17 Ekim 2013 Perşembe

SOVYETLER BİRLİĞİ DÖNEMİNDE KIRGIZİSTAN’DA FOLKLOR ÇALIŞMALARINDA İDEOLOJİK YAKLAŞIMLAR: ER SOLTONOY DESTANI ÖRNEĞİ


SOVYETLER BİRLİĞİ DÖNEMİNDE KIRGIZİSTAN’DA FOLKLOR ÇALIŞMALARINDA İDEOLOJİK YAKLAŞIMLAR: ER SOLTONOY DESTANI ÖRNEĞİ
Mehmet ÇERİBAŞ*
ÖZET 19. yüzyılda ortaya çıkan romantizm hareketiyle uluslaşmanın bir aracı olarak görülen folklor ürünleri, siyasi birliğini sağlayamamış ülkeler tarafından dıştan gelecek ayrıştırıcı akımlara karşı kalkan görevini görmüştür. Nazizm, Sosyalizm ve Komünizm gibi tek parti sistemine dayanan ve ifade özgürlüğünün olmadığı siyasi akımlar ise halka ulaşabilecekleri bütün iletişim kanallarından propaganda amacıyla yararlanmak istemişler; bu akımlar dönemin iletişim araçlarından sayılan folklor ürünlerine de bu bağlamda önemli görevler yüklemişlerdir. Bu görevlerden biri, halkın değer yargılarını anlamaya ve bu değer yargıları üzerinde politikalar geliştirmeye yönelikken, diğeri de geliştirilen bu politikalarla halkın değer yargıları üzerinde oynama yaparak halkla rejim arasında uyum sağlamak, daha açık bir ifade ile halkı rejimin amaçları doğrultusunda biçimlendirerek ferdin kendisi olmasını değil “rejimin adamı” olmasını sağlamaktır.  Folkloru ideolojik amaçlar doğrultusunda kullanan akımlardan biri olan Sosyalizm, emperyalist amaçlarla işgal ettiği ülke vatandaşlarını sistemle uyumlu hale getirmek için folklor ürünlerinden çok sık yararlanmıştır. Özellikle sözlü kültürün hâkim olduğu Türk boylarında romantik ve milliyetçi öğelerle süslü destan türü, savaş döneminde milliyetçiliğin dozunu artırmak için kullanırken, olağan dönemlerde proletarya sınıfının sözcülüğüne büründürülmüştür. Bu tip çalışmalar atlı-göçebe özelliklerini yakın zamana kadar sürdüren ve destan türüne özel bir ilginin olduğu Kırgız Türkleri üzerinde de denenmiştir. Bu çalışmada Kırgız Türklerinin Er Soltonoy Destanı örneğinden yola çıkarak destan türü üzerinde yapılan ideolojik tahrifatlar üzerinde durulacaktır.  Anahtar Kavramlar: Folklor ve İdeoloji, Sovyet Rejimi, Kırgız Türkleri, Kahramanlık Destanları.  


Giriş  Coğrafî keĢifler, Avrupa’yı sadece iktisadi anlamda etkilemez, Avrupa’nın siyasal ve düĢünsel dönüĢümünde de önemli roller üstlenir. Bu keĢifler, Amerika ve Afrika yerlilerini tanıyan Avrupa burjuvazisinde zamanla “soylu vahĢi” kavramına karĢı ilgiyi artırdığı gibi kendi kökleri konusunda da merak duygusunu tetikler1. Bu durumun tabii bir neticesi olarak Avrupa kültürü ile ilkel-vahĢilerin kültürü üzerinde karĢılaĢtırma çalıĢmaları baĢlar. Bu çalıĢmalar ve vahĢi insan tutkusu aydınlanma dönemi düĢünürlerinin güçlü eleĢtirisi ile karĢılaĢır. Bu eleĢtirilerin çok yoğunlaĢtığı dönemde Ġngiltere’de klasiklerin akılcı, kuralcı ve sıkıcı bağlarına karĢı isyan temelinde romantizm akımı ortaya çıkar.  Akım buradan Almanya’ya, sonra da Fransa’ya ve tüm Avrupa’ya yayılır; resim, mimarî ve edebiyat gibi sanat alanlarında yeni anlayıĢların doğmasına sebep olur2.  Romantik akımın tesiri ile Avrupa’da baĢlayan “soylu vahĢi” tutkusu zamanla ulusun geçmiĢine dönme, yeni bir edebiyat için geçmiĢten yararlanma düĢüncesine dönüĢür. Bu bağlamda akım, Almanya’da tamamen aydınlanma düĢüncesinin antitezi bir hal alır3. Alman filozof Herder ve Grimm kardeĢlerin önderliğinde romantik milliyetçi esaslı folklor çalıĢmaları4 Alman edebiyatını Eski Yunan, Latin ve Fransız taklitçiliğinden korumak ve aydınlanma filozoflarının halk kültürünü küçümseyen tavırlarına karĢı tezler üretmek Ģeklinde geliĢir. Herder, bir edebiyatın orijinal olmasını yabancı etkisinden ne kadar uzak olduğuyla izah ederek,  Almanların bu anlamda                                                 1 Özkul Çobanoğlu, Halkbilimi Kuramları ve Araştırma Yöntemleri Tarihine Giriş, Akçağ Yay., Ank., 1999, s.72; M. Öcal Oğuz, “Somut Olmayan Kültürel Miras ve Kültürel Ġfade ÇeĢitliliği”, Millî Folklor, 2009, Y.21, S.82, s.7; M. Öcal Oğuz, “Türkiye’de Mit ve Masal ÇalıĢmaları veya Bir Olumsuzlama ve Tek-TipleĢtirme Öyküsü”, Millî Folklor, 2010, Y.22, S.85, s.37.  2 Özkul Çobanoğlu, age, s.73-76. 3 Özkul Çobanoğlu, age, s.78. 4 Volkan Özteke, Pertev Naili Boratav’ın ve İlhan Başgöz’ün Türk Kültürü Üzerine Olan Araştırmalarının Sosyal Antropoloji Açısından Karşılaştırmalı İncelemesi, YayımlanmamıĢ Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ank., 2010, s.8-11; Özkul Çobanoğlu, age, s.78.
Sovyetler Birliği Döneminde Kırgızistan’da Folklor Çalışmalarında…                                755
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
kendi sade ve zengin dilini kullanarak ancak “ortak ulus ruhunu” yakalayabileceğini ortaya koymaya çalıĢır5.  Diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Rusya’da da folklor çalıĢmaları romantik akımın tesiri ile geliĢmiĢtir. Alman romantikleriyle temas kuran Rus folklorcular, edebiyat ve sanat erbapları, ilmî disiplini ve metodu Almanlardan öğrenmiĢtir. Bu anlamda Grimm kardeĢleri tanıyan Kreyevski kardeĢler, 1831 yılında yayımladıkları Rus Halk Türküleri külliyatı ile akıma öncülük etmiĢlerdir6. Rus romantiklerinin giriĢtiği Rus dilini bir sanat dili haline getirme çabası PuĢkin ile güç kazanır. PuĢkin’e daha sonra Lernokof, Gogol, Dostoyevski, Tolstoy gibi yazarlar da katılır7.  19. yüzyılın ortalarında Çarlık Rusya tarafından iĢgal edilen Türkistan coğrafyası, milliyetler politikası temelinde “uluslaĢtırma” “yerlileĢtirme (korenizatsiya)”, modernizasyon”, self- determinasyon, yakınlaĢtırma (sblizhenie)” ve kaynaĢtırma (sliianiie)” gibi politik süreçleri yaĢamıĢlardır. Bu doğrultuda bölge halkının Ruslara ve Hristiyanlığa ısındırılması için büyük ölçüde dil, edebiyat, folklor ve etnografya gibi alanlarda mesai sarf edilmiĢtir8. Söz konusu toplulukların hayat tarzları ve inanç sistemleri sözlü gelenekte yaĢadığı için çalıĢmalar daha çok bu sahalarda yapılmıĢtır9. Romantik milliyetçilik akımı ile baĢlayan Rus folklor çalıĢmaları daha sonraki dönemlerde farklı siyasî akımların etkisiyle geliĢerek devam eder10. Çarlık Rusya’sının yıkılmasıyla birlikte ortaya çıkan BolĢevik Rusya da folklordan ideolojinin propagandasını yapmak amacıyla sık sık yararlanır. Folklor, BolĢevikler için Rus ulusal kimliği oluĢturma amacından öteye geçerek bölgedeki bütün toplulukları “Sovyet insan tipi” etrafında birleĢtirme amacına hizmet etmeye baĢlar. Bu yeni insan tipinin dili Rusça, dini ateizm, ulusu da Sovyetler olacaktır.  Türkistan’ın Ruslar tarafından iĢgaliyle birlikte devlet adına bölgeye akademisyenler, subaylar, öğretmenler ve seyyahlar gönderilmeye baĢlanır. Türk boylarının tarihi, coğrafyası, folkloru hakkında araĢtırmalar ve derlemeler yapan bu kiĢiler, elde ettikleri neticeleri rapor haline getirerek Rus hükümetine iletirler ve böylece bölgede Rus hâkimiyetinin pekiĢtirilmesini temine çalıĢırlar.  Söz konusu araĢtırmalar Türkistan sahası Türk boylarında olduğu gibi Kırgız Türklerinin folkloru hakkında yapılan ilk çalıĢmaların da ortaya çıkmasını sağlamıĢtır11. Bu anlamda ilk çalıĢmalar Kırgız Türklerinin sözlü edebiyatının en karakteristik türü olan destan üzerine yapılmaya baĢlanmıĢtır. Merkezden gönderilen ilim adamı ve subaylar bölgede araĢtırmalar yapmıĢlar, Manas Destanı’nın çeĢitli varyantlarını yazıya geçirmiĢlerdir. Kazak Türkü Çokan Velihanov’la baĢlayan bu araĢtırmalar Radloff, Kayum Miftakov, Kalim Rahmatullin gibi araĢtırmacılarla devam etmiĢtir12.                                                  5 Özkul Çobanoğlu, age, s.79. 6 Felix J. Oinas, “Rusya’da Folklor Faaliyetleri”, (çev. Umay Günay), Dünya Halkbilimi Çalışmaları Tarihi (hzl. Gülin Öğüt Eker, M. Öcal Oğuz, Nebi Özdemir), Millî Folklor Yay., Ank, 2003, s.109; Özkul Çobanoğlu, age, s.167. 7 Suzan Uluoğlu, “Rus Folklor Dili Üzerine Yapılan ÇalıĢmalara Genel Bir BakıĢ”, Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi/Journal of Faculty of Letters Y.2010, S.24, s.260; Özkul Çobanoğlu, age, s.168.  8 Nezir Temur, Folklor ve İdeoloji, TKAE Yay., Ank., 2011, s.29; Mehmet Aça, “Orta Asya’da UluslaĢma Süreci ve Türkiyat AraĢtırmalarında Rus Ġlminskiy ve Ardıllarının Rolü” Orta Asya’nın Sosyo-Kültürel Sorunları: Kimlik, İslam, Milliyet ve Etnisite” (hzl. Ertan Efegil, Pınar Akçalı), Gündoğan Yay., Ġst., 2003, s.26. 9 Aça, agm, s.26. 10 Bu konuda bk. Nezir Temur, Folklor ve İdeoloji (Sovyetler Birliği Döneminde Kırgızistan’da Folklor Politikaları ve Çalışmaları 1917-1958), TKAE Yay., Ank, 2011, s.15-27; Alexander A. Panchenko, “Lenin Kültürü ve Sovyet Folkloru” (çev,. Selcan Gürçayır), Folklorun Sahtesi: Fakelor (hzl. Selcan Gürçayır), Ank., 2007, s.137-159; Oinas, agm, s.108-125. 11 Nezir Temur, “Bir Sovyet Ürünü: Manas’ın Kurama Varyantı” Türkbilig, 2009/17, s.133. 12 Bölgeye ilk gelen araĢtırmacı-subaylardan biri Çokan Velihanov (asıl adı Muhammed Hanifiya)’dur. Velihanov, Kırgızistan’a ilk olarak 1856 yılında Isık-Köl vadisinin haritasını hazırlamak üzere bölgeye gelen ilmi heyete iĢtirak
756                                                                                                        Mehmet ÇERİBAŞ
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
Sovyetler Birliği yöneticileri ve fikir önderleri Dede Korkut, AlpamıĢ, Alıp ManaĢ, Manas ve Köroğlu gibi epope niteliği kazanmıĢ kahramanlık destanlarından, Türk boyları arasında “millî Ģuuru” uyandırması, Türk ve Ġslam Birliği’ne katkı sağlaması düĢüncesiyle daima tedirgin olmuĢlar, bu nedenle adı geçen destanların metinleri üzerinde tahrifatlar yaparak destanları rejimle uygun hale getirmeye çalıĢmıĢlardır13. Bu tedirginliğin ilk iĢaretlerini daha 1924 yılında vermiĢlerdir. Türkestanskaya Pravda gazetesinin 1924 yılı 23. sayısında Manas hakkında yayımlanan makale Ģu cümlelerle bitmektedir: “Manas Destanı ilmi bakımdan çok kıymetli olmakla beraber, Kırgızların ve Türk kavimlerinin millî gelişmelerine zararlı bir istikamet alabilir. Böylece biz buna karşı çok ihtiyatlı davranmalıyız”14. Bu yazı aynı yıl Kırgızistan’da Ak Col (Ak Yol) gazetesinde de yayımlanır. 1927 yılında P. KuĢner tarafında yazılan “Manaspstwo v Gonoy Kirgizii” baĢlıklı makalede ise Manas Destanı “öldürücü Ġslamiyet’in tehdidi” ve “Kırgız asilzade sınıfının ideolojisi” olarak takdim edilir15.  Çarlık Dönemi’nde Türkistan sahasında Rusların hâkimiyetini pekiĢtirme amacına yönelik çalıĢmalarda amaç “vahĢi yerlileri uygarlaĢtırma” olarak deklare edilmiĢtir ve iĢgal bu Ģekilde haklı gösterilmeye çalıĢılmıĢtır16. Ekim Devrimi’nin ilk yıllarında geçici bir rahatlama yaĢayan Türkistan                                                                                                                                               ederek gelmiĢtir. 1857 yılında ikinci defa bölgeye gelen Velihanov, bu seyahatinde Kırgız geleneklerini, göreneklerini, yaĢam biçimini tanımıĢ, Kırgız tarihi, etnografyası ve Ģifahî edebiyatı hakkında materyal toplamıĢtır. Bu derlemelerini “Isık-Köl Kündölügü (1861)”, “Kırgızdar Cönündö Zapiskalar (Kırgızlar Hakkında Mektuplar 1871)” ve “Cungar Oçerkteri (Cungar AraĢtırmaları 1861)” baĢlıklı yazılarda neĢretmiĢtir.  Velihanov, Manas Destanı’nın “Manastın Balalık Çagı (Manas’ın Çocukluk Çağı)”, “Kanıkeyge ÜylönüĢü (Kanıkey’le EvleniĢi)” ve “Kökötöy Handın ÖlüĢü cana Anın AĢın (Kökötöy Han’ın Ölümü ve Onun AĢı)” bölümlerini, adını vermediği bir Manasçıdan yazıya geçirmiĢ ve 1861 yılında Rus Coğrafya Derneği’nin yayın organında “Cungarya Oçerkteri” adıyla yayımlanmıĢtır (Aliyev, Kulmatov, Manasçılar cana İzildööçülör, BiĢkek, 1995, s.175). Radloff, 1862 yılında Tekes’te, 1869 yılında ise Isık-Köl’ün batı taraflarında ve Çüy ovasında yaĢayan Kırgızların folklorunu derleme faaliyetlerinde bulunur. Bu derlemeleri “Tündük Türk Uruularının Eldik Adabiyatlarının Ülgülörü (Kuzey Türk Boylarının Halk Edebiyatlarının Örnekleri)” baĢlığında 10 ciltlik eserinin 5. Cildinde Rusça olarak 1885 yılında Saint-Petersburg’da bastırır. Eser, 1885 yılında Leipzig’de Almanca olarak da yayımlanır. Esere destanın üç bölümü- “Manas”, “Semetey” ve “Seytek”- yer almaktadır. Bu konuda bk. Aliyev, Kulmatov, Manasçılar cana İzildööçülör, BiĢkek, 1995, s.195. BaĢkurt Türk’ü olan Kayum Miftakov, Kırgızistan’da müfettiĢlik ve öğretmenlik yapmıĢtır. Miftakov Kırgızistan’da Derleme Derneği kurarak folklor materyallerini sistemli olarak derleyen ilk kiĢi olma özelliğini de taĢımaktadır. Derleme Derneği yoluyla birçok derleme yapan ve derlemeci yetiĢtiren Miftakov, Sagımbay Orozbakov’dan Manas Destanı’nı da ilk derleyen kiĢilerden biridir. Miftakov, Ibıray Abdrahmanov gibi derlemeciler Sagımbay Orozbakov varyantını derleme iĢine 1922 yılının Haziran ayında baĢlarlar, derleme faaliyeti 1926 yılının Ağustos ayında sona erer. Destanı yazıya geçirme faaliyetlerine Miftakov ve I. Abdrahamanov dıĢında Saparbay Sooronbayev, EĢenaalı Arabayev gibi dönemin folklorcuları da katılır.  Bu konuda bk. Abdıldacan Akmataliyev, A. Caynakova, v.d., Kırgız Adabiyatının Tarıhı, II. Tom, 2004, s.194-267. Rahmatullin (Asıl Adı Kalim Ahmedoviç Rahmatullin), 1903 yılında Tokmok Ģehrinde doğmuĢ, 1946 yılında Frunze (BiĢkek) Ģehrinde ölmüĢtür. Rahmatullin, Manas Destanı, Manasçılar, Kırgız akınları (Ģairleri) hakkında çalıĢmalar yapmıĢtır. Onun Manasçılar (1942) baĢlıklı çalıĢması Manasçılar ve Manasçılık Mektepleri hakkında yapılan ilk değerli çalıĢmadır. Bu konuda bk. Aliyev, Kulmatov, Manasçılar cana İzildööçülör, BiĢkek, 1995, s.197.       13 Ġhsan Kalenderoğlu “Türkmenistan’da Dede Korkut Hakkında Yapılan ÇalıĢmalar” baĢlıklı çalıĢmasında 2 Eylül 1951 yılında Pravda gazetesinde “Edebiyatta Ġdeolojik YoyuĢlar” baĢlıklı bir makale yayımlandığını ve bu makalede Dede Korkut’un eleĢtirildiği ve destanların halkı zehirleyen zararlı eserler olarak gösterildiğini kaydetmektedir. Bu konuda bk. Ġhsan Kalenderoğlu, “Türkmenistan’da Dede Korkut Hakkında Yapılan ÇalıĢmalar”, Turkish Studies, C.6/1, KıĢ 2011, s.1306. Ġsa Özkan, “Sovyetler Birliği Döneminde Türkmenistan’da Yapılan Folklor ÇalıĢmaları” baĢlıklı makalesinde “1930’lu yıllarda Sovyetlerin bölgeye Lugovskoy, Borozdin, Skosirev ve Sannikov gibi yazarları gönderdiğini, bunların Türkmen yazarlarına Sovyet sosyalist rejimi doğrultusunda eserler vermeleri konusunda telkinlerde bulunduğunu” kaydettikten sonra 1934 yılında Moskova’da toplanan Sovyet Yazarları I. Kurultayı’nda alınan kararlar doğrultusunda folklor çalıĢmalarının hız kazandığını, bu yıllarda yapılan derlemelerde dinî ve millî unsurları ihtiva eden eserlerin yasaklandığını, Göroğlu, Yusup-Ahmet ve Korkut Ata destanları üzerinde çalıĢanların kınandığını ve halk düĢmanı ilan edildiğini belirtir. Bu konuda bk. Ġsa Özkan, Sovyetler Birliği Döneminde Türkmenistan’da Yapılan Folklor ÇalıĢmaları”, Bengü İzler, Ank, 2007,  s.170.  14 Türkestansk Pravda, 1924, No (300), 23’ten Abdülkadir Ġnan, “Manas Destanı II”, Makaleler ve İncelemeler, I. Cilt, TTK Yay., Ank., 1998, s.111, 112. 15 Abdülkadir Ġnan, agm,, s.112. 16 Nezir Temur, agm, s.133, 134.
Sovyetler Birliği Döneminde Kırgızistan’da Folklor Çalışmalarında…                                757
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
Türkleri, Stalin’in baĢa geçmesiyle hayatın her alanında zorluklar yaĢamaya baĢlamıĢlardır. Bu dönemde folklor çalıĢmaları da sistemin inĢasına dayanan yeni yöntem ve amaçlarla hareket etmeye baĢlar. Bu yöntem ve amaçlar, 1934 yılında toplanan SSCB I. Yazarlar Birliği Toplantısı’nda resmi bir hal alarak folklor ürünlerinin nasıl bir içeriğe sahip olması gerektiği üzerinde temel ilkeler belirlenir. Bu ilkeler hâkim ideolojinin folklora bakıĢ açısını ortaya koyduğu gibi folklorun resmi bir kimliğe büründürüleceğinin17 ve folklora ve folklorla uğraĢanlara yönelik cadı avının baĢlayacağının iĢareti olarak algılanabilir. Bu bağlamda 6 Kasım 1938’de yazmıĢ olduğu bir piyese Manas Destanı’ndan bir olayı aktarmıĢ olduğu için Kasım Tınıstanov “burjuva milliyetçiliği yapmak” suçundan kurĢuna dizilir, Törökul Aytmatov ise 1 Aralık 1937’de tutuklanır18. 10 Ocak 1935’de Tokçoro ColdoĢev, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Halk Komiserliği Kirov Bölge Komitesi Bürosuna, Manas Destanı’nın bazı kısımlarının Kırgızca ve Rusça olarak yayımlanmasını teklif eder. T. ColdoĢev’i iki yıl sonra tutuklanır ve tutuklandığı günden bugüne kadar akıbetinin ne olduğu bilinmez19. 1935 yılında Kirov Bölge Komitesi, Manas Destanı’nın yayımlanmasına izin verir. Komitede Moris Belotiskiy, Asan Ceenbay, Bayalı Ġsakeyev, A. N. Samoyloviç ve Kazak edebiyatının otoritelerinden Saken Seyfullin vardır. Belotiskiy Moskova’da Lefotovskaya hapishanesinde ölü bulunur. Samoyloviç Leningrad’da, Seyfullin ise Almata’da kurĢuna dizilir. Asan Ceenbay ile Bayalı Ġsakeyev’in adları ise burjuva milliyetçisi olarak itham edilip öldürülen kiĢilerin arasındadır20.  1940’lı yıllar Sovyetlerin II. Dünya SavaĢına iĢtirak ettiği yıllardır. Bu savaĢta birçok mevzi kaybeden Sovyetler, farklı uluslardan ve dinlerden topladıkları askerlerine manevî güç kazandırmak amacıyla millî kahramanların ön plana çıkarılması stratejisini gütmeye baĢlar21. Bu dönemde Kırgızistan’da da Manas Destanı’nın yayımlanmasına izin verilir ve 1926 yılında yazıya geçirilen destanın ilk defa 1940 yılında “Manastın Balalık Çagı (Manas’ın Çocukluk Çağı)” epizotu yayımlanır22. Manas Destanı’nın “Çoŋ Kazat (Büyük Gaza)” epizotunun uzun süredir beklenen Rusça tercümesi 1946 yılında Moskova’da basılır ve Kırgız SSC Komünist Partisi ve Hükümeti tarafından Kırgız kahramanlık destanının üstün bir sosyo-politik, bilimsel öneme sahip ve yüksek bir sanatsal değer taĢıyan baskısı olarak Stalin ödülüne aday gösterilir23. 1948 yılında da Manas Destanı “Alicenap Manas”24 adıyla L. Lipkin’in tercümesi ile Rusça olarak yayımlanır25.
                                                17 Ġsa Özkan, agm, s.170; Nezir Temur, agm, s.134. 18 Mar Bayciyev, “Manas Destanı Kalbimin Ağrısıdır” (akt. Doğan Gürpınar), Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C.VI, S.12 (2004), s.57.  19 Mar Bayciyev, agm, s.58.  20 Mar Bayciyev, agm, s.58. 21 Ġsa Özkan, agm, s.171, 172. 22 Kitapta Ġlim Ġzildöö Ġnstitunun (Ġlmi AraĢtırmalar Enstitüsü) hazırlanan eserin, destanın halk tarafından yaygın olarak bilinen vakalarını ülkenin tümü ile tanıĢtırmak amacına hizmet ettiği kaydedilmiĢtir. Eser mensur-manzum karıĢık yapıda ve orijinal nüshanın kısaltılması esasına dayandırılmıĢtır, orijinal nüshada 10926 mısra olan destan bu çalıĢmada 3223 mısraa indirilmiĢtir. Kitapta destanın sadece hacmine değil söz varlığına da müdahale edilmiĢtir. Ayrıca destanın bu epizotunun seçilmiĢ olması dikkat çekmektedir. Bu epizotta Manas, önce çevresinde tenteklik (kavgacılık, delilik) yapması ve babası Cakıp’ın korkaklığının aksine dıĢ düĢmanlara (Kalmuk) karĢı gösterdiği cesaretle ön plana çıkmaktadır. Bu konuda bk. Musayev, v.d., Manas: Kırgız Elinin Baatırdık Eposu, I. Tom, BiĢkek, 1995. Aynı dönemde diğer Türk boylarına ait destanların da benzer amaçlar doğrultusunda kullanıldığı görülmektedir. Türkmenistan’da Dede Korkut Göroglı, Yusup-Ahmet gibi destanlar vatan toprağının kutsallığı, vatanseverliği iĢleyen ve millî ruhu besleyen eserler olarak takdim edilerek yayımlanmasına izin verilir. Bu amaçla Mäti Kösäyev Dede Korkut destanlarını Türkmenistan gazetesinde tefrika eder, 1945-1946 yılları arasında destan “Sovyet Edebiyatı” dergisinin muhtelif sayılarında neĢredilir. Bu neĢriyat 1951 yılına kadar devam eder. Bu konuda bk. Kalenderoğlu, agm, s.1305. Özbekistan’da ise AlpamıĢ Destanı Özbeklerin hürriyet Ģarkısı, kahramanlık örnekleri olarak takdim edilmiĢ, 1951 yılından sonra ise “burjuva ürünü”, “halk düĢmanı”, “feodalizmin propagandası” olarak itham edilmiĢtir. Bu konuda bk. Selami Fedakar, “Özbekistan’da Destan ÇalıĢmalarının Tarihçesi”, Millî Folklor, Yaz-2004, S.62, s.74.  23 Mar Bayciyev, agm, s.59. 24 Mar Bayciyev, agm, s.72.
758                                                                                                        Mehmet ÇERİBAŞ
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
Sovyetler Birliği tarafından Ġlimler Akademisi’nin kurulması ve akademinin Ģubeler Ģeklinde Türk Devletlerinde de yaygınlaĢtırılması bundan sonraki tarih, etnografya, folklor ürünleri üzerindeki çalıĢmaların belli bir merkezden belli amaçlar ve yöntemler uygulanarak yapılacağını göstermekteydi. 1943 yılında kurulan SSCB Ġlimler Akademisi, 1954 yılında da küçük modelini Kırgız Ġlimder Akademiyası adıyla Kırgızistan’da kuracaktır. Akademi baĢta bir yönetim organına (prezidiumu) bağlı olarak Redaksiyalık Basma Soveti (Baskıya Hazırlama Heyeti), Ġlim Basması cana Tipografiya, Kabarlar Jurnalının Redaksiyası (Haberler Dergisinin Hazırlanması), Borborduk Ġlmiy Kitepkana (Merkez Kütüphanesi) olmak üzere dört Ģubeden ve Fizik ve Matematik Bilimleri, Kimya ve Biyoloji Bilimleri ve Koomduk (Sosyal) Bilimler olmak üzere üç bölümden oluĢmaktadır. Koomduk Bilimler Bölümü altında ise Tarıh (Tarih), Til cana Adabiyat (Dil ve Edebiyat), Ekonomika (Ekonomi), Filosofika cana Ukuk (Felsefe ve Hukuk), ÇıgıĢ Tanuu Bölügü (Doğu’yu Tanıma Bölümü) ofisleri bulunmaktaydı26.  1952 yılında Sovyetler Birliği Ġlimler Akademisinin önderliğinde Kırgızistan’da yapılan “Manas Destanı’nın Temel Meseleleri”27 baĢlıklı konferansta kahramanlık destanlarındaki dinî ve millî unsurlar ile bu unsurların yok edilmesine dayanan kurama varyantların28 nasıl teĢekkül edileceği üzerine yoğunlaĢan bildiriler sunulmuĢ ve tartıĢmalar yapılmıĢtır29.  Konferansta Prof. Yakuboski, “Manas Destanı’nın TeĢekkül Tarihi”, Prof. Klimoviç, “Manas Destanı AraĢtırmalarının Sonuçları ve ĠĢlevleri”, Prof. Dr. Borovkov, “Manas Destanı’nın Halkçılık Problemi” Ö. CakĢiyev “Manas Destanı’nın Varyantlarını Tasnif Etme” baĢlıklı bildirileri sunmuĢtur. Bu bildirilere ek baĢka bildiriler de sunulmuĢtur. Konferans baĢlamadan önce 1952 yılının Nisan ayında bir komisyon kurularak (Komisyon, baĢkan V. P. Suhotin olmak üzere Klimoviç, Valitova, Tihomirov ve Farsobin Ģeklinde beĢ kiĢiden oluĢuyordu) Kırgızistan’ın her bölgesinden özellikle de Güney Kırgızistan’dan Manas derleme faaliyetlerine baĢlanır. Komisyonun kurulma amaçlarından biri daha önce yazıya geçirilmiĢ Manas Destanı varyantlarını rejimin talepleri doğrultusunda tekrar kaydetmektir. Bu arada Manas Destanı’ndaki Halkçılık Problemi ile ilgili olarak Kızıl Kırgızstan (Sovetskaya Kirgiziya) gazetesinde yirmi beĢten fazla makale kaleme alınır. Seri halde yayımlanan bu makalelerde aynı hedefe farklı noktalardan atıĢ yapılırcasına destana yönelik sistemli bir karalama politikası görünmektedir30. Konferansa Kırgızistan’dan, Moskova’dan, Leningrad’dan ve Sovyetler Birliği’nin farklı ülkelerinden ilim adamları, yazarlar, parti mensupları olmak üzere dört yüzden fazla kiĢi katılmıĢtır. Konferansta “Manas Destanı’ndaki Halkçılık Problemi” ana tema olarak kabul edilmiĢ, bu konuda onlarca bildiri sunulmuĢtur. Fakat Muhtar Avezov, BernĢtam ve Yunusaliyev gibi bilim adamları serbest sunumlar yapmıĢlardır. Konferansta sunulan bildiriler “Sovetskaya Kirgiziya” gazetesinin 7-8-9 Haziran sayılarında hiç değiĢtirilmeden yayımlanmıĢtır. Bu bildirilerin içinde Profesör Borovkov’un bildirisi özelde Manas, genelde Türk kahramanlık destanlarının Komünizm propagandası yapmak için nasıl kullanılacağını göstermesi açısından dikkate değer bilgiler                                                                                                                                               25 II. Dünya SavaĢı döneminde Kırgızları ve diğer Türk topluluklarını savaĢa katılmaları yönünde teĢvik etmek amacıyla hazırlanan bu kitaplar, Kırgız Komünist Partisi Merkez Komitesi Bürosunun 27 Temmuz 1952’de aldığı kararla ve parti sekreteri Çurkin’in imzaladığı bir talimatname ile  “anti halkçı” sayılmıĢlar ve toplatılmıĢlardır. Bu konuda bk. Mar Bayciyev, agm, s.72 26 Kırgız-Sovet Entsiklopediyası, III. Tom, Frunze, 1978, s.576, 577. 27 Konferans, 6-10 Haziran 1952 yılında Frunze (BiĢkek) Ģehrinde ve SSCB Ġlimler Akademisi’nin himayesinde gerçekleĢmiĢtir.  28 Kurama sözü Kırgız Türkçesinde “1. ufak parçalardan oluĢturulan, ekleme yapmak yoluyla toplanıp düzülen, mürekkep, halita; 2. baĢka boya mensup, yabancı, muhtelif boylardan kurulmuĢ birlik, türlü unsurlardan terekküp eden kalabalık, 3. gramerde “müĢtak kelime” anlamlarına gelmektedir. bk. Ġ. Abdulvaliyev, A. Akmataliyev, v.d., Kırgız Tilinin Sözdügü, BiĢkek, 2010, s.818; K. K., Yudahin, Kırgızca-Türkçe Sözlük, II. Cilt, (çev. Abdullah Taymaz) TDK Yay., Ank., 1998, s.523.  29 Manas Entsiklopediya, I. Tom, BiĢkek, 1995, s.305-319. 30 Manas Entsiklopediya, I. Tom, BiĢkek, 1995, s.306, 307.
Sovyetler Birliği Döneminde Kırgızistan’da Folklor Çalışmalarında…                                759
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
sunmaktadır31. Muhtar Avezov ise bildirisinde Borovkov’un görüĢlerinin çoğuna karĢı çıkarak Sagımbay Orozbakov varyantında “Pantürkist” ve “Panislamist” fikirlerin olmasının diğerlerinde de bu fikirlerin olacağı anlamına gelmediğini, bu destanların Kırgızların hayatını bütün yönleriyle kuĢattığını ve mutlaka korunması gerektiğini iler sürmüĢtür. Avezov farklı varyantların bir araya getirilmesiyle ve destancılar tarafından eklenen unsurların ayıklanmasıyla kurama varyant oluĢturulabileceğini fakat destandaki Pantürkist ve Panislamist unsurların atılsa dahi mitolojik unsurların ayıklanmasının doğru olmadığını dile getirmiĢtir32. Manas Destanı 1952 yılında Sayakbay Karalayev’den B. Malenov, Caki TaĢtemirov ve K. Ġsmailov tarafından Sovyet sisteminin istediği Ģartlarda tekrar kaydedilir33. Destandaki rejime muhalif unsurlar (Türklük, Ġslamiyet, milliyetçilik gibi) ayıklanır34. 1926 yılında yazıya geçirilme iĢi biten ve rejim tarafından 1940 yılına kadar muhalif olarak nitelendirilip basılmayan Sagımbay’ın Manas Destanı yerine Sayakbay’ın ön plana çıkarılması faaliyeti hızlanır. Pantürkist ve Panislamist fikirleri açık olarak görünen Sagımbay varyantı unutturulmaya çalıĢılır. Günümüzde
                                                31 Borovkov bildirisinde “ġifahi eserlere Marksizm’in ve Leninizm’in estetik kaygısı ile Komünist eğitim sistemi açısından yaklaĢmak gerektiğini, bu yolla ancak medenî bir mirasa sahip olunabileceğini dile getirdikten sonra Kırgız kahramanlık destanlarının halkçılık bakımdan birçok problem taĢıdığını ileri sürer. Bildirisinin devamında Borovkov, Manas Destanı’nı fikri yönden ele alır ve destanla ilgili birinci problemin eserin karakteriyle doğrudan ilgili olduğunu, destanın Ģifahi yolla nesilden nesle aktarılarak gelmesinin destanın sürekli yenilenmesine, onun vaka örgüsünün, epik tasvirlerinin karakterinin ve fikri yönünün değiĢmesine neden olduğunu ileri sürer. Borovkov, destanın vaka örgüsü ile farklı versiyonlarının yeterince tahlil edilmediğini, eserin ortaya çıkıĢ ve teĢekkül ediliĢi hakkında da yeterince bilgi sahibi olmadığımızı iddia ederek aslında Manas Destanı’nın en reaksiyonel varyantı sayılan Sagımbay varyantı yukarıdaki delillere göre en halkçı ve demokrat varyant olarak kabul edilmesi gerektiğini söyler. Borovkov’a göre Manas Destanı tarihi Ģartlara göre yeni ilavelerle reaksiyonel, burjuvazi ve feodal özellikler kazanmıĢ olup bu unsurlar kendine has özellikleriyle destana dıĢtan eklenen unsurlar olarak görülebilir. Borovkov destanda “Türk, Ġslam, Hızır Ġlyas, Kırklar” gibi unsurların yer almasını büyük eksiklik olarak görüp bu gibi ilavelerin Manas’ı muhalif eser safına soktuğunu söyleyerek “bizim görevimiz eldeki materyallere dayanarak destan hakkında gerçekçi ve derin araĢtırmalar yapmak ve üçlemenin (Manas, Semetey, Seytek) aslında sahip olduğu halkçılık karakterini yeniden kazandırmaktır” der. Bu konuda bk. Manas Entsiklopediya, I. Tom, 1995, s.307, 308.  32 Manas Entsiklopediya, I. Tom, 1995, s.317, 318; Naciye Yıldız, “Manas Destanı ve Muhtar Avezov”, Gazi Türkiyat, Güz-2009, S.5, s.267, 268. 33 Bu kayıt sırasında destancıyı ziyarete giden Samar Musayev gözlemlerinde Ģunları kaydetmektedir: “Manas’ı tekrar yazdırma faaliyetini, destanı korumanın tek yolu diye düĢünerek ve iĢin nasıl yapıldığını görmek için hususi olarak ben de oraya gittim. Sayakbay Aksakal, gözüme eskisinden çok daha farklı olarak sararmıĢ, kendisiyle kavga eder gibi göründü, mütecaviz bir tavır içindeydi. Bir saate yakın oturup çıkıp gittim. Yapılan iĢ, hiç hoĢuma gitmemiĢti. Çünkü o dönemdeki Ģatlarda esasta ne olup bittiğini tam olarak anlayamayan Manasçı, destanın Komünist fikirlere uygun hale getirdiğini fark etmiĢti. Bu konuda bk. Samar Musayev, Çoŋ Manasçılardın Akırkısı, s.85’ten A. Zulpiharov, A. Artıkbayev, K. Asanaliyev, S. Baygaziyev, K. Ġmanaliyev, N. ĠĢenkeyev, A. Muratov, Adabiyat (Orto Mektepterdin 11. Klassı Üçün Okuu Kitebi), TaĢkent, 2005, s.45.   34 Manas Destanı’nın Sayakbay Karalayev’e dikte edilerek yazıya geçirilmesi tesadüf gözükmemektedir. Özbek Molla’dan küçük yaĢta dört yıl ders alarak Çağatay Edebi Dili çevresinde yetiĢen Sagımbay’a göre Sayakbay yaĢadığı Ģartlar gereği (BiĢkek’te halk sanatçısı olarak çalıĢması ve geçimini buradan sağlaması) rejime ısındırılmaya, taltif ve madalyalarla rejimin adamı haline getirilmeye çalıĢılarak Manas Destanı’nın rejimin sözcülüğünü yapması istenmiĢtir. Bütün bunlara rağmen Sayakbay’ın bu faaliyete sıcak bakmadığı (Samar Musayev, Çoŋ Manasçılardın Akırkısı baĢlıklı kitabının 85. sayfasında Sayakbay’ın bu iĢten hiç hoĢlanmadığını kaydetmektedir) anlaĢılmakta ve eldeki bilgiler Moskova orijinli Kırgız destan araĢtırmacılarının bu iĢi belli bir plan dâhilinde yaptıklarını ispat etmektedir. 1894 yılında Isık-Köl’deki Ak-Ölöŋ’ün Semiz-Beli’nde dünyaya gelen Sayakbay Karalayev,  1916 yılındaki Ürkün (kaçkaç) hadisesi sırasında birçok zorluk yaĢar ve ġihabutdinov (bazı kaynaklarda ġpilkeviç) adlı bir BolĢevik onu yanına hizmetçi olarak alır. Sonra Kızıl Ordu’ya intisap eden Sayakbay üç yıl orduda hizmet ettikten sonra 1921 yılında ülkesine döner. 1922- 1930 yılları arasında Köy Sovyetinde baĢkanlık yapan Sayakbay ünlü Kırgız dilcisi Hüseyin Karasayev’in daveti ile BiĢkek’e gelir ve burada Kırgız Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin el artisti (halk sanatçısı) olarak çalıĢır. Destancıya Sovyetlere hizmetinden dolayı üç kez Emgek Kızıl Tuu (Kızıl Sancak), bir kez de Ardak  (ġeref) niĢanı ve madalyası verilir. Bu konuda bk. Abdıldacan Akmataliyev, A. Caynakova, Ġ. Cumabayev, B. Kebekova, R. Kıdırbayeva, K. KırbaĢev, S. Musayev, Ö. D. ġerĢanaliyev, Kırgız Adabiyatının Tarıhı, II. Tom, BiĢkek, 2004, s. 381-430; Manas Entsiklopediya, II. Tom, BiĢkek, 1995, s.184-190; Samar Musayev, “Çoŋ Manasçı Sayakbay cana Al Aytkan Variant”, Manas (Sayakbay Karalayevdin Variantı Boyunça), (hzl. Raisa Kıdırbayeva, A. Caynakova), Frunze, 1984, s.7-27.
760                                                                                                        Mehmet ÇERİBAŞ
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
Kırgız Destan Edebiyatı ile ilgili eserlere bakıldığında Manas Destanı’nın fikri cephesi, kelime hazinesi, dil-üslup özellikleri, motifleri ve tesiri bakımından daha güzel örneği olan Sagımbay varyantının daha silik kalması bu durumu göstermektedir.  Sovyetler Birliği Döneminde yalnızca Manas Destanı’na değil, Manas dıĢında kalan ve Kırgızlar arasında yaygın olarak bilinen diğer destanlara da müdahale edilmiĢtir. Müdahale edilen destanların kahramanlık, din ve millet öğeleri bakımından zengin olup olmadıklarına özellikle dikkat edilmiĢ; bu öğelerle süslü destanlar tahrifattan hiçbir zaman kurtulamamıĢtır. Bu bağlamda Er TöĢtük Destanı da 1952 yılındaki konferansta alınan kararlara uygun olarak 1956 yılında yayımlanır. Destanın 1996 baskısının 37. sayfasının altında “1956 cılkı basılıĢka baĢınan tartıp uĢul sapka çeyinki aytılıĢ (tüp nuskada cazılgan) müldö kirgen emes (1956 yılında yapılan baskıda, destanın başından bu mısraa kadar olan yerler (esas nüshada yazılan) tamamıyla alınmış değildir)” dipnotu, destan üzerinde nasıl tahrifat yapıldığının açık delili olarak gözükmektedir. Bu kısımlarda 15 defa Allah, Allahü Teala, Kuday, 11 defa Müslüman ve birkaç defa Hızır sözlerinin geçtiği görülmekte ve bu bölümün yayımlanan kısma dâhil edilmeyerek destana yansıyan Ġslam düĢüncesini yok etmenin esas amaç olduğu fark edilmektedir35.  1957 yılında Aktan Tınıbekov’un Er Tabıldı Destanı yayımlanır. Bu baskı, 1940’lı yıllarda Kazan’da yapılan ilk baskıdan çok farklıdır. Esere müdahale edilerek Sayakbay’da olduğu gibi rejime muhalif unsurlar eserden çıkartılır. Batma Kebekova, destanın 2002 baskısına yazdığı önsözde bu durumu Ģöyle dile getirmektedir: “Eserin 1940 baskısı orijinal nüsha üzerinden teşekkül edilmiştir. 1957 baskısına mısralar açısından bakıldığında birtakım mısraların esere alınmadığı görülmektedir. Eserde bu durumun görülmesi tesadüfi değil, o dönemin siyasi anlayışı ile ilgilidir. 1970 baskısının ise esas nüsha olarak kabul edilen 1940 baskısı ile aynı olduğu, 1957 yılında esere alınmayan mısralara bu baskıda yer verildiği görülmektedir”36. Kurama varyant çalıĢmaları 1960’lı yıllarda da devam eder ve bu yıllarda üç cilt olarak basılan Semetey Destanı, kurama varyant Ģeklindedir. Hatta ünlü Semeteyci Akmat Rısmendey’in Semetey Destanı da kurama varyant haline getirilip bu ciltlerden üçüncüsünde yer alır ve bu Ģekilde basılır37.  1960’lı yılların ortalarından sonra rejimin baskısının biraz olsa da kalkması nedeniyle Sayakbay Karalayev, Manas Destanı’nı radyoda söylemeye, plaklara okumaya, sinemalarda anlatmaya baĢlar. Baskının biraz olsun azalmasından yararlanan bazı destan araĢtırmacıları destana yapılan müdahaleleri bildikleri için eserin üçüncü kez derlenmesi, yazıya ve teybe kaydedilmesi faaliyetini tekrar baĢlatırlar. Samar Musayev, Sapar Beraliyev tarafından 1968 yılında Sayakbay Karalayev’den destan orijinaline uygun olarak Isık-Köl’ün güneyinde kendi doğal Ģartları içinde ve dinleyici önünde hiçbir baskıya maruz bırakılmadan tekrar kaydedilir38.  1950’li yıllara nazaran ideolojik baskının biraz azaldığı, halk üzerindeki kara bulutlarının dağılmıĢ gibi göründüğü 1970’li yıllar Türklere ve Türk kültürüne hiçbir zaman özlediği özgürlüğü verememiĢtir. Bu yıllardan 1991’de elde edilen bağımsızlığa kadar folklorun bütün Ģubelerinde olduğu gibi destan türüne dair ideolojik yaklaĢımlar devam etmiĢtir. Bu durumu C. Subanbekov’un yazdığı “Kırgız Baatırdık Epostoru”39 baĢlıklı kitabına bakıldığında daha iyi görmekteyiz.  Eserde
                                                35 Abıldacan Akmataliyev, R. Sarıpbekov, M. Mukasov, Er Töştük (S. Karalayevdin Aytuusu Boyunça), El Adabiyatı Seriyası, II. Tom, BiĢkek, 1996. 36 Batma Kebekova, “Er Tabıldı-Halk Tarıhının Küzgüsü”, Şırdakbek, Er Tabıldı (hzl. Akmataliyev, Kebekova, Ahmdedov), BiĢkek, 2002. 37 Cumaliyev, Kurmanbek, Mirlan Cumaliyev, Çüydük-Talastık Manasçılar cana Semeteyçiler, BiĢkek Gumaniter Üniversiteti, BiĢkek, 2006. 38 A. Zulpiharov, v.d., age, s.45-47. 39 Cüysün Subanbekov, Kırgız Elinin Baatırdık Epostoru, Frunze, 1970.
Sovyetler Birliği Döneminde Kırgızistan’da Folklor Çalışmalarında…                                761
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
Karl Marx ve Friedrich Engels gibi ideologlar ile Maksim Gorki, Tolstoy gibi dönemin meĢhur Rus yazar ve fikir adamlarına (s.22, s.25, s.54, s.60, s.67, s.83, s.142) destan türü ile ilgileri olmamasına rağmen yedi defa atıfta bulunulmuĢtur. Yine aynı yıl basılan “Kırgız Elininin Oozeki Çıgarmaçılık Tarıhının Oçerki” baĢlıklı çalıĢma “Maksizm-Leninizm Klasikteri Eldik Oozeki Çıgarmaçılık Cönünde” baĢlıklı önsöz ile baĢlamaktadır40. 9 sayfalık önsözde Karl Marx, Freidrich Engels ve Lenin’e dair on iki defa atıf yapıldığı görülmektedir41. Eserde destan türünün ele alınıp tahlil edildiği bölümlerde de (s.368, s.383, s.393, s.489, s.491, s.570, s.574) olmak üzere Karl Marx, Friedrich Engels ve Maksim Gorki’ye ait atıflara tesadüf edilmektedir. 1984 yılında basılan Manas Destanı’nın Sayakbay Karalayev varyantının önsözünde destanın fikri cephesi ve özellikle Ġslam’la ilgisi Ģöyle değerlendirilir: “Destanın fikri yapısında görülen eksiklikleri destancının kendine has düşünce tarzıyla ve inancıyla ilgili olarak görmemek lazımdır. Çünkü bu gibi kifayetsizliklerin en başında gelen İslam Dinine inanma ve din üzerinden nasihat yapma Sayakbay’ın kendi tasarrufu değildir. Bildiğimiz gibi Sayakbay, dini duyguları güçlü, dinin kurallarını bilen ve bu kuralları hayatında tatbik eden kişi değildir. Bu nedenle onun destanında yenilgiye uğrayan düşmanı İslam Dinine davet konusundaki sözler aslında destanda çok eskiden beri yaşayan ve günümüze kadar ulaşmış sözlerdir. Destancı eskiden beri gelen sözleri seçmeden destana almış, bu sözlere hususi bir anlam yüklemeden öylesine destanda zikretmiştir. Bu nedenle Manas Destanı’nda İslam Dini ve inancı etrafındaki fikirleri temel fikirlerden biri olarak görmek mümkün gözükmemektedir. Böyle olsa da İslam Dininin umdelerinin destanda çoğunlukla yer aldığına şüphe yoktur”42. Bağımsızlık sonrası yapılan çalıĢmalarda Marksist-Leninist söylemleri folklor ürünlerinde çok görmesek de Sovyetlerin rahle-i tedrisatlarından geçen bilim adamlarının metodik tavırlarında ve temel bakıĢ açılarında çok fazla değiĢiklik olmadığı, bu dönemde Soros Vakfı aracığıyla yapılan çalıĢmalarda da “Kırgızcılığın” körüklendiği, aslında Sovyetlerin en baĢta yaptığı çalıĢmalarda uyguladığı politikaların günümüzde de Sorosçular tarafından kullanıldığı dikkat çekmektedir. Bu çalıĢmalarda Kırgızcılıkla birlikte Batı’ya ısındırma çabalarının ön plana çıktığı görülmektedir. Soros Vakfı tarafından basılan “Kırgız Tilini Üyrünöbüz (Kırgız Tilini Öğreniyoruz)”43 adlı ilköğretim okulları için hazırlanan kitabın kapağında “elinin iĢaret parmağını dudaklarına götürmüĢ Batı tipi çocuk figürü” Kırgızların bilinçaltına “düĢünen ve üreten Batılılardır” mesajını vermektedir.      1. Er Soltonoy Destanı, Özellikleri ve El Yazma Nüsha ile Baskılarının Karşılaştırılması Kırgız Destan Edebiyatında Kence Epos (küçük destan) kabul edilen Er Soltonoy Destanı Kırgız Kahramanlık Destanlarının en son halkalarından biridir. Destan, halk arasında anlatılırken Kırgız cazgıç akınlardan Süyörkul Abdrahmanov tarafından nazma dökülmüĢtür. Süyörkul destanı nazma dökmeye 1947 yılında baĢlamıĢ, 1951 yılında bitirmiĢtir. Nazım-nesir karıĢık yapıdaki destanın manzum bölümü yaklaĢık 16.960 mısradan, mensur kısmı ise 5610 satırdan mürekkeptir. Destanın orijinal nüshası Kırgız Ġlimder Akademiyası Kol Cazmalar Fondu 488-2050 numarada kayıtlıdır44. Destan dikdörtgen Ģeklinde dıĢı ciltli sığırdili cönklere benzeyen bir deftere Kiril harfleri ile yazılmıĢtır. Eserin ilk sayfasında Süyörkul Abdrahmanov (1896-1960) Er Soltonoy Eposunun Avtoru, ikinci sayfasında ise Er Soltonoy yazısı ile Akademinin mührü bulunmaktadır45.
                                                40Caki TaĢtemirov, Bayhodcoyev, Saparbek Zakirov, Kırgız Elinin Oozeki Çıgarmaçılık Tarıhının Oçerki, Frunze, 1973.  41 Caki TaĢtemirov, v.d., age, s.6-15. 42 A. Caynakova, R. Kıdırbayeva, Manas (Sayakbay Karalayev Variantı Boyunça), I. Kitep, Frunze, 1984, s.23. 43 Ç. K., Dıykanova, , L.S. Sulaymanova, E. T. Tölökova, Kırgız Tilin Üyrönöbüz, BiĢkek, 1997, Soros Fondu, BiĢkek, 1995. 44 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bk. Mehmet ÇeribaĢ, Kırgız Destancılık Geleneği ve Er Soltonoy Destanı, TKAE Yay., Ank., 2011. 45 Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.384.
762                                                                                                        Mehmet ÇERİBAŞ
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
Defterin son sayfasında ise 2 Mart 1951 tarihi ile Süyörkul Abdrahmanov Kırgız CCP Talas Oblastı Budanıy Rayonu Çoŋ AlıĢ Kolhozu Molotov yazıları ve destanın hacmine dair bilgiler vardır. Er Soltonoy Destanı, orta zaman (tarihî dönem) Kırgız kahramanlık destanlarındandır. Eserin konusunu Kırgız-Kalmuk savaĢlar ve Kırgız boyları arasındaki çekiĢmeler oluĢturmaktadır. Eser, Colbors Han’ın oğulları Temir Han, Bolot Han ile kırk yiğitlerinden Er Soltonoy ve Er ġabek’in baĢından geçen vakalar üzerine inĢa edilmiĢtir. Mitolojik ve tarihi tabaka (yakın dönem) diyebileceğimiz iki tarihi tabaka üzerine kurulu olan eserde Türk destan ve masallarında rastladığımız bütün motifleri görmekteyiz. Zindana atılan Temir Han ve Bolot Han kardeĢlerin zindandan çıktıktan sonra zihinsel ve fiziksel değiĢime uğramaları46, sonra yurtlarına ozan kılığında dönmeleri ve Bolot Han’ın niĢanlısı Pahtıhan’la kopuzla haberleĢmesi ve yurdunu talan eden düĢmanlarından öçlerini almaları47 motifi AlpamıĢ, Bamsı Beyrek, Yusup-Ahmet gibi Türk destanlarında da görülmektedir. Türk destanlarında görülen ve temel motiflerden biri olduğunu kabul ettiğimiz bu motifin Er Soltonoy Destanı’nda da görülmesi destanın Türk Destancılık Geleneğindeki yerini ve önemini göstermektedir.  Destan Kırgızistan’da 1959 ve 2002 yıllarında olmak üzere iki defa basılmıĢtır48. Eser Türkiye’de de biri Türk Dili Kurumu Destan Projesi dâhilinde olmak üzere biri de el yazma nüshaya bağlı olarak tarafımızdan hazırlanan Doktora tezinin49 basılmasıyla iki kez yayımlanmıĢtır50. Türk Dil Kurumu tarafından yapılan baskı, eserin 2002 yılında Kırgızistan’da El Adabiyatı Seriyası’nın 16. Tomu (16. cildi) olarak çıkan baskısının Türkiye Türkçesine aktarımıdır51.   Kırgızistan’da yapılan 1959 ve 2002 baskıları el yazma nüshadan hacim, fikri yapı, söz varlığı ve ses hususiyetleri bakımından tamamen farklıdır. Tespitlerimize göre destanın el yazması nüshasında mısra sayısı 16.960 kadardır. 1959 baskısındaki son mısra-aradaki kırpılmıĢ mısralara rağmen-el yazma nüshanın 14.026. mısraına denk düĢmektedir. 2002 baskısındaki ise mısra sayısı ise-1959 baskısına göre geniĢletilmiĢ olmasına karĢın- 10.257’dir. Bu durum, 1959 baskısında mısra sayısının 10.257’den daha az olduğunu iĢaret etmektedir.   Destana müdahale manzum bölümlerle sınırlı kalmamıĢ, mensur kısımlardan da kimi cümleler ve paragraflar da kesilmiĢtir. El yazma nüshada “Mına uşul türdö Kırgız eli Kalmakka katuu kor boluşkan. Bul kordukka çıdayalbay Kırgızdın hanı Colbors Han, neçen iret Kırgız, Kazak                                                 46 Bu durum destanın el yazma nüshasında Ģöyle anlatılır: Oşondo eki baatır Moldo Nakış menen kuçaktaşıp körüşüp ıylaşıp koştoştu. Arkandı Temir Han beline baylaganda ceti kişi zor menen tartıp alıp çıktı. Arkandı dagı saldı. Bolot Han beline bayladı aga anı tartıp çıgaruuda ceti kişinin küçü cetbey agası Temir Handın cardamı menen on eki kişi zor menen tartıp alıp çıgıştı. Al eköönü Kalmak eli bolcoldop karasa baştagıdan bir carım ese çoŋoyuşkan. Kalıŋ Kalmaktın içinde kadim köp koydun içine kirgen töö sıyaktuu körünüştü. Özdörünün kelbetin kelişken, ireŋi kızıl muruttarı kap-kara iyninderinen aşkan. Acıdaarday cüzü zaar. Eldin barlıgı bet aldınan tike karay albay arkasınan körüp ayabay taŋdanışıp, kara taanday bolup arkasınan eerçip kele catat ( O zaman iki bahadır Moldo NakıĢ ile kucaklayarak ağlaĢıp durdu. Ġpi Temir Han beline bağladığında yedi kiĢi güçlükle çekip çıkardı. Ġpi bir daha zindana saldırlar. Bolot Han beline bağladı. Onu çıkarmak için yedi kiĢinin gücü yetmeyince abisi Temir Han’ın yardımıyla on iki kiĢi güçlükle çıkardı. Kalmuk halkı bunların eskisine göre bir buçuk kat daha geliĢtiklerini gördü. Kalabalık Kalmak içinde koyunun içine girmiĢ deve gibi görünürlerdi. Vücutları geliĢmiĢ, yanakları kızıl, bıyıkları kapkara omuzundan aĢmıĢ durumda. Ejderha gibi yüzleri zehirli. Halkın yüzlerine bakamaz arkasından bakıp ĢaĢırıp kalırlar ve kara karga gibi arkalarından gelirler). Bu konuda bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.328. 47 Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.343, 344. 48 Saparbek Zakirov, Er Soltonoy, Frunze, 1959; Abdıldacan Akmataliyev, Er Soltonoy, El Adabiyatı Seriyası 16. Tom, BiĢkek, 2002. 49 Mehmet ÇeribaĢ, Kırgız Destancılık Geleneği ve Er Soltonoy Destanı (İnceleme-Transkrispsiyonlu Metin- Tıpkıbasım), YayımlanmıĢ Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ank., 2010. 50 Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age. 51 Kırgız Destanları IX: Er Soltonoy, (hzl. A. Akmataliyev, A. Kıdırmambetova, S. Zakirova, akt. Ġsmail Turan Kallimci), TDK Yay., Ank., 2010.
Sovyetler Birliği Döneminde Kırgızistan’da Folklor Çalışmalarında…                                763
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
cana Özbekten asker cıynap barıp uruşup uruşup ta cürgen. Kalmaktın köptülügünön alarga Kırgızdarın alı kelbey, ceŋilip kayra kança bir esepsiz köp tartuular berip caraşıp eptep tınçıgan bolup catıp kalat. Kalmak eli dagı ele karap catbay, Kırgızga bayagıday zorduk zombulugun ulanta beret. Colbors Han özünün kol aldındagı kırk beş şaardın elin başkarıp öküm sürüp cata beret. Colbors Handın özünün tübölük coldoşu cana özü menen teŋ öskön ömürlük ak neet kurbusu Karatal Kariya bolgon. Colbors Han kırk caşka kelginçe eç kanday uulu ce kızı bolbogon. Ayalı Gülaypa cıyırma beş caşta. Anın sululuk sımbatın bir körgön kişi, ikinçi dagı körügö ötö kumarlana turgan. Colbors Han menen Gülaypanın bala degende ak etkende tak etip barbagan mazar, şayıgı, tünöbögön bakşı, bübüsü cana batasın albagan eşen kalpa, moldosu kalbayt. Ahırında bul ooluyalardan takıp tüŋülüp, ayalı ököö teŋ kantelik emi tahtı, taalayıbızda bolgonun körörbüs deşti dagı ooluya, mazarlardı oosanışbay cön gana tahtıda olturup handıktı ulanta beret. Kündördön birinde Gülaypa suluu küyöösü Colbors Hanga bir kançalık nazdık menen erkelep olturup boyunda balanın bar ekendigin bildirip aytıp olturgan ceri”52 şeklinde yer alan metin 1959 baskısında “Bul kordukka çıday albay neçen iret Kırgızdar asker cıyap uruşup da körgön. Kalmaktın köpçülügünön Kırgızdın alı kelbey, kayra özdörü esepsiz köp tartuular berip, eptep tınçıgan bolup catıp kalat. Colborskandın kırk caşka kelgende eç kanday uulu ce kızı bolbogon. Colborskan menen Gülaypanın bala degende ak etkende tak etip, barbagan mazarı, şayıgı, tünöbögön bakşı-bübüsü cana batasına albagan eşen-kalpa, moldosu kalbayt. Akırında bul okuyalardan takır tüŋülüp, cön boluşat.    Kündördün birinde Gülaypa suluu-küyöösü Colborskanga bir kançalık nazdık menen erkelep olturup, boyunda bar ekendigin bildirip aytıp olturgan ceri”53 Ģeklindeki bölüm, 1959 baskısında kısaltılarak verilmiĢ; 2002 baskısında ise el yazma nüsha dikkate alınmadan 1959 baskısına uyulmuĢtur54.  1959 baskısı ile 2002 baskısı karĢılaĢtırıldığında, destanın 2002 baskısındaki önsözle 1959 baskının önsöz arasında bazı farklılıkların ortaya çıktığı görülecektir. 1959 baskısının önsözünde 6. sayfada Maksim Gorki’ye ait “eldin başınan ötkön tarıhıy okuyalar, cagılıştar, kaygıluu kündör al eldin oozeki körköm çıgarmasında orun ala turganın unutuuga bolboyt (halkın baĢından geçen tarihî vakaların, dertlerin, kaygılı günlerin halkın Ģifahî edebî eserinde yer aldığını unutmak doğru olmaz)” sözü 2002 baskısından çıkarılmıĢtır55. Yine ilk baskıda (1959) Er Soltonoy ve ġabek adlı bahadırların tarihî kahramanlar olduğu söylenirken yüzyıl verilmemiĢ; fakat 2002 baskısında bu kahramanların 18. yüzyılda yaĢamıĢ olduğu dile getirilmiĢtir56. Zakirov, 1959 baskısının önsözünde destanın merkezî kahramanlarının Temir Han ve Bolot Han, Er Soltonoy’un ise bu kahramanların çorolarından (yiğitleri) olduğunu iddia eder. Zakirov, halk arasında Soltonoy adının bilinmesinden dolayı destanın adının Er Soltonoy olmasının doğru kabul edilmesi gerektiğini “tura taptık (doğru bulduk)”57 sözü ile açıklar ve bu söz 2002 baskısından çıkarılıp bunun yerine “kala beret (kalıverir)”58 sözü eklenir. Önsözde bundan sonraki kısımlar genelde benzer olsa da 1959 baskısında eserin neden ikinci bölümünün kitapta yer almadığı üzerinde durulur; bu duruma Temir Han ve Bolot Han adlı bahadırların Moldo NakıĢ’ı zindandan kurtarmaya çalıĢtıkları bölümün destanın orijinalinde olamayacağı düĢüncesi geçerli sebep olarak gösterilir59. Destanın 2002                                                 52 Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.182. 53 Er Soltonoy (Aytkan cana Cazgan Abdrahmanov Süyörkul) (hzl. Saparbek Zakirov), Kırgız SSR Ġlimder Akademiyası Til cana Adabiyat Ġnstitutu, Frunze, 1959. 54 Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age, s.18. 55Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.50; Saparbek Zakirov, age, s.5; Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age, s.7. 56 Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.50; Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age, s.7. 57 Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.50, Saparbek Zakirov, age, s.7. 58 Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.50, Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age, s.8. 59 Moldolar (molla-hoca-âlim) dönemin Kırgızları arasında ilmî ve dinî olarak en yüksek makamı temsil eden kiĢilerdir. Destanda Moldo NakıĢ da bu Ģekilde tasvir edilmektedir. O, elinde kitapları, ticaret kervanları ile dolaĢan ve gittiği
764                                                                                                        Mehmet ÇERİBAŞ
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
baskısında da Moldo NakıĢ’ın esere girmesinin destancı Süyörkul Abdrahmanov’un gayretleri sonucu olduğu, destancının böyle yaparak o devirde düzensiz, teĢkilatsız ve ilim-irfandan yoksun Kırgızların özlemini dile getirdiği kaydedilmiĢtir60.   Yukarıdaki deliller ıĢığında destanın Kırgızistan’da yapılan iki baskısı arasında farklılıklar olduğu gibi el yazma nüsha ile söz konusu iki baskı arasındaki farklılıkların daha da belirgin olduğu dikkati çekmektedir. Bu durum 1947-1951 yılları arasında Süyörkul Abdrahamanov tarafından nazma dökülmüĢ destanın-dönemin Sovyet politikaları doğrultusunda-vaka örgüsü üzerinde tahrifatlar yapmak suretiyle ideolojisine, Kırgız yazı dili yaratma çabaları doğrultusunda kelime kadrosuna ve ses yapısına, ayrıca estetik kaygılarla dil ve üslup özelliklerine müdahalede bulunulduğunu göstermektedir. 2. Er Soltonoy Destanı Üzerinde Yapılan Tahrifatlar 2.1. Destanın Vaka Örgüsü Üzerinde Yapılan Tahrifatlar  Er Soltonoy Destanı’nın ilk baskısının Sovyet politikalarının hayatın her alanına müdahalede bulunduğu bir dönemde basılmıĢ olması, daha sonra yapılan baskıların da gerekli dikkat ve özen gösterilmeden (el yazma nüshayı görmeden veya incelemeden yapılması)  ilk baskı üzerinden inĢa edilmesi destanı orijinalinden çok uzaklaĢtırdığı gibi eserin bambaĢka bir hal almasına neden olmuĢtur. Bu bağlamda 1959 ve 2002 baskılarında eserin el yazması nüshasında bulunan birçok vakanın yer almadığı görülmektedir. El yazma nüshayı esas alarak 1959 ve 2002 baskılarında destanın vaka örgüsüne bakarsak: Colbors Han, Çınabat adlı Ģehirde hüküm sürmekte olup Kırgız, Kazak ve Özbeklerden oluĢan kırk beĢ Ģehrin de hanıdır.  Colbors Han’ın kırk yaĢından sonra dua ve adaklarla iki oğlu olur. Bu çocuklara büyük bir Ģölen yapıldıktan sonra Temir Han ve Bolot Han adları verilir. Kısa sürede büyüyen iki bahadırla ġoykonduu ġoŋkor’un oğlu arasında oyun sırasında niza çıkar. Niza sırasında öfkelenen Bolot Han, ġoŋkor’un oğlunu öldürür. ġoŋkor, bunun üzerine kargıĢlarla iki yiğide düĢmanlarının Kalmuklar olduğunu söyler61. Bahadırlar yaptıklarından piĢmanlık duyarlar. Evlerine döndükleri sırada kuyuya düĢmüĢ büyük bir deveyi kimsenin çıkaramadığını görürler. Bolot Han, deveyi kuyudan aldığı gibi “buta atım yere”62 kadar fırlatır. Yola devam ettikleri sırada bir köprünün ayağına otuz kiĢinin bir taĢı koyamadıklarını da görürler. Temir Han, otuz kiĢinin koyamadığı taĢı kucağına alıp istenilen yere bırakır63.  Temir Han ve Bolot Han kısa sürede büyüyüp alp tipli, çınar bilekli, kaplan yürekli bahadırlar olurlar. Bu yiğitler babalarının huzuruna çıkarak Kalmuklarla savaĢmak için izin isterler. Babaları bunların teklifini kabul etmez, onların, halkın gözü önünde, yeterli olup olmadığını çeĢitli yollarla dener ve yeterli olduklarını görünce izin verir.
                                                                                                                                              yerlerde Ġslâm dininin anlatılması için gayret gösteren derviĢ tipini temsil etmektedir. Bu tip, ya destanı yayına hazırlayanları rahatsız etmiĢ veya birilerinin rahatsız olacağı düĢüncesi ile destandan çıkartılmıĢtır. 60 Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.50; Saparbek Zakirov, age, s.10; Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age, s.10. 61 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarından çıkarılmıĢtır. bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.58; Saparbek Zakirov, age; Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age. 62 buta atım yer: Dede Korkut’ta “puta” Ģeklinde geçen bu söz, niĢan, hedef anlamına gelmekte olup 50-60 m’lik mesafeyi anlatmaktadır. 63 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarından çıkarılmıĢtır. bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.58; Saparbek Zakirov, age; Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age.
Sovyetler Birliği Döneminde Kırgızistan’da Folklor Çalışmalarında…                                765
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
Colbors Han, iki bahadıra en iyi sınçılardan sayılan Oŋko Çal adlı kiĢiyi çağırtıp yılkının içinden atlar seçtirir. Bu atlar, Satkın ve Kalça adlı yiğitlerin baĢkanlığında eğitildikten sonra Temir Han’a Tekemoyun toru, Bolot Han’a ise KarakaĢka tulpar adlı atlar verilir64. Temir Han Bahadır etraftaki Kırgız, Kazak ve Özbeklerin meĢhur bahadırlarına haber gönderir, bahadırlardan altı gün içinde yanına gelmelerini ister ve bütün kahramanlar toplanır. Bunlara “kırk yiğit” denir. Kırgızların asker topladığını Kalmuk hanı KorgoĢ haber alır. KorgoĢ Han, Kalmuk pazarında mal satan ġoŋkor’dan bunu öğrenmek ister. ġoŋkor, Temir Han ve Bolot Han’ın yakında Kalmuk yurdunu talan edeceğini ve Oralhan’ı alacağını söyler. KorgoĢ Han, buna ihtimal vermese de hazırlık yapar; fakat önce Kögöy Han’ı yenmesi gerektiğini düĢünür. Kalmuk pazarından dönen ġoykonduu ġoŋkor, BeĢtaĢ’taki Kırgız yılkısının kırk Kalmuk tarafından kaçırıldığını görür. Korkmadan kırk kiĢiye saldırır, on beĢini öldürür, on sekizini kovar. ġoŋkor, yedi kiĢi ile atları alıp Kögöy Han’a gelir ve baĢından geçenleri bir bir anlatır. Kögöy Han, ġoŋkor’a hediyeler vererek onu taltif eder. Olanları Temir Han ve Bolot Han’a bildirir65. Kalmuk hanı KorgoĢ, çabuk hareket ederek, Çüy ve Talas bölgesini iĢgal edip kuĢatır66. KuĢatmayı öğrenen Karatal Kariya, Temir Han ve Bolot Han’ı haberdar eder. Temir Han da durumu babaları Colbors Han’a aktarır ve hemen taarruza geçmeleri gerektiğini söyler67.   Temir Han, babasından güçlü, cesaretli, bahadır yiğitler toplayıp vermesini ister. Babası da 20 ile 35 yaĢları arasında üç bin yiğit toplayıp oğullarına verir, bunlara “kırk yiğit” de katılır. Karatal Kariya, Ketmentöbö’de yaĢayan Tagay Han’a haber gönderir. Ondan üç bin asker toplayıp göndermesini ister. Tagay Han da bu emri yerine getirerek istenilen sayıda askeri istenilen yere sevk eder68. Ġhtiyar Karatal, ġoŋkor’a Satkın ve Kalça adlı iki yiğidi Kalmukların hanı KorgoĢ’a elçi olarak gönderip vuruĢmaya gelmesini söyler. KorgoĢ Han, askerlerini Keŋaral’da toplar. Ġki ordu Açı’nın sırtındaki ovada karĢı karĢıya gelir. Tagay Han’ın askerlerine komutanlık yapan Tomul Bahadır, Nayman Bahadırı teke tek meydana çıkarır. Daha sonra Er Mambet çıkar. Kalmuklardan Kıyır Bahadıra karĢı Er ġabek çıkar. Er ġabek, Kıyır Bahadırı yener; fakat öldürmez. Bunun üzerine Kıyır Bahadır, Kırgızların tarafına geçer. Ertesi gün Kıyır Bahadır Kalmuklara karĢı meydana gelir ve bu sırada baĢına gelenleri tek tek anlatır. Kıyır’a karĢı Kalmuklardan Kutu Mırza meydana çıkar. Büyük savaĢ baĢlar. KorgoĢ Han, Uzakbay adlı bir Kırgız yiğidi tarafından öldürülür ve Kalmuklar kaçar. Colbors Han oğulları Temir Han ve Bolot Han’ı evlendirmek istediğini dile getirir. Temir Han, Kalmukların en güzel kızını alacağım diyerek bu isteği geri çevirir. Bunun üzerine Colbors Han, Bolot Han ile Kögöy Han’ın kızı Pahtıhan arasında söz kesilmesi için Karatal Kariya’yı
                                                64 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarından çıkarılmıĢtır. bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.58; Saparbek Zakirov, age; Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age. 65 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarından çıkarılmıĢtır. bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.59; Saparbek Zakirov, age; Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age. 66 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarından çıkarılmıĢtır. bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.59; Saparbek Zakirov, age; Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age. 67 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarından çıkarılmıĢtır. bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.59; Saparbek Zakirov, age; Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age. 68 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarından çıkarılmıĢtır. bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.59; Saparbek Zakirov, age; Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age.
766                                                                                                        Mehmet ÇERİBAŞ
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
görevlendirir. Kögöy Han, kız istemeye gelenleri hürmetleyip azizler. Kalmuklardan alınan üç yüz elli kiĢi kalıŋ olmak üzere Pahtıhan’ın emrine kul olarak verilir69. Kırgız-Kalmuk savaĢında ölen Ormotoy adlı Kalmuk beyinin Orolhan adlı güzel bir kızı vardır. Bu kız, dayısı Toskulu’nun yanında kalırken Cediger ve Tülömöt adlı Kalmak hanlarına mektup gönderip her ikisini de sevdiğini söyler. Mektuptan dolayı hanlar arasında nifak doğar ve savaĢ baĢ gösterir. Kız, gerçekte Temir Han’ı sevmektedir, Temir Han’a da bir mektup yollar, kendisini biran önce kaçırmasını ister. Kızı kaçırmak için Temir Han adamlarını gönderir ve bu adamlar Oralhan’ı kaçırıp Temir Han’a getirirler.  Soltonoy Bahadır, Orolhan’ı kaçırıp geldikleri sırada, Colon Bay adlı Kalmuk’un evine uğrar. Burada Colon bayın Zakımcan adlı kızını görür. Kopuzla kim olduğunu sorar70. Orolhan’ın dayısı Toskulu, Tülömöt Han’a varıp Orolhan’ın kaçırıldığını söylese de Tülömöt Han buna inanmaz ve Toskulu’nun bilerek kızı Kırgızlara verdiğin düĢünür ve onu öldürür.  Colon Bay savaĢ bitince evine döner. Eve girdiğinde kopuzun kendi kendine Soltonoy’un Ģiirini söylediğini görür. Bunun nedenini Zakımcan’dan sorar. Zakımcan da olanları babasına anlatır.  Tülömöt, Orolhan’ı geri almak için Kırgız bahadırların ardından Colon Bayı gönderir. Colon ve askerlerinin yok edildiği haberi Kalmuklar arasında yayılır. Orolhan, Kalmukların bunu namus meselesi yapacağını söyleyerek Temir Han’a hazırlık yapmasını söyler.  Tülömöt ve Cediger Han iĢbirliği yapıp Kalmuklarda yediden yetmiĢe kim varsa savaĢa çağırırlar. Elli sekiz bin Kalmuk askeri toplanır.  BeĢ bin Kırgız askeri, baĢlarında Soltonoy olmak üzere, Kalmuklara gece baskın düzenleyip onları bozguna uğratır, Kırgızlar ganimetlerle dönerler.  Ġhtiyar Karatal, Kalmukları Kırgız yurdundan kesin olarak kovmanın tek yolunun Kalmuk hanının öldürülmekten geçtiğini söyleyerek Bolot Han, Soltonoy, ġabek, Berdike ve Kıyır’ı bu iĢe görevlendirir. Kırgız bahadırları Kalmuklar gibi giyinip gece yarısı Tülömöt Han’a baskın yaparlar. Çadırına girerler ve hanı öldürüp baĢını Karatal’a getirirler.  SavaĢı kaybeden Kalmuk askerleri kaçar, birçoğu dağılır, herkes kendi baĢını kurtarmaya çalıĢır. Durum böyle olsa da Cediger Han on iki yaĢından büyük bütün Kalmukları askere çağırır ve yirmi beĢ bin asker toplar.  Askerler önce teke tek savaĢırlar. Nar Balban Kalmuklardan kim karĢısına çıktıysa yener. Sonra büyük savaĢ baĢlar ve fakat Kırgızlar Cediger Han’ın kardeĢi Tüyünçök’ün elli bin askerle yardıma geldiğini fark ederler. Kalman Bahadır geri çekilelim dese de Soltonoy bunu kabul etmez, tam bu sırada Kırgız askerleri yetiĢir. Temir Han, Bolot Han’dan teke tek meydana çıkmasını ister. Bolot Han tek olarak meydana gelir. KarĢısına çıkan bütün Kalmuk bahadırlarını öldürür. Ardından büyük savaĢ baĢlar ve Kalmuklar arkalarına bakmadan Carkent’e kadar kaçarlar. Yurtlarına sağ salim dönen Kırgız bahadırları için Colbors Han büyük bir Ģölen verir. Bahadırlar için halktan dua ister. Colbors Han ganimet olarak alınan maldan yiğitlerden yeteri kadar üleĢtirir. Kalmuklardan boĢalan Talas’ın baĢındaki iki ovayı Kögöy Han’ın adamlarından
                                                69 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarından çıkarılmıĢtır. bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.59; Saparbek Zakirov, age; Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age. 70 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarından çıkarılmıĢtır. bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.60; Saparbek Zakirov, age; Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age.
Sovyetler Birliği Döneminde Kırgızistan’da Folklor Çalışmalarında…                                767
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
OrmoĢbay, ġoykonduu ġoŋkor’a verir. Çüy taraflarındaki yerleri ise bütün halka yaylalık olarak dağıtır71.   SavaĢı kaybeden Cediger Han, Tüyünçök Han ve zurnacı Noygut yollarda dilenerek Moğolistan’ın Orgut Ģehrinin hanı Uyul Han’a varırlar; fakat Tüyünçök ve Cediger utançlarından hanın sarayına giremezler. Zurnacı Noygut’un iyi zurna çaldığı hanın kulağına gider. Han, Noygut’u huzuruna alır yedirir, içirir, giydirir ve zurna çalmasını ister. Noygut nağme ile baĢlarından geçenleri bir bir anlatır ve Uyul Han’a, “Kırgızlar sana asker sevk edecekler”, der. Uyul Han Cediger’i vezir, Tüyünçök’ü ise tümen komutanlığına getirir. Uyul Han bir rüya görür. Rüyasını yorumlatmak üzere bütün mollaları çağırtır. Hiçbiri rüyayı yorumlayamaz. Hepsini darağacına astırmak üzereyken bu sırada bir yiğit çıkıp, “efendim bizim eve bir genç molla konuk oldu, heybesi kitap dolu, rüyanızı ona da yordurun” der. Rüyayı yoran Moldo NakıĢ, Uyul Han’a rüyasında gördüğü iki kaplanın Temir Han ve Bolot Han, iki buğranın ise Soltonoy ve ġabek olduğunu söyler. Sizin yurdunuzu bunlar talan edecek, haberiniz olsun diye tavsiyede bulunur. Bunun üzerine Han Uyul, Moldo NakıĢ’ı zindana attırır72. Uyul Han, vezir ve beylerine Temir Han ve Bolot Han’ın nasıl yakalanıp getirileceği konusunda çare bulmalarını ister ve onlara altı gün süre verir. Vezirlerin içinden Çokço Sakal Çonor adlı vezir, Uyul Han’dan ferman çıkarmasını, fermanda da “Kırgızların bahadırları Temir Han ile Bolot Han’ı bana yakalayıp getiren kiĢiye istediğini ve Anarhan adlı kızını vereceğini” söylemesini ister. Uyul Han, ġırgıy adlı Ģairden car çakırmasını (ferman, ilan) emreder.  Zordo adlı Ģehirde Kaŋgırt isimli bir zenginin yanında hizmetçilik yapan Madılbek fermanı duyduktan sonra Orgut Ģehrine gitmek için Kaŋgırt Baydan izin ister. Kaŋgırt, Madılbek’e izin vermez. Madılbek, Uyul Han istediklerini yapabileceğini düĢünerek Orgut Ģehrine gelir. Hanla konuĢtuktan sonra yola çıkar73. On gün yol giden Madılbek, yolda kaplanların ve ejderhanın saldırısına uğrar. Saldırıları bertaraf edip yolculuğunu sağ salim tamamlar ve Kırgız yurduna ulaĢır74. Madılbek Kırgız yurduna geldiğinde Uyul Han’ın çobanı olduğunu, ondan nefret ettiğini ve kurtulduğunu ve Müslüman olmak için geldiğini söyler. Temir Han ve Bolot Han kardeĢler buna inanırlar. Onu onbaĢı yapıp ona Berdiyar’ın Teksuluu adlı kızını verirler75.  Ketmentöbö’de yaĢayan ve insanın iç dünyasını bir bakıĢta bilen dayıları Tagay Han, Ģöhretini duyduğu yeğenleri Temir Han ve Bolot Han’ı ziyarete gelir. Tagay Han yeğenlerine Madılbek’in hain olduğunu söylese de inandıramaz ve dayı ile yeğenlerin arası açılır76.  Yeğenlerine darılan dayıları Tagay Han, adamları ile Kögöy Han’a uğrar. Kögöy Han’a yeğenleri ile arasında geçen vak’ayı anlatır. Kögöy Han da eski defterleri karıĢtırarak kardeĢine,
                                                71 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarından çıkarılmıĢtır. bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.60; Saparbek Zakirov, age; Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age. 72 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında daha kısa verilmiĢtir. bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.61; Saparbek Zakirov, age, s.108-110; Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age, s.104-106. 73 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.61; Saparbek Zakirov, age, s.111; Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age, s.107. 74 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.61; Saparbek Zakirov, age, s.114-118; Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age, s.109-113. 75 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.61; Saparbek Zakirov, age, s.111; Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age, s.107. 76 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.61; Saparbek Zakirov, age, s.123; Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age, s.118.
768                                                                                                        Mehmet ÇERİBAŞ
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
Colbors Han’ın babaları KoyoĢ Han’ı nasıl öldürdüğünü anlatır. Ġki han babalarının öçlerini almak üzere anlaĢırlar. Tagay Han Ketmentöbö’ye döner77.  Tagay Han’ın uyarısıyla durumun tehlikeli olmaya baĢladığını hisseden ve iki bahadırı esir almanın zamanın geldiğini düĢünen Madılbek, Temir Han ve Bolot Han’a, Uyul Han’ın at sürüsünü toplayıp geleceğini, kendisini yolda karĢılamaları gerektiğini söyleyerek Kırgızların arasından ayrılır. Uyul Han’ın yanına gelen Madılbek, baĢından geçenleri, bütün niyetini ve Temir Han ile Bolot Han’ı nasıl ele geçireceğinin planını aktarır. Uyul Han Madılbek’e baĢarısından dolayı övgüler düzüp armağanlar verdikten sonra Madılbek’in istediklerini gerçekleĢtirmek üzere harekete geçer. Madılbek yanına kırk bin asker alarak Kırgız yurduna doğru yola çıkar. Madılbek’i karĢılamak üzere Kırgız hanları Temir Han, Bolot Han ve kırk yiğit yola çıkar. Kırgız bahadırları Madılbek’e güvenerek yanlarına silahlarını dahi almazlar. Temir Han’ın eĢi Orolhan bir rüya görür ve rüyasını kayını Arstanbek aracılığıyla Temir Han’a söyletir. Temir Han yanına Orolhan’ı çağırtıp azarlar, “kadının sözünü it alsın” der. Bahadırlar yola çıkarlar. Corgo belini aĢıp sekiz yerde sekiz çadır dikerler, içki içip sarhoĢ olurlar ve alp uykusuna dalarlar.  Madılbek, Temir Han ve Bolot Han’la buluĢacakları noktaya yaklaĢtığında askerlerini etrafa yerleĢtirir. Kendisi yalnız Temir Han ve Bolot Han’ı aramaya çıkar. Onları bulduğunda sarhoĢ olup uykuya daldıklarını görür. Bahadırların burnuna nazıbay sürerek uyandıran Madılbek, kırk yiğide hissettirmeden Temir Han ve Bolot Han’ı kaldırıp yol almaya baĢlar.  Kırk yiğit dokuz gün uyur. Uyandıklarında Temir Han ve Bolot Han’ın gittiklerini ve tuzağa düĢtüklerini fark ederler. Kırk yiğit, Kalmuklara yetiĢip gece baskın yaparlar. Sonra KoĢ denilen bir yerde toplanırlar. Burada dokuz gün dinlendikten sonra tekrar savaĢa girerler, düĢmana büyük zayiat vererek geri çekilirler. On gün dinlendikten sonra tekrar saldırıya geçerler. ġabek on bin Kalmuk’a tek baĢına saldırır, bu savaĢta Kırgızlar iki yiğidini kaybedip rücu ederler ve beĢ gün dinlendikten sonra saldırıya geçerler. Birkaç saldırıdan sonra Çınabat’a dönerler. Colbors Han, Gülaypa ve Orolhan, Temir Han ve Bolot Han’ı göremezler. Bu durumu Soltonoy’don sorarlar. Soltonoy da olanları anlatır78.  Madılbek, Temir Han ve Bolot Han’ı askerlerinin içinde babası Kalmuk, anası Kırgız, Turan adlı bahadırın komutanlığında altı bin Kalmuk askerine teslim ederek, kendisi ordunun baĢına geçer ve hızlıca Kalmuk yurduna gider79. Madılbek iki hanı Uyul Han’a teslim eder. Anarhan ve diğer istediklerini alır. Madılbek sekiz Ģehrin hanı olur80.
                                                77 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında yoktur. bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.61; Saparbek Zakirov, age; Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age. 78 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir.1959 baskısında Soltonoy’un baĢından geçen vakaları Colbors Han’a anlattığı bölüm hiç yoktur. bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.62; Saparbek Zakirov, age;  Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age, s.180-182. 79 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.62; Saparbek Zakirov, age, s.175;  Abdıldacan Akmataliyev, 2002, age, s.183. 80 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢ, 1959 baskısında bu vakaya yer verilmemiĢtir. Her iki baskıda da Madılbek’in Anarhan’ı ve diğer istediklerini almasından da hiç bahsedilmemiĢtir. bk. Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.62, Saparbek Zakirov, age; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.183-189.
Sovyetler Birliği Döneminde Kırgızistan’da Folklor Çalışmalarında…                                769
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
Uyul Han iki bahadırı öldürmek istediyse de öldüremez, onlara ne silah ne de ok iĢler. Asmak istediklerinde darağaçları kırılır. Avcılar ok atar ok iĢlemez.  Uyul Han, veziri Köçüm’ün teklifi üzerine bahadırların zindana atılmasını emreder. Uyul Han, bahadırlara zindanda yiyecek vermemesini emreder81. Bahadır Turan’ın annesi Kırgız kızı olduğu için Temir Han ve Bolot Han’a yeğeni Akiypa aracılığı ile her gün yiyecek gönderir ve bahadırların yaĢamalarını sağlar82. Temir Han ve Bolot Han zindanda çeĢitli konuĢmalardan sonra Moldo NakıĢ’ın kim olduğunu ve neden zindana atıldığını öğrenirler. Kendilerinin baĢlarına gelenleri de bir bir anlatırlar83.  Temir Han, Bolot Han ve Moldo NakıĢ’ın ihtiyaçları için zindana gelen Akiypa’nın Moldo NakıĢ kendisine âĢık olduğunu iddia eder. Moldo NakıĢ, kızın duygularını öğrenmek için kopuzla ona seslenir; fakat Akiypa alayla birlikte Moldo NakıĢ’ı eleĢtirir ve bütün bu yaptıklarının iki kaplan yüzünden olduğunu söyler84.    Kalmukların Orgut Ģehrinden çıkan kervancılar Kırgız yurduna geldiklerinde Temir Han ve Bolot Han bahadırların baĢına gelenleri herkese anlatırlar. Bahadırların açlıktan öldükleri hakkında dedikodular yayılır85. Colbors Han, Gülaypa ve Orolhan duyduklarına çok üzülürler. Orolhan, Ġki alacakarganın kanadına mektup iliĢtirip Temir Han ve Bolot Han’a gönderir. Kargalar mektubu Temir Han ve Bolot Han bahadırlara ulaĢtırır86.  Mektuba Temir Han cevap yazıp tekrar gönderir. Orolhan, Temir Han ve Bolot Han’ın yaĢadıklarını anlar.87  Kögöy Han, Orgut Ģehrinden gelen kervanı durdurup evinde misafir eder. Onlara izzet ikram gösterir ve bir yolla Temir Han ve Bolot Han’a ne olduğunu sorar. KervanbaĢı olanları tek tek anlatır ve iki kardeĢin zindanda açlıktan öldüğünü söyler88.  Temir Han ve Bolot Han’ın dayıları Kögöy Han ve Tagay Han, babaları KoĢoy Han’ı öldüren Colbors Han’dan öç almanın zamanının geldiğini düĢünerek savaĢ hazırlıklarına giriĢirler. Bu amaçla herkesi toplayıp meĢveret yaparlar89. Halkın içinden ġoykonduu ġoŋkor adlı biri, kırk yiğidin Ģölene davet edilmesini, Ģölende bunlara bolca içki içirtilip bunların hileyle tutuklandıktan sonra Colbors Han’a saldırmanın daha
                                                81 Bu vaka, 1959 baskısından tamamen çıkarılmıĢ, 2002 baskısında ise kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Saparbek Zakirov, age, s.176; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.190. 82 Bu vaka, 1959 baskısından tamamen çıkarılmıĢ, 2002 baskısında ise kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Saparbek Zakirov, age, s.176; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.190. 83 Bu vaka, 1959 baskısından tamamen çıkarılmıĢ, 2002 baskısında ise kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Saparbek Zakirov, age, s.176; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.190-195. 84 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarından tamamen çıkartılmıĢtır. 85 Bu vaka, 1959 baskısından tamamen çıkarılmıĢ, 2002 baskısında ise kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Saparbek Zakirov, age, s.176; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.195-196. 86 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Saparbek Zakirov, age, s.176; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.196. 87 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Saparbek Zakirov, age, s.177-179; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.197-199. 88 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında çok kısa verilmiĢtir. bk. Saparbek Zakirov, age, s.180; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.199. 89 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Saparbek Zakirov, age, s.180; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.199.
770                                                                                                        Mehmet ÇERİBAŞ
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
uygun olacağını söyler. Bu teklifi uygun bulunur ve bu sırrın kimseye söylenmemesi için herkese yemin verdirilir.  Colbors Han, kırk yiğidine Ģölene gitmemelerini, bunun bir tuzak olduğunu söyler ve eğer gerçekten Ģölen olsaydı beni de çağırması gerekirdi, der. Yiğitler gerçekten kötü niyet besliyorsa Kögöy Han’ın yurdunu yağmalayıp gelelim derler.  ġölene çağrılan kırk yiğidin sarhoĢ olmalarında yararlanan Kögöy ve Tagay Han onları hileyle tutuklatır. Kırk yiğidin elleri ayakları bağlandıktan sonra Colbors Han’ın yurduna sefer düzenlenip talan edilir, tacı tahtı elinden alınıp Colbors Han öldürülür90. Colbors Han’ın eĢi Gülaypa ve gelini Orolhan, AĢırbek’e teslim edilir. Soltonoy, ġabek ve Er Kıyır zindana atılır91. Bir gün Uyul Han, Temir Han ve Bolot Han’a ne olduğunu Turan’dan sorar. Turan ölmediklerini, kopuz çalıp kargalarla yurtlarından haber aldıklarını söyler. Uyul Han, bahadırların öldürülmesi emrini verir; fakat Küçöm adlı vezir, “onları bizim Ģair ġırgıy ile atıĢtıralım, zaten ġırgıy’ı da yenmeleri mümkün değil, yenerlerse serbest bırakalım, yenilirlerse öldürelim” der. Han bu teklifi uygun bulur92.  Turan gelip durumu iki bahadıra bildirir. Bahadırlar, Moldo NakıĢ ile vedalaĢıp tekrar gelip onu kurtaracaklarına dair ant içerler. Temir Han’ı yedi kiĢi, Bolot Han’ı Temir Han da içlerinde olmak üzere on iki kiĢi zindandan zor çıkarır93. Temir Han ve Bolot Han Uyul Han’ın sarayına kopuz çalarak girerler ve Ģair ġırgıy’ın karĢısına otururlar. AtıĢmayı, Uyul Han’ın vezir Küçöm baĢlatır ve ilk Ģiiri ġırgıy söyler. Ona cevabı Temi Han verir ve ġırgıy, Temir Han’ın sözlerine cevap veremediği için atıĢmayı kaybeder94.  Uyul Han, atıĢmayı kazanan Temir Han ve Bolot Han’a binmeleri için katır ve yemeleri için de erzak verilip yolcu eder. ġair ġırgıy’ın bütün malını mülkünü alıp hazineye devreder95. Yenilgiyi hazmedemeyen ġırgıy, iki yüz kadar adam toplayıp Temir Han ve Bolot Han’ın arkasına düĢer; fakat iki bahadır, ġırgıy ve iki yüz adamını periĢan ederler, atlarını ve birkaç adamını da elinden alırlar96. Kögöy Han, kızı Pahtıhan ile vezirinin oğlu Samatay’ı evlendirmek ister. Pahtıhan Samatay ile evlenmeyeceğini söyler. Kögöy Han kızını ikna etmek için önce bir adamını gönderir. Kız ikna olmaz. Sonra gelinlerden ve kadınlardan oluĢan bir kafile yollar, Pahtıhan bunların teklifini de reddeder. Son olarak bir Ģeyh, bir sofu bir de molladan oluĢan bir kafile yollar. Pahtıhan son
                                                90 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Saparbek Zakirov, age, s.190; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.213. 91 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Saparbek Zakirov, age, s.193; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.213. 92 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Saparbek Zakirov, age, s.193; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.215. 93 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Saparbek Zakirov, age, s.195; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.216. 94 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Saparbek Zakirov, age, s.200; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.222. 95 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Saparbek Zakirov, age, s.200; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.222-226. 96 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir.  bk. Saparbek Zakirov, age, s.200; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.229-233.
Sovyetler Birliği Döneminde Kırgızistan’da Folklor Çalışmalarında…                                771
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
gelenlere de razı olmadığını söylese de bunlar korkularından hana kızın ikna olduğunu söylerler. Han Kögöy büyük bir düğün yapmak için hazırlıklar yapmaya baĢlar97. Kögöy Han, AĢırbek’in eĢini elinden alarak baĢkasına verir. Gülaypa’yı AĢırbek’e teslim eder. Karatal Kariya’nın bütün malını mülkünü alarak onları Çınabat Ģehrinden çıkarır. Gülaypa, AĢırbek, Karatal ve Orolhan Çeçtöbö’nün baĢında yeri kazarak ev yaparlar ve orada sefalet içinde yaĢamaya baĢlarlar98. Uyul Han’dan kurtulan Temir Han ve Bolot Han yurtlarına gelirler.  Yurtlarında düğün olduğunu öğrenirler. Kılık kıyafetlerini değiĢtirip düğüne iki ozan kılığında gelirken yolda Tacihan adlı bir Kırgız gencinden olup bitenleri öğrenirler. Bahadırlar, Tacihan’ı geldiklerini müjdelemesi için ailelerine gönderirler99.  Kögöy Han’ın vergi memurları AĢırbek’e gelerek düğün vergisini vermesi gerektiğini söylerler. AĢırbek malı mülkü olmadığını söyleyerek bunu Ģiddetle reddeder100.   Ġki bahadır, Kögöy Han’ın düğününe ozan kılığında katılıp hanın izzet ü ikramına mazhar olurlar. Toyda Temir Han ile Bolot Han atıĢma yapıp Kögöy Han’ın yaptıklarını üstü kapalı olarak zikrederler101.  AtıĢmayı dinleyen Pahtıhan ozanlardan birinin Bolot Han olduğunu anlar ve Bolot Han’a kendini Ģiirle tanıtır. Pahtıhan’ın sözlerine inanmayan Temir Han ve Bolot Han çeĢitli suallerle onu denerler ve sonunda sözlerine inanırlar. Bu durum halk arasında büyük bir kargaĢanın çıkmasına sebep olur102. Temir Han ve Bolot Han’ın geldiğini öğrenen Tacihan ve AĢırbek, Kögöy Han’a saldırırlar. Toyda bulunan Kırgızlar ile Temir Han ve Bolot Han da bu saldırıya iĢtirak edip Kögöy Han’ı elinden babalarının tacını, tahtını geri alırlar103. Temir Han ve Bolot Han babalarının tahtına kavuĢtuktan sonra Moldo NakıĢ’ı zindan kurtarmak için Uyul Han’ın diyarına tekrar gideceklerini söylerler. Anneleri Gülaypa ve Temir Han’ın eĢi Orolhan buna razı olmaz104. Temir Han ve Bolot Han anneleri Gülaypa’ya Satar Tapan adlı Colbors Han’ın yakın akrabası kurnaz bir kiĢiyi yollayarak onu ikna ederler105.  Annelerinden izin alan Temir Han ve Bolot Han savaĢ hazırlığı olmak üzere asker toplamaya baĢlarlar106. Temir Han, kendine tabii doğu taraftan Karkıra, Tekes yurduna, Kazaklara, Türkistan tarafından Tama halkına, Özbeklerden Kaldarhan ve Katagan Han’a, Andican, Hokand, Margulan,                                                 97 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Saparbek Zakirov, age, s.200-204; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.213. 98 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında verilmemiĢtir. 99 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Saparbek Zakirov, age, s.204-208; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.234-238. 100 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında verilmemiĢtir. 101 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Saparbek Zakirov, age, s.212-214; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.241-242. 102 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Saparbek Zakirov, age, s.214-217; Abdıldacan Akmataliyev, age, s.244-245. 103 Bu vaka, 1959 ve 2002 baskılarında kısaltılarak verilmiĢtir. Bu konuda bk. Saparbek Zakirov, age, s.217-220 (1959 baskısı bu vaka ile bitmektedir); Abdıldacan Akmataliyev, age, s.247-250. 104 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.251-253. 105 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.255. 106 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.259.
772                                                                                                        Mehmet ÇERİBAŞ
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
Namaygan, Akıs, Türkmen, Buhara ve TaĢkent taraflarından Barkutbek’e, dayısı Tagay Han’a, Taalaybek, Kanat bahadırlara, Baymama’ya mektup yazıp askerlerini toplayıp gelmelerini emreder107. Temir Han gelen han, bey ve askerlere Ģölen verip yaĢlılardan dua alır. Yüz dokuz bin askerle kopuz çalıp Ģenlikler yaparak sefere çıkar108. Uyul Han, Temir Han ve Bolot Han’ın asker toplayacağını düĢünerek gece-gündüz uyuyamaz hale gelir. Beylerini, vezirlerini ve akıllı kiĢileri çağırtıp Kırgız yurdunu onlar harekete geçmeden talan edelim, der109.  Uyul Han, yüz bin asker toplar ve baĢına da Madılbek’i komutan olarak atar110. Temir Han, baĢta kırk yiğit olmak üzere yüz adamını öncü olarak yollayacağını ve kimlerin bu iĢi yapacağını sorar. Er Soltonoy, ben varım, der. Er Soltonoy’a Er ġabek, Kaldarhan, Altınhan, Nar Balban, Kıyır Bahadır, Aslanhan, Alban, Kalman, Er Bürküt katılır111.  Er Soltonoy komutasındaki yüz kiĢi yola koyulur, yedi gün yol aldıktan sonra düĢmana rastlarlar112.  DüĢmanla karĢılaĢtıkları sırada yüz kiĢinin içinde Bürküt adlı bahadır, savaĢa girmeden önce çok korkan; fakat savaĢta ise gözü hiçbir Ģey görmeyen birisidir. Er ġabek, onun atına kırbaç vurup ürkütür. Bürküt, düĢmana karĢı tek baĢına gider. Kalmuklar bu Kırgız’ın bahadırı diye ikiye ayrılıp kaçarlar. Bürküt geri döndüğünde hem kendisinin hem atının her yeri yara bere içindedir113. Kalmuklara baĢta Er Kıyır olmak üzere Kırgızlar, Kalmuk kıyafeti giyerek saldırır. Karanlıkta kimin Kırgız, kimin Kalmuk olduğunu seçemeyen Kalmuk askerleri birbirini öldürürler. Kalmuklardan o gece elli bin kiĢi ölür114. Sabah olunca durumun farkına varan Uyul Han çok üzülüp ağlasa da kendini toparlayıp askerlerine “böyle olsa da Kırgız’ı yenebiliriz” diye öğüt verir115.  Madılbek, Uyul Han’a bunların Kırgızların öncü askeri olduğunu ve geri dönmeleri gerektiğini söyler. Aksi takdirde yeniliriz, diye akıl verse de Uyul Han’a dinletemez116. Kırgızların öncü kuvveti Kalmuklara tekrar saldırırlar. Ġkinci saldırıda Uyul Han’ın yüz bin askerinden sadece beĢ bin askeri kalır. Bu saldırıda yüz Kırgız bahadırından otuz altısı ölür117.  Bütün askerini kaybeden Madılbek ve Uyul Han savaĢ meydanını bırakıp Orgut Ģehrine doğru kaçarlar118. Kırgızlar, Kalmukların Orgut Ģehrini kuĢatırlar. Kıyır Bahadır Kalmukça, Uyul Han’dan kendilerine elçi gönderilmesini isteyen bir mektup yazıp kalenin içine atar119.
                                                107 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.259. 108 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.260. 109 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.260. 110 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.260. 111 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.260-262. 112 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.263-264. 113 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.264. 114 Bu vaka, 2002 baskısında verilmemiĢtir.  115 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.267. 116 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.267-269. 117 Bu vaka, 2002 baskısında verilmemiĢtir.  118 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.269. 119 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.270.
Sovyetler Birliği Döneminde Kırgızistan’da Folklor Çalışmalarında…                                773
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
Han Uyul bu isteğe uygun olarak dıĢarı elçi gönderir. Elçilerden, Kırgızların amacını öğrenmelerini ister.  Temir Han da Uyul Han’a tekrar mektupla cevap verir. Mektupta savaĢalım teklifi vardır. Bu teklif karĢısında Han Uyul savaĢtan baĢka çaresinin olmadığını anlar120. Han Uyul genç ihtiyar demeden yurdundan on iki gün boyunca asker toplar121.  Kırgızlar iki ordunun geniĢ bir ovada çarpıĢması için geri çekilirler. Kırgız askerleri büyük bir tepede, Kalmuk askerleri de kalenin çevresine mevzilenirler. SavaĢ hazırlıkları buralarda gece gündüz devam eder122. Kalmukların savaĢ hazırlığını bitirdiğini gören Temir Han, AĢırbek’i Cılcımakök atı ile tek baĢına savaĢ meydanına salar. AĢırbek’e karĢı Kalmuklardan TırmıĢ Bahadır çıkar. AĢırbek, TırmıĢ dâhil olmak üzere o gün Kalmuklardan seksen dokuz bahadırı öldürür123. Uyul Han, bu duruma dayanamayıp oğlu Çulu’yu meydana sürer. Çulu hem AĢırbek’i hem de Nar Balban’ı yener. Soltonoy ve ġabek dâhil on iki Kırgız bahadırını da esir alır. Bu bahadırlar da Moldo NakıĢ’ın yattığı zindana atılırlar124. Çulu’nun karĢısına bu defa Bolot Han çıkar. Çulu ve Bolot Han önce mızrakla, sonra topuzla ve kılıçla vuruĢurular; fakat birbirilerini yenemezler. Bunun üzerine güreĢ tutarlar, güreĢte de yeniĢemezler. Son olarak karĢılıklı tüfek atma yarıĢmasına girerler. YarıĢma sırasında Bolot Han, Çulu’yu Kıyır Bahadırın tavsiyesiyle haya bölgesindeki boĢluktan vurur ve öldürür125. Çulu’nun öldüğünü gören babası Uyul Han bu duruma çok üzülür ve yaptığı hataları tek tek halkın önünde kabul eder126.  Kırgızlar karĢısında çaresiz kalan Kalmuklar baĢta Uyul Han olmak üzere kaçmaya baĢlarlar. Uyul Han ve ordusu kaleye girerler ve kale kapılarını kapatırlar127. Kalmukların kaçtığını gören Kırgız askerleri kalenin önüne gelirler. Temir Han, Uyul Han ve Madılbek’e savaĢsa savaĢ, savaĢ değilse istediklerimiz yapın diye okun ucuna bağladığı mektubu atar128. Uyul Han bu mektuba cevap vermez. Bunun üzerine Temir Han, Kıyır Bahadırı tek baĢına kalenin içine yollar. Kıyır Bahadır Çin’den gelen kervanlarla birlikte kaleye girmeyi baĢarır. Saraydaki muhafızlara Çin hakanının elçisi olduğunu Uyul Han’a haber getirdiğini söyler. Uyul Han’a da aynı Ģeyleri söylerek inandırır. Uyul Han ve eĢi huzur içinde uyurken bunların burnuna ilaç sürer ve derince uyumalarında yararlanıp hem Uyul Han’ın hem de eĢinin saçını sakalını keser. Gece yarısı kaleden askerle çarpıĢarak çıkmayı baĢarır129. Kale kapısını Bolot Han’a açtıran Temir Han, Uyul Han’a Kıyır baĢkanlığında dört elçi yollar. Kıyır Bahadır ve arkadaĢlarını gören Uyul Han, ne istiyorsunuz, ne istiyorsanız alın sizin
                                                120 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.271. 121 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.272-273. 122 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.273. 123 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.275-277. 124 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.277-279. 125 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.279-281. 126 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.281, 282. 127 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.282, 283. 128 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.283. 129 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılmıĢtır. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.283-286.
774                                                                                                        Mehmet ÇERİBAŞ
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
olsun, der. Kıyır Bahadır, on iki bahadır ve Moldo NakıĢ’ın zindandan çıkarılmasını, Moldo NakıĢ’a süslü at vermesini ve bu atı da Madılbek’in sürmesini istediklerini söyler130. Uyul Han, Kırgız elçilerinin bütün isteklerine cevap verir. On iki bahadır ve Moldo NakıĢ’ı zindandan çıkarır, Moldo NakıĢ’a süslü en güzel atlardan verir, on iki bahadırı da en güzel giysilerle donatıp salıverir131.  Temir Han, Madılbek’in eĢi Anarhan’ı kendilerine zindanda yardım eden Turan’a verir. Madılbek’i ellerinden ve ayaklarından bağlatarak günde yedi kamçı vurulmasını emretti. Temir Han, son olarak Kalmukları vergiye bağlayarak yurduna dönmeye karar verir132. Temir Han Kalmuklara karĢı savaĢa çıkarken hanlığa Karatal Kariya’yı getirir, eĢi Orolhan’ı da birinci veziri yapar133. Çınabat’tan çıkan Özbek kervanları Afganistan’a varır. Orada Afgan hanı ġay Calil Han’a Kırgız askerlerinin Kalmuklar gittiğini, uzun süredir orda olduğunu ve dönmediğini haber verir134. Bunu fırsat bilen ġah Calil Han savaĢa hazırlanır ve dokuz bin asker toplayıp Kırgız yurduna gelir ve Ģehri muhasara altına alır. ġehir iki ay muhasara altında kalır135. Muhasaraya pek fazla dayanamayan Karatal Kariya, beĢ bin Kırgız askeri alıp Calil Han’la savaĢmaya karar verir. SavaĢta iki taraf da birbirini yenemez ve geri çekilirler136. Karatal Kariya, yetmiĢ altı yaĢında olmasına rağmen Afgan Hanı Calil Han’ı teke tek er meydanına çağırır. Calil Han bir taraftan çıkmaya korkar, diğer taraftan bu durumdan utanır. Fakat korku baskın gelir ve Karatal’ın üstüne iki bin asker gönderir. Karatal yaĢına rağmen on altı Afgan bahadırını öldürür, yirmi yedi bahadırı esir alır137. Temir Han Çınabat Ģehrine on beĢ günlük yolda iken bir kervana tesadüf eder. KervancıbaĢı Çınabat’ta olanları Temir Han’a nakleder. Bunun üzerine Temir Han ve Bolot Han Bahadırlar, Soltonoy, ġabek ve kırk yiğit baĢta olmak üzere en iyi bahadırları seçip Karatal Kariya’ya yardıma gönderirler. Yardım gelmesiyle Kırgızlar Afganları yenilgiye uğratır. Afgan hanı Calil Han Kırgızlara esir düĢer138. Temir Han yurduna döndüğünde tacını, tahtını yerinde görür. Calil Han’ı kendine vezir yapar. Maldıbek’i türlü sözlerle utandırır ve affeder. Sonra da kırk yiğidin içine koyar. Babasının ölü aĢını verdikten sonra Moldo NakıĢ ile annesi Gülaypa’yı evlendirir. Temir Han tahtında halkıyla mutlu olarak ömür sürer139. 2.2. Destanın Kelime Kadrosu Üzerinde Yapılan Tahrifatlar Destanın el yazma nüshası ile basılı nüshalarını dini terimler ve kiĢiler temel alınarak karĢılaĢtırdığımızda arada sayıca büyük farklılıklar olduğu görülmektedir. Bunun nedeni vaka örgüsüne yapılan müdahale olabilir. Destanın vaka örgüsüne yapılan müdahalenin de ideolojik temele dayandığı açıktır. El Yazma Nüshada Temir Han ve Bolot Han’a zindanda arkadaĢlık yapan, onlara yol gösteren, zindandan çıkarken kahramanlara dua eden kitap ehli (destanda derviĢ                                                 130 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.286. 131 Bu vaka, 2002 baskısında verilmemiĢtir.  132 Bu vaka, 2002 baskısında verilmemiĢtir. 133 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.286, 287. 134 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.287. 135 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.287. 136 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.288. 137 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.288-290. 138 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.291-292. 139 Bu vaka, 2002 baskısında kısaltılarak verilmiĢtir. bk. Abdıldacan Akmataliyev, age, s.292.
Sovyetler Birliği Döneminde Kırgızistan’da Folklor Çalışmalarında…                                775
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
tipinde) Moldo NakıĢ’la ilgili vakaların 1959 baskısında sadece Uyul Han’ın düĢünü yorma kısmının verilmesi, 2002 baskısında ise Uyul Han’ın düĢünü yorduktan sonra gazaba gelen hanın Moldo NakıĢ’ı zindana attırmasından sonraki kısımlar kitaba hiç alınmamıĢtır. Bu durum ehl-i kitap, aydın Müslüman tipini destandan çıkartma gayretinden baĢka bir nedene dayanamaz görünmektedir.     Kelime Kuday Alda/Alla/Alda Taala Yaratıcı Müslüman Hz. Ali Kâfir Essalamü Aleyküm  Peygamber  Kelime-i ġahadet Namaz Kılmak Kızıtalak140 Kuran Moldo (Molla) Türkistan Türkmen Turan (özel isim) Kırgız Kalmuk El Yazma Nüsha 101 18 7 5 5 6 8 1 1 1 7 2 60 1 1 28 678 997 2002 Baskısı 51 14 7 3 2 6 8 - 1 1 5 - 35 1 1 19 416 673 2.3. Destanın İmla ve Ses Hususiyetleri Üzerinde Yapılan Tahrifatlar  Sovyetler Birliği, o dönemde Türk boylarının kullandığı yazı dili Tatar ve Çağatay Türkçesini, boylar arasında kültürel ve dini birliğin esas amili olarak görmüĢ, bu birliği bozmak için her Türk boyu için farklı alfabe ve dil yaratma gayretinde olmuĢtur. Ġlminskiy’in fikri önderliğinde boylarının kullandığı Türkçeye “Kırgız Dili, Kazak Dili, Özbek Dili, Tatar Dili” gibi farklılıkları ön plana çıkarıcı adlar veren Sovyetler, Türk boyu için farklı alfabeler yaratarak boylar arasındaki kültürel etkileĢimi en aza indirmek istemiĢtir. Bu amaçlarını boyların öz evlatları yoluyla yapan Sovyetler, bu yolla boylar arasındaki kültürel bağı kopardığı gibi her boyun dilini diğerinden üstün gösterme gayretleriyle boylar arasındaki küçük çekiĢmeleri de kavgaya kadar taĢımıĢtır141.                                                 140 Bu kelime “kız ve talak” kelimelerinin birleĢmesinden mürekkep olup “boĢanma, nikâhı kaldırma” anlamlarına gelir. Kelime destanda “murdar, pis, lanetli, kahrolası” anlamlarında kullanılmaktadır. Kelime için bk. K. K., Yudahin, Kırgız Sözlüğü, II. Cilt, (çev. Abdullah Taymas), TDK Yay., Ank., 1998.  141 Bu konuda bk. Ġsa Özkan, Bengü İzler, Ank., 2007; Nezir Temur, Folklor ve İdeoloji, TKAE Yay., Ank. 2011; Füsun Kara, “Rusya’nın Kırgızistan’daki Koloni Siyaseti (1852-1917)”, FÜ, Sosyal Bilimler Dergisi, C.17, S.2, Elazığ-
776                                                                                                        Mehmet ÇERİBAŞ
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
Destanın 1959 baskısı ve gerekli arĢiv incelemesi yapılmadan 1959 baskısı temelinde yapılan 2002 baskısı, Er Soltonoy Destanı üzerinden de “Kırgız Yazı Dili” yaratma gayretlerinin varlığını göstermektedir. Destanı nazma döken Süyörkul Abdrahmanov, babasının moldo (din âlimi, aydın, okur-yazar) olması nedeniyle Çağatay Türkçesi çevresinde yetiĢmiĢ, ilk eğitimini bu Türkçe çerçevesinde yapmıĢ, daha sonra Rusçayı öğrenmiĢ, son olarak da Sovyetlerin yarattığı “Kırgız Dili” terimi ile aĢina olmuĢtur142. Bu nedenle destancıda hem kelime kadrosu hem de ses ve imla hususiyetleri bakımından her üç dilin tesirini görmek mümkündür. Bu bağlamda kısa sürede üç farklı yazı dili ile tanıĢan destancının eserinde imla bozukluklarına, ağız özelliklerini yansıtan kelime, deyim ve deyiĢlere rastlanması olağan gözükmektedir. Bu olağanlığa karĢın destanın 1959 baskısı ile 1959 baskısını temel alan 2002 baskılarında yöresel ve geleneksel unsurların (özellikle ses hususiyetleri ve imla bakımından) yerine yeni yazı dilinin ses ve imla hususiyetlerinin ikame edildiği görülmektedir. Bu açıdan destanın El Yazma Nüsha ile 2002 baskılarını karĢılaĢtırırsak: Günümüz Yazı Dili  El Yazma Nüsha 2002 Baskısı Akın Akmak  Appak  Az  Bul  Birotolo Carat Calpı  Door  Dalay  Emi Irakmat  Kan  Kayır- Körö  PadıĢa  OĢentip Payda Pul   Akın/Ahun/Ahın Ahmak/Akmak Appak/Apbak Az/As Bul/Bu  Birotolo/Biretele Carat/Cerahat Calpı/OpĢu Door/Dour Dalay/Talay Emi/Endi Irakmat/Irahmat  Han/Kan  Kayır-/Hayır-  Körö/Görö PadıĢa/BadıĢa  OĢentip/ÖĢüntüp/OĢentüp Payda/Bayda  Pul/Bul Akın Akmak Appak Az Bul Birotolo Carat Calpı Door Dalay Emi Irakmat Kan Kayır-  Körö  PadıĢa  OĢentip  Payda  Pul                                                                                                                                               2007; Fatma Tombak, “20. Yüzyıl Sovyet Rusyası’nda Din, Ġslamiyet ve Nüfus Üzerine Bir Değerlendirme”, History Studies (international Journal of History), 3/2, 2011; Mehmet Yüce, “Kırgız Türklerinin Ulusal Kimlik Politikaları”, Türk Dünyası Araştırmaları, S.162, Haziran-2006; Mehmet Aça, “Orta Asya’da UluslaĢma Süreci ve Türkiyat AraĢtırmalarında Rus Ġlminskiy ve Ardıllarının Rolü” Orta Asya’nın Sosyo-Kültürel Sorunları: Kimlik, İslam, Milliyet ve Etnisite” (hzl. Ertan Efegil, Pınar Akçalı), Gündoğan Yay., Ġst., 2003, s.26; ġınar Aulebekova, “Kazaklara ve Diğer Topluluklara Kiril Alfabesinin Kullandırılmasına Dair N. Ġ. Ġlminskiy’in DüĢünceleri”, Türk Dünyası Araştırmaları, S.148, ġubat-2004. 142 Mehmet ÇeribaĢ, 2011, age, s.41-48.
Sovyetler Birliği Döneminde Kırgızistan’da Folklor Çalışmalarında…                                777
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
Uvazir Urmattap-  Talaa  Öltürgön  Cürgönçö Bölünsö  Köbünön  Münözün  Eköö  Biröö  Kızıtalak Casool Torpok
Ubazir/Vazir  Urmattap-/Hurmattap- Talaa/Dalaa/Tala  Öltürgen  Cürgençe  Bölünse  Köbünen Münesin Eköö/Ekööbü Biröö/Birööbü Kızıtalak/Kıstalak  Casool/Casaul/Cazool/Cazoul Torpok/Muzoo  
Uvazir  Urmattap- Talaa Öltürgön Cürgönçö Bölünsö Köbünön Münözün  Eköö/Ekööbü  Biröö/Birööbü   Kızıtalak  Casool/Cazool Torpok   Tabloda görüldüğü üzere Süyörkul Abdrahmanov’un dilinde Tündük-BatıĢ (Talas ağzı) özellikleri görülmektedir. Özellikle sayılarda rastladığımız “birööbü, ekööbü, üçööbü” Ģekilleri Tündük (Talas ağzı) ağzının en karakteristik özelliklerindendir. Yine “z” konsonantının “s” Ģeklinde söyleniĢi de Talas yöresinde yaygın olarak görülmektedir. Buna karĢın destanın 2002 baskısında kelimelerin “s”li (enebis (anamız), münösün (karakterin), oosu (ağzı), kesinde (zamanında) Ģekillerine hiç yer verilmemiĢ; bunların yerine yazı dilinde kullanılan “enebiz, münözün, oozu, kezinde” Ģekilleri tercih edilmiĢtir.   Kırgız Türkçesinde “h” konsonantı yabancı kökenli kelimeler dıĢında hemen hiç kullanılmaz. Hatta Arapça, Farsça, Rusça gibi yabancı dillerden geçen ve içinde “h” sesi olan kelimelerde “h” sesi ya düĢer ya da “k” ve “g” sesine dönüĢür (Allah-Alla/Alda, hayvan-ayban, hava-aba, Hasan-Asan, hürmet-urmat, baht-bakıt, Hamburger-Gamburger) gibi. Destanda buna karĢın “h” sesleri bazen korunmuĢ (hurmat, han, Irahmat gibi kelimelerde) gözükmektedir. Fakat 2002 baskısında destancının “h” sesini koruduğu kelimeler de yazı diline uygun olarak “k” sesi ile yazılmıĢtır (urmat, kan, ırakmat gibi).  Destanda Kazak Türkçesine özgü kullanımlara da rastlanmaktadır. Kırgız Türkçesinde ikiz ünlü olarak rastlamadığımız “casool, cazool” gibi kelimeler “casoul, cazoul” Ģekillerinde yer almıĢ; fakat destanın 2002 baskısında bu kelimeler Kırgız yazı diline uygun olarak (casool/cazool) Ģekillerinde yazılmıĢtır. Bu durum destancının hayatının büyük bir kısmını Kazakistan’ın Oluya Ata (günümüzde Jambıl) Ģehrinde geçirmesinden kaynaklanabileceği gibi Talas bölgesinin Kazakistan’a yakın olmasından da neĢet edebilir.  Kırgız Türkçesi, dudak (düzlük-yuvarlak) uyumunun en sağlam olduğu Türk lehçelerinden biridir ve ünlü yuvarlaklaĢması bu lehçenin en karakteristik özelliğidir. Buna karĢın destanda bazı kelimelerde (cürgençe, öltürgen, bölünse gibi) bu kuralın iĢletilmediği görülmektedir. Fakat destanın her iki baskısında bu kural iĢletilmiĢ, destancının imlası dikkate alınmadan ilgili kelimeler “cürgönçö, öltürgön, bölünsö” Ģekillerinde yazılmıĢtır. Kırgız Türkçesi kelime baĢındaki ötümsüz sesleri birkaç istisna dıĢında (fatiha-bata, fukara- bukara, felaket-balaket gibi) daima korumuĢtur. Hatta “günah-künöö, gayret-kayrat, gaflet-kapılet” gibi yabancı dillerden alınan bazı kelimelerde bile bu kuralın iĢletildiği görülmektedir. Destanın el
778                                                                                                        Mehmet ÇERİBAŞ
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
yazma nüshasında bu kuralın bazı kelimelerde (badıĢa, görö, bayda, bul gibi) iĢletilmediği anlaĢılmakta; fakat eserin 1959 ve 2002 baskılarında bu kelimelerin yazı diline uygun olarak verildiği görülmektedir. Sonuç  Folklora olan ilginin “romantik milliyetçilik” akımı ile baĢlaması, bu akımın ulusal bilincin uyandırılması yolunda folklordan sık sık yararlanması, gelecekteki folklor çalıĢmalarının doğal seyrinden çıkıp baĢka amaçlarla kullanılacağına iĢaret etmekteydi.   Ruslar, folklor çalıĢmalarında Almanlarla yakın iliĢki içinde olmuĢlar, çalıĢmalarında kullandıkları fikri çerçeve ve metotları Almanlardan öğrenmiĢlerdir. Romantik milliyetçi akımın sistemli hale getirdiği Alman folklor çalıĢmaları, önce Alman Birliğinin kurulmasına hizmet etmiĢ, ardından da Ruslar tarafından Rus ulusal kimliği oluĢturulması yolunda kullanılmıĢtır.   Folkloru kullanarak uluslaĢmanın yöntemlerini geliĢtiren Ruslar, hem Çarlık hem de Sovyet Döneminde Türk ve Ġslam Ġdeali etrafından yumak olmuĢ her Türk boyundan nasıl farklı milletler yaratacağının yollarını çok iyi öğrenmiĢlerdir. Bu amaçlarını gerçekleĢtirmek için Türk lehçelerini bilen uzmanlar yoluyla Türkistan sahasında araĢtırmalar yapan Ruslar, merkeze gönderilen raporlar doğrultusunda yeni tezler geliĢtirilmiĢlerdir. Bu amaçla hem Çarlık Döneminin bütününde hem de Sovyetlerin ilk yıllarında yerel unsurlar desteklenmiĢ, lehçeler dilleĢtirilmeye, din unutturulmaya çalıĢılmıĢ, boyculuk elden geldiğince desteklenmiĢtir.  Bölgeyi iĢgal etmek için sistemli olarak yapılan bu çalıĢmalar kısa zamanda meyvelerini vermiĢ, her Türk boyundan bir millet, her Türk lehçesinden de bir dil yaratılmıĢ; bu boylar sunî birtakım davalarla birbirine düĢman edilmiĢtir. Türkleri bir arada tutan Türk dili-Ġslam dini gibi iki baĢat unsurun hâkimiyetine son veren BolĢevikler, bundan sonra “Sovyet insan” tipini yaratmanın yollarını aramıĢlardır. Özellikle Stalin Dönemi ile baĢlayan bu yeni insan tipini yaratma gayretlerinden folklor ürünleri de nasibini almıĢ; ideolojiye zıt folklor ürünlerini masabaĢı çalıĢma ile ideolojiye uygun hale getirilmesi çabaları hızlanmıĢtır.  Kırgız Türkleri üzerinde yapılacak çalıĢmalarda Kırgızların dili, dini, edebiyatı, kültürü, felsefesi, sosyal yaĢamı olan Manas ve diğer kahramanlık destanları üzerinde masabaĢı çalıĢmalar yapılmadan baĢarılı olunamayacağını anlayan Sovyet fikir önderleri, II. Dünya SavaĢı sırasında halkın masumane duygularından yararlanmak için kullandıkları kahramanlık destanlarını, 1950’li yıllardan sonra ideolojiye aykırı muhtevalar içerdiği gerekçesiyle “kurama varyantlar” Ģeklinde ideolojiye uygun hale getirmiĢlerdir. Destanlardaki “Sovyet Ġnsan tipine” aykırı unsurları “özellikle Türklük ve Ġslam’la ilgili unsurları” destanlardan temizleme yoluna gitmiĢlerdir. Bu amaçla Manas, Semetey baĢta olmak üzere Er TöĢtük,  Er Tabıldı ve Er Soltonoy gibi kahramanlık destanlarına yeni içerikler kazandırmıĢlardır. Bu destanların sadece içeriklerine müdahale edilmemiĢ, suni olarak yaratılan milletlere, suni yeni yazı dilleri de yaratmak zorunda oldukları için destanların diline de müdahale etmiĢlerdir. Bu bağlamda 1951 yılında Süyörkul Abdrahmanov tarafından nazma dökülen Er Soltonoy Destanı ilk olarak 1959 yılında basılmıĢ, bu baskıda destanın sadece ideolojisine değil, esas nüshadan farklı olarak diline ve imlasına da müdahale etmiĢlerdir. Söz konusu destanın 1959 baskısında vaka örgüsünden birçok bölüm çıkarıldığı gibi birçok bölüm de kısaltılarak verilmiĢ, özellikle kitap ehli Moldo NakıĢla ilgili vakalar baĢlamadan destan sonlandırılmıĢtır. Eserin 1959, 2002 baskıları ile el yazma nüshasını karĢılaĢtıran bu çalıĢma, genelde Türk kahramanlık destanları, özelde de Kırgız kahramanlık destanları üzerinde Sovyetlerin yaptığı tahrifatları görmek açısından dikkate değer bilgiler sunmaktadır. ÇalıĢma aynı zamanda, ideolojik amaçlarla folklordan nasıl yararlanıldığını ve ilmî gözlükten uzak folklor çalıĢmalarının insanlığa hizmet değil, bilakis insanlığın doğal mecrasında devam eden yaĢam biçimine müdahale
Sovyetler Birliği Döneminde Kırgızistan’da Folklor Çalışmalarında…                                779
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
olduğunu, bu tip müdahalelerin de gelecekte çözümü zor toplumsal sorunlara zemin hazırlayacağı gerçeğini ortaya koymaktadır.  
KAYNAKÇA ABDULVALĠYEV Ġ.-A. AKMATALĠYEV vd., Kırgız Tilinin Sözdügü, BiĢkek, 2010. AÇA Mehmet, “Orta Asya’da UluslaĢma Süreci ve Türkiyat AraĢtırmalarında Rus Ġlminskiy ve Ardıllarının Rolü” Orta Asya’nın Sosyo-Kültürel Sorunları: Kimlik, İslam, Milliyet ve Etnisite” (hzl. Ertan Efegil, Pınar Akçalı), Gündoğan Yay., Ġst., 2003. AKMATALĠYEV Abdıldacan-A. CAYNAKOVA vd., Kırgız Adabiyatının Tarıhı, II. Tom, 2004. AKMATALĠYEV Abdıldacan, Er Soltonoy, El Adabiyatı Seriyası 16. Tom, BiĢkek, 2002. AKMATALĠYEV A.-R. SARIPBEKOV-M. MUKASOV,  Er Töştük (S. Karalayev Aytuusu Boyunça), El Adabiyatı Seriyası, II. Tom, BiĢkek, 1996.  ALĠYEV KULMATOV, Manasçılar cana İzildööçülör, BiĢkek, 1995. AULEBEKOVA ġınar, “Kazaklara ve Diğer Topluluklara Kiril Alfabesinin Kullandırılmasına Dair N. Ġ. Ġlminskiy’in DüĢünceleri”, Türk Dünyası Araştırmaları, S.148, ġubat-2004. BAYCĠYEV Mar, “Manas Destanı Kalbimin Ağrısıdır (akt. Doğan GÜRPINAR), Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C.VI, S.12 (2004). CAYNAKOVA A.-R. KIDIRBAYEVA, Manas (Sayakbay Karalayev Variantı Boyunça), I. Kitep, Frunze, 1984. CUMALĠYEV Kurmanbek, Mirlan CUMALĠYEV, Çüydük-Talastık Manasçılar cana Semeteyçiler, BiĢkek Gumaniter Üniversiteti, BiĢkek, 2006.  ÇERĠBAġ Mehmet, Kırgız Destancılık Geleneği ve Er Soltonoy Destanı (İnceleme- Transkripsiyonlu Metin- Tıpkıbasım), YayımlanmıĢ Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ank., 2010. ÇERĠBAġ Mehmet, Kırgız Destancılık Geleneği ve Er Soltonoy Destanı, TKAE Yay., Ank., 2011. ÇOBANOĞLU Özkul, Halkbilimi Kuramları ve Araştırma Yöntemleri Tarihine Giriş, Akçağ Yay., Ank., 1999. DIYKANOVA Ç.K.-L.S. SULAYMANOVA-E. T. TÖLÖKOVA, Kırgız Tilin Üyrönöbüz, BiĢkek, 1997. FEDAKAR Selami, “Özbekistan’da Destan ÇalıĢmalarının Tarihçesi”, Millî Folklor, Yaz-2004, S.62. ĠNAN Abdülkadir, “Manas Destanı II”, Makaleler ve İncelemeler, I. Cilt, TTK Yay., Ank., 1998. KALENDEROĞLU Ġhsan, “Türkmenistan’da Dede Korkut Hakkında Yapılan ÇalıĢmalar”, Turkish Studies, C.6/1, KıĢ 2011. KARA Füsun, “Rusya’nın Kırgızistan’daki Koloni Siyaseti (1852-1917)”, FÜ, Sosyal Bilimler Dergisi, C.17, S.2, Elazığ-2007. KEBEKOVA Batma, “Er Tabıldı-Halk Tarıhının Küzgüsü”, Şırdakbek, Er Tabıldı (hzl. Akmataliyev, Kebekova, Ahmdedov), BiĢkek, 2002. Kırgız Destanları IX: Er Soltonoy, (hzl. A. AKMATALĠYEV, A. KIDIRMAMBETOVA, S. ZAKĠROV; akt. Dr. Ġsmail Turan Kallimci), TDK Yay., Ank., 2010. Kırgız-Sovet Entsiklopediyası, III. Tom, Frunze, 1978. Manas Entsiklopediya, I. Tom, BiĢkek, 1995. Manas Entsiklopediya, II. Tom, BiĢkek, 1995. MUSAYEV Samar, “Çoŋ Manasçı Sayakbay cana Al Aytkan Variant”, Manas (Sayakbay Karalayevdin Variantı Boyunça), (hzl. Raisa KIDIRBAYEVA, A. CAYNAKOVA), Frunze, 1984.
780                                                                                                        Mehmet ÇERİBAŞ
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/1 Winter 2012
MUSAYEV vd., Manas: Kırgız Elinin Baatırdık Eposu, I. Tom, BiĢkek, 1995. OINAS Felix J., “Rusya’da Folklor Faaliyetleri”, (çev. Umay Günay), Dünya Halkbilimi Çalışmaları Tarihi (hzl. Gülin Öğüt Eker, M. Öcal Oğuz, Nebi Özdemir), Millî Folklor Yay., Ank, 2003. OĞUZ M. Öcal, “Somut Olmayan Kültürel Miras ve Kültürel Ġfade ÇeĢitliliği”, Millî Folklor, 2009, Y.21, S.82. OĞUZ M. Öcal, “Türkiye’de Mit ve Masal ÇalıĢmaları veya Bir Olumsuzlama ve Tek-TipleĢtirme Öyküsü”, Millî Folklor, 2010, Y.22, S.85. ÖZTEKE Volkan, Pertev Naili Boratav’ın ve İlhan Başgöz’ün Türk Kültürü Üzerine Olan Araştırmalarının Sosyal Antropoloji Açısından Karşılaştırmalı İncelemesi, YayımlanmamıĢ Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ank., 2010. ÖZKAN Ġsa, “Sovyetler Birliği Döneminde Türkmenistan’da Yapılan Folklor ÇalıĢmaları”, Bengü İzler, Ank., 2007. PANCHENKO Alexander A., “Lenin Kültürü ve Sovyet Folkloru” (çev,. Selcan Gürçayır), Folklorun Sahtesi: Fakelor (hzl. Selcan Gürçayır), Ank., 2007. SUBANBEKOV Cüysün, Kırgız Elinin Baatırdık Epostoru, Frunze, 1970. TAġTEMĠROV Caki, BAYHODCOYEV, Saparbek ZAKĠROV, Kırgız Elinin Oozeki Çıgarmaçılık Tarıhının Oçerki, Frunze, 1973. TEMUR Nezir, Folklor ve İdeoloji (Sovyetler Birliği Döneminde Kırgızistan’da Folklor Politikaları ve Çalışmaları 1917-1958), TKAE Yay., Ank., 2011. TEMUR Nezir, “Bir Sovyet Ürünü: Manas’ın Kurama Varyantı” Türkbilig, 2009/17. TOMBAK Fatma, “20. Yüzyıl Sovyet Rusyası’nda Din, Ġslamiyet ve Nüfus Üzerine Bir Değerlendirme”, History Studies (international Journal of History), 3/2, 2011. ULUOĞLU Suzan, “Rus Folklor Dili Üzerine Yapılan ÇalıĢmalara Genel Bir BakıĢ”, Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi/Journal of Faculty of Letters Y.2010, S.24 YILDIZ Naciye, “Manas Destanı ve Muhtar Avezov”, Gazi Türkiyat, Güz-2009, S.5. YUDAHĠN K. K., Kırgız Sözlüğü, II. Cilt, (çev. Abdullah Taymas), TDK Yay., Ank., 1998. YÜCE, Mehmet, “Kırgız Türklerinin Ulusal Kimlik Politikaları”, Türk Dünyası Araştırmaları, S.162, Haziran-2006 ZAKĠROV Saparbek, Er Soltonoy, Frunze, 1959. ZULPĠHAROV A.-A. ARTIKBAYEV-K. ASANALĠYEV-S. BAYGAZĠYEV-K. ĠMANALĠYEV- N. ĠġENKEYEV-A. MURATOV, Adabiyat (Orto Mektepterdin 11. Klassı Üçün Okuu Kitebi), TaĢkent, 2005.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder