26 Ekim 2013 Cumartesi

XIII. YÜZYIL TÜRKİYE'SİNDE HETERODOKS İSLAM'IN TOPARLANIŞI YAHUT ALEVİLİĞİN TARİHSEL TABANI

  Türkiye topraklarında Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde merkeze karşı pek çok toplumsal hareket yahut isyan meydana gelmiştir. Fakat yalnızca iki tanesi, Sünni İlam dışı çevreleri toparlayarak kendilerinden sonra uzantıları günümüze kadar devam edecek olan büyük kitlesel inanç hareketlerine dönüşebilmiştir. Bunlardan biri, şimdi söz konusu edeceğimiz, Anadolu Selçukları zamanında, 1239-1240'ta vukû bulan Babaîler isyanı, diğeri ise ayaklanma da, ilki Anadolu'da ikincisi Şeyh Bedreddin'in ayaklanmasıdır. Her iki ayaklanma da, ilki Anadolu'da ikincisi Balkanlar'da olmak üzere, Aleviliğin oluşması için gerekli alt yapıyı hazırlamıştır.
Babaîler isyanı, içinde kısmen yerli halktan da bir kesim bulunmakla beraber, büyük çoğunluk Selçuklu Anadolu'sundaki dağınık yaşayan, heterodoks İslam anlayışına mensup konar-göçer Türkmen kitlesinin sahneye koyduğu büyük bir toplumsal harekettir. Adını, isyana öncülük eden, biri Amasya'da oturan Baba İlyas-ı Horasanî, diğeri de Kefersud'da onun halifesi olan Baba İshak isimli iki şeyhten almaktadır. Her ikisi de, XIII. yüzyıl Orta Doğu'sunda özellikle Irak, Iran, Anadolu'da büyük bir yaygınlığa sahip Vefaîye tariatına mensup idiler.
Üzerinde bilimsel çalışmaların çok fazla olmadığı bu isyana, 1990'lı yıllarda Aleviliğe dair yayımlanan hemen her popüler eserde geniş yer  verildiği görülür.Bu da Babaîler isyanının Türkiye tarihinde Aleviliğin oluşmasında temel olduğuna dair ortak bir kabul bulunduğunu gösterir.Esas itibariyle, bugüne kadar yapılan araştırmaların da gösterdiği üzere, Babaîler isyanı, özellikle Orta ve Güney Doğu Anadolu'da ekonomik ve toplumsal, hatta psikolojik sıkıntılar içinde yaşayan  kırsal ve konar-göçer kesimle Selçuklu  yönetimi arasındaki sosyo-ekonomik çatışma zemininde gelişen bir toplumsal ayaklanma hareketidir. Bu isyanda, sözü edilen kitleler arasında yaygı, güçlübir 'mehdici'(mesiyanik) ruha dayalı heterodoks inançlar, ideolojik araç olarak kullanılmıştır. Dolayısıyla, isyan, zamanında çok yaygın bir etki meydana getirmiş ve Anadolu'daki kırsal kesime mensup Sünni İslam dışı kitleleri birleştirerek bir toparlanma sağlanmıştır. İsyan liderlerinin kimliklerinin de ortaya koyduğu gibi, tamamiyle bir tarikat tarafından örgütlenmiş bu toparlanma, Anadolu'da heterodoks İslam merkezli ilk toplumsal hareket olmuştur.
II. Gıyaseddin Keyhüsrev yönetiminin yarattığı ciddi ekonomik ve toplumsal rahatsızlıklar, bu kitleleri çok zor durumda bırakmıştı. Bu yüzden Baba İlyas'ın Tanrı tarafından gönderilmiş, İlâhî yetkilerle donatılmış birmehdi kimliğiyle onlara bir dünya cenneti vâdederek yaptığı iyi örgütlenmiş propagandalara büyük bir istekle katılmış ve ayaklanmışlardı. Halife Baba İshak'ın fiilen yöenttiği bu büyük isyan hareketi, Güney Doğu ve Orta Anadolu'da çabuk gelişti. Kefersud'dan Adıyaman, Malatya ve civarına, Amasya'dan Tokat, Sivas, Çorum ve bugünkü Yozgat havalisine, oradan da Kırşehir yakınlarına kadar yayıldı. Babaîler Selçuklu kuvvetlerinei tam on iki defa yenilgiye uğrattılar. Sonunda ancak paralı Frank askerleri kullanılarak Kırşehir yakınlarındaki Malya ovasında Babaîler ağır bir yenilgiye uğratıldılar ve katliama tabi tutuldular. Sağ kalıp yakalanabilenleri, Konya'ya götürüldü; kaçabilenler ise etrafa, uzak mıntıkalara dağılıp saklandılar. Baba İlyas Amasya'da, Baba İshak Malya savaşında öldürüldü.
Babaîler isyanını iyi anlayabilmek için, şu hususları iyice göz önüne alınmalıdır: Bu isyan, her şeyden önce, merkeze karşı geliştirilen bir bakıma siyasal amaçlı toplumsal bir ayaklanma olup, kesinlikle heterodoks İslam'ın Sünni İslam'a karşı giriştiği bir din savaşı değildir. Bunun en açık delili, isyanın hedef olarak Sünni halkı değil, yalnız ve yalnız Selçuklu yönetimini gözetmiş olmasıdır. Merkeze başkaldıran bu heterodoks çevrelerşn, en ufak bir biçimde Şiilik'le ilgisi bulunmadığı da yapılan araştırmalarla ortaya konulmuştur. Ayrıca Babaîler isyanının, yerleşik çevrelerle konar-göçer çevreler arasındaki klâsik bir toplum çatışması olduğu,dolayısıyla ikincilerin birincilere karşı giriştiği bir başkaldırı, bir toplumsal protesto hareketi niteliğini sergilediği de unutulmamalıdır.
Babaîler isyanı her ne kadar güçlükle ve büyük kıyımlar pahasına bastırılabilmiş ise de, Sultanı Konya'dan kaçırtacak kadar Selçuklu yönetimine korkulu anlar yaşatmış ve Anadolu Selçuklu Devleti'nin de epeyce zayıflamasına sebep olmuştur. Babaîler isyanı asıl fonksiyonunu işte bu aşamadan sonra icra etmiş, isyanın harekete geçirdiği kitleler,Anadolu'da bundan sonraki mezhebi ve tasavvufi bütün Sünni İslam dışı propaganda hareketleri için en elverişli sosyal tabanı teşkil etmiştir. Türkiye tarihinin en mühim toplumsal dini hareketlerinden biri, Rum Abdalları ( Abdalân-ı Rûm) hareketi, Babaîler isyanının tarih sahnesine çıkardığı bir olgudur ve Alevilik ve Bektaşilik işte bu miras üzerinden doğup gelişecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder