19 Ekim 2013 Cumartesi

KIRGIZ MASALLARINDA MİTOLOJİK UNSURLAR : GEYİK

Kırgızların bir iki masalında rast- ladığımız geyik, don değiştirme ve kar- deşiyle birlikte yaşama bakımından mi- tolojik özellikler gösterir. Geyik de tıpkı atlar gibi sihirli güçlere sahiptir. Kence Bala masalında küçük oğlan babasının düşünde gördüğü mercan göz- lü kuşu aramaya giderken geyik sürüsü- nün içinden geçmek zorunda kalır. Ayrı- ca devler bu oğlanı geyik şekline getirir. Oğlan yardım ettiği Alp Karakuş saye- sinde geyik eti yiyerek yeryüzüne çıkar. Masal özet olarak şöyledir: Hanın büyük iki oğlu babalarının düşünde gördüğü mercan gözlü kuşu aramaya giderler, ancak bir daha dön- mezler. Küçük oğlan hem kuşu, hem de ağabeylerini aramak için yola çıkar. Ağabeylerini bulur, kuşu bulmak için gi- dilirse gelinmez adındaki yola gider. Bu arada önüne geyik sürüsü çıkar. Bunlar o kadar çoktur ki, çocuğun geçip gitme- sine engel olurlar. Çocuk, ejderha gibi ıslık çalıp bağırınca birazcık duraklasa- lar da, tekrar yolu kapatırlar. Bu sefer oğlan kaplan gibi sürünün içine dalar ve geyikler ikiye bölünerek yolu açarlar. Böylece çocuk gece dinlenip gündüz yol alarak, sonunda “gak” eden karganın, “guk” eden kuzgunun bulunmadığı ıssız bir yere gelir. O sırada gözleri fal taşı gibi açık, saçları darmadağınık yaşlı bir adam ortaya çıkar ve: “Gak” eden karganın uçmadığı, adam ayağının değmediği yerde insa-
Millî Folklor, 2010, Y›l 22, Say› 85
76 http://www.millifolklor.com
noğlu ne arıyorsun? Geyik ol!” diyerek çocuğu geyiğe çevirir. Çocuk sekerek geyiklere karışıp gi- der. Geyik olan çocuk yollar, dağlar aşarak bir saraya varır. Oğlanı geyiğe çeviren devin kızı, ağaç kovadaki suya ak taş koyup kara taşı çıkarır. Yedi defa okuyup üfleyerek çocuğu eski hâline getirir. Çocuk kızın tavsiyesine uyarak kuşu aramaya devam eder. Oğlan, yolda karşılaştığı Alp Karakuş’un yavrularına yardım eder. Alp Karakuş da; “İyiliğe iyilik; ben de sana yardım edeceğim. Ben ova geyiğini ovadan, dağ geyiğini dağdan toplayayım. Sen derilerini alıp tuluk (tu- lum) yap, etlerini kemiklerinden ayırıp ona koy, sonra uçalım” der. Ve göğe doğ- ru (yeryüzüne) uçarlar (Kebekova-To- kombaeva 1978: 83-88). İkinci masalda durum biraz farklı- dır. Talkamış masalında ağabeyinin at- tığı elmanın kendisine değmesiyle ağa- beyi ile evlenmek durumunda kalan kız, evden kaçar ve bir kayaya sığınır. Yanına gelen küçük kız kardeşiyle birlikte uzak- lara gider. Yolda küçük kardeşi susar ve geyik izinden su içerek geyiğe döner. Bir beyin yanında çalışmaya başlarlar. Kız bey ile evleneceği sırada beyin karısı kızı suya atar. Ve geyik olan küçük kızı da kestirip yemek ister. Küçük kız ablası- nın yanına kaçar onunla konuşurken bey oğlu bunları dinler ve kızı sudan çıkarır. Küçük kız sevincinden gülüp oynarken tekrar eski hâline dönüverir (Baldar Folkloru 1998: 322–326). Kırgızlar arasında geyikle ilgili ef- sane ve inanmalar oldukça fazladır. Bazı Kırgız boyları kendilerinin geyikten gel- diklerine inanmaktadırlar. Bu yüzden onlar geyiği müyüzdüü ene veya müyüz- dü baybiçe (boynuzlu ana) olarak adlan- dırırlar. Önceden Narın tarafında Karamır- za ve Asanmırza adında avcı iki kardeş varmış. Onlar köylerinde yaşayanları geyik eti ile beslerlermiş. Bir gün şimdi-
ki Narın şehrinin güney batı tarafında- ki Ala Mışık dağında geyik avlarlarken geyiklerle birlikte yaşayan iki kardeşten küçük olan erkeğini de vurmuşlar Küçük kardeşi ölen kız böğüre böğüre ağlamış ve onlara Tohmunuz cüzgö ceptesin, cüz- gö cetse de küzgö ceptesin (Tohumunuz yüze yetmesin, yüze yetse de güze yet- mesin) diye beddua etmiş. Bundan dola- yı onların soyu çok az imiş. (Baycigitov, 1985: 60). Efsanenin başka bir varyantında ise avcıların vurduğu insan değil, bir geyiktir. Onlar karşılarına çıkan geyiği vuracaklarken: Aylanayım akeler calgı- zımdı atpagıla (Kurban olayım ağabey- ler yalnızımı vurmayınız) diye bir kadın sesi duyarlar. Sesin geldiği tarafa bak- tıklarında ise güzel bir kızı görürler. Kız onlara yaklaşarak öldürecekleri geyiğin biricik ağabeyi olduğunu anlatır. Avcılar geyiği öldürmezler. Geyik kız onlara te- şekkür eder ve küçük kardeşleri Alseyit ile evleneceğine söz verir (Bayaliyeva 1972: 36). Efsaneye göre bu kadının iki boynu- zu varmış ve bunlar her yıl değişirmiş. Kırgızlar, geyiği yarı insan yarı hayvan olarak tasvir ederler. Geyikler insan ya da hayvan gibi ölmez, onların cesetleri olağanüstü bir şekilde ortalık- tan kaybolur. Boynuzlu anne bütün kabileleri ko- rurmuş, fakat kendisine karşı isteksiz ve saygısızca davrananlara da mutsuzluk getirebilirmiş. Geyik, Kırgızlar arasında totem gibi de kabul edilir. Bazı Kırgız şamanları kendi koruyucu ruhlarının geyik veya ak maral olduğunu söylerler. Kırgızlara göre geyik etinin günah- lardan koruyucu özelliği varmış. Herkes az da olsa yılda bir defa geyik eti yeme- liymiş. Çünkü geyik etini yiyen insan günahlarından temizlenirmiş. Bunun için avcı vurduğu geyikten bir parça al- dıktan sonra köylülerine verirmiş. Kırgızlar geyik derisinin kutsal özellikleri olduğuna inanırlar. Geyik de-
Millî Folklor, 2010, Y›l 22, Say› 85
http://www.millifolklor.com 77
risinden yapılan seccadede edilen duanın Allah’a çabuk ulaşacağına inanırlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder