadır (Önal 2005: 306-312). 
Erenlere ait özellikler aslında halkın hafızasındaki en eski 
inanmaların Ġslâm adına devam ettirilmesinden baĢka bir Ģey değildir. 
Ġnanmaların değiĢmediği sadece dinin değiĢtiği görülür. Yeni inanç 
sisteminin din büyükleri, eski inanç önderlerinin ululuğu ile 
örtüĢtürülerek inanma varlığını devam ettirmektedir. Günümüzde 
Türkiye’nin hemen her tarafında benzer türbe/ziyaret sahipleri vardır. 
5- Masallarda Kimlik Gizleme 
Masallarda da dönüĢüm ve kılık değiĢtirerek kimliği gizleme 
söz konusudur. Pek çok masalda kimlik gizlemek veya baĢkalarını 
kimliğine girmek gibi unsurlar çokça görülür. Bunlardan önemli bir 
kısmı büyüsel iĢlemler sonucu gerçekleĢtirilir. Masallarda kuĢa 
dönüĢen “Ģöyle bir çırınıp” ayın on dördü gibi tekrar delikanlı olan 
anlatımlar sıkça yer alır (Boratav 1992:147-151). 
5.1- Sihirli DönüĢüm 
 Türkiye’de en çok bilinen masalardan “Tın Tın Kabacık” 
masalında geyik izinden su içen kardeĢ geyiğe dönüĢür. Yine 
Türkiye’de pek çok yerde anlatılan ve Muğla’dan derlediğimiz 
masallar arasında “Kurbağa Gelin” masalı, adından da anlaĢılcağı 
üzere kurbağa güzel bir kıza dönüĢür (Köle 1932). Muğla’da bir baĢka 
masalın adı “Ayı Gelin”dir. Burada da oğlanın attığı ok ayı inine düĢer 
ve kısmeti olan ayı ile evlenir. Ayı güzle bir gelin olur (Karadağ 
1943). Muğla masallarından “Yılan Oğlan” masalı yılanın bir 
delikanlıya dönüĢmesini anlatır (Orhan 1927)
5.2- Kılık DeğiĢtirme 
Eberhard ve Boratav katalogunda yer yer 364 numaralı 
“Evlenme ve Dolandırıcı Köse” masalında padiĢah herkese aldatan 
Köse’nin kendisini de aldatmasını ister. Bunun üzerine, Köse bir kız 
kılığına girerek padiĢahı aldatır (1953). 
Daz, dazlak, kavlak keçel, yelgen, Keçel Mehmet vb. adlar 
Keloğlan yerine kılık değiĢtirmelerde kullanılan isimlerdir. Masallarda 
oğlan ve kız kılık değiĢtirerek amaçlarına ulaĢmaya çalıĢırlar (Ögel 
1995:II,77-82;85-86). Keloğlan ve Altay destanlarında tas veya 
Tastarakay, çeĢitli kılıklara girip kahramanlık gösteren kiĢidir. Yer altı 
ve yer üstü dünyasına gider gelirler (Ergun 2005:79-81; Naskalı 
1999:56,91,132; Ergun 1998: 222,224,232; Dilek 2002:56,264,271-
272). 
Keloğlan masallarının yazıya geçenlerinin tamamı üzerinde 
yapılan çalıĢmada Keloğlanın çeĢitli masallarda kılık değiĢtirdiği 
görülür (Dursun 2008:97-98). 
Keloğlan masalarında kimlik gizleme özel bir yere sahiptir. 
Keloğlan toplum içindeki yerini gizler. Hakir veya eksik görülen bir 
kimlikle haksızlıklara maruz kalır. Ötelenir. Düzmece keloğlan 
gerçekten baĢı kel olan değil, baĢına sonradan bir iĢkembe geçirerek 
geçici olarak kel olan ve böylece kimliğini saklayan kiĢi olarak 
karĢımıza çıkar. Keloğlan masalları içinde “düzmece keloğlan” olarak 
anlatılan masallarda, kellik yapay bir unsurdur; gerçek Keloğlan 
masallarında kellik doğal bir durumdur. 
Dobruca’dan derlediğimiz Kelce adlı masal Türkiye’de de 
bilinen bir masal olup farkı, kahramanın baĢına sonradan koyun 
iĢkembesi geçirmesi Ģeklindedir. Aslında bir padiĢah oğlu olan ve üç 
kardeĢin üçüncüsü olan kahraman, ormana ava giden iki ağabeyisinin 
peĢinden gider. Topal tavĢan aslında peri olan Arap’ın kucağına sıçrar. 
Arap kendisine hizmet etmesi karĢılığında tavĢanı vereceğini, evini 
tertemiz yapmasını, lakin kırk birinci odaya girmemesi gerektiğini 
söyler. Kahramanımız kırkıncı gün kırk birinci odaya girer. Burada iki 
at, domuzlar görür; ağabeylerini asılmıĢ bulur. At konuĢur ve onu 
uçurup kurtaracağını söyler. At padiĢahın üçüncü oğlunu bir köye 
götürür ve kendisine sihirli iki tüy verir. Kahraman burada baĢına 
koyun iĢkembesi geçirir ve kimliğini gizler. 
Masalın devamında padiĢahın üçüncü kızı Keloğlan’ı 
kendine eĢ seçer. PadiĢah Keloğlan’ı kabul etmek istemese de, üç kez 
kız altın elmayı Keloğlan’ın baĢına vurur. PadiĢah diğer iki damada 
değer verip, üçüncü kızın kel kocasını adam yerine koymaz. SavaĢ 
olur, Keloğlan sihirli tüyleri birbirine sürter ve donanımlı bir savaĢçı 
olur. Üç kez savaĢa gider, diğer iki bacanağını geride bırakır. Her 
seferin sonunda baĢına iĢkembe takarak kimliğini gizler. En sonunda 
padiĢahın gözlerini açan sütü getirmiĢ, her üç savaĢta da birer iĢaret 
nesne saklamıĢ olan ve adı Kelce olarak kalan kahramanımız, gerçek 
hüviyetini açıklar ve bütün miras kendisine ve en küçük kıza kalır. 
Kırk gün kırk gece düğün yaparlar (Davut 1943). 
Muğla’da ĠkiztaĢ 1939 doğumlu Hayriye Töksöz’den 
derlediğimiz aynı masalda bir muharebe vardır. TavĢan ve Arap’tan 
söz edilemez. Bu masalda Keloğlan sütçü kığılına girer ve nereden 
verildiği belirtilmemiĢ olan sihirli kutu sayesinde savaĢçı kıyafeti 
edinir. Sonunda tekrar Keloğlan kılığında kendi yaptıklarını padiĢaha 
açıklar ve düğün dernek kurulur. 
Muğla’da anlatılan bir baĢka Keloğlan masalında, Keloğlan 
padiĢahtan saklanmak için kadın kılığına girer (Orhan 1927). 
6- Sonuç 
Anlatı türleri içinde kimliğin gizlenmesi, aynı zamanda 
türlerin hangi zaman ve hangi düĢünce yapısının bir hatırasını veya 
gerçekliğini taĢıdığı noktasında günümüze ıĢık tutmaktadır. Mitolojik 
dönemle ilgili kimlik gizlemeler daha çok don değiĢtirme ve çeĢitli 
Ģekillerde kimliği gizleme biçimine dönüĢür. Geçici olduğuna inanılan 
bir baĢka kimliğe bürünmenin temel mantığı Ģaman inancına kadar 
götürülebilir. ġamanlar girdikleri yeni kılıkla onların güçlerini elde 
ettiklerine inanırlar. Bu tür anlatımlar arkaik destanlarda mitolojik 
inanmalar Ģeklinde devam eder. DönüĢüm marifeti destan 
kahramanlarının yaĢamalarını kolaylaĢtırmanın ötesinde bir mücadele 
biçimi de olur. Yakın dönem destanlarında ve Ġslâm sonrası 
destanlarda kıyafet değiĢtirmeye dönüĢen kimliği gerçek anlamıyla 
gizleyen kahramanlarla karĢılaĢılır. Efsanelerde ise dönüĢüm 
erenler/veliler çerçevesinde görülür. Onların bir baĢka kiĢinin değil, 
hayvan donuna girmeleri söz konusu edilir. Bu onların manevî 
üstünlüğünün bir göstergesi olarak kabul edilmiĢ ve halk arasında 
anlatılma yoluyla canlılığını korumaya devam etmiĢtir. Masalarda ise 
kimlik değiĢtirme yöntemi, büyüsel bir iĢlem olmanın yanında, gerçek 
anlamda tanınmamak veya kel görünmek için yapılan kimlik 
gizlemelerde görülür. Masal çağı bir yönüyle mitolojik yapıya 
benzemektedir. Ġnanılır olmaması ayırımı ile farklılık arz eder. 
Türler arasında kimliğin gizlenmesini izlemek, yüz yıllar ve 
bin yıllar içinde olağanüstülüklerin takibi anlamına gelir. Mitolojik 
inanmaların efsanelerde/menkıbelerde yaĢatıldığı, destanlarda yer yer 
görüldüğü, yerleĢik düzenin anlatı türleri olan hikâyelerde ise, akılcı 
bir zemine oturtulduğu görülür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder