20 Ekim 2013 Pazar

TÜRK HALK NESRi ; EFSANE , MİT ,DESTAN ,HİKAYE, FIKRA


   TÜRK HALK NESRi'NiN ÖZELIKLERi,
1,türk halk edebiyatında , sözlü olma asli bir unsur gibi görülür,
2,bu edebiyat kuşaktan kuşağa ve bölgeden bölgeye söz aracılığıyla aktarılır, bu aktarma sırasında bir çeşitlenme ve güncellenme söz konusudur,
3,türk halk edebiyatında yer alan ürünler, mensur ,manzum ve mensur manzum karışık olarak üçe ayrılır,
4,sözlü kültür ürünleri ; sözlü edebiyat geleneği, halk bilgisi ürünleri şeklinde farklı terimlerle adlandırılıan türler, sözlü şiir ve sözlü nesir şeklinde 2 temel bölüme ayrılır,
5,sözlü , yazılı ve elektronik olmak üzere 3 iletişim türü vardır,sözlü kültür ortamında oluşturulan nesrin , günlük hayatın gereği gündelik aletlerde olmayan bir konuşma olayına bağlı olduğunu söylemek mümkündür,

halk nesrini şöyle tanimlayabiliriz; sözlü edebiyat geleneği temsilcilerinin,konuşma dilinde, şiir haricinde,geleneksel tahkiye etme,teknik ve üsluplarını kullanarak meydana getirdiği,yüzyüze iletişim ortamlarında,anlatıcının, dinleyicinin tepkilerinide göz önünde bulundurarak ,teatral bir biçimde icra ettiği ürünlerin tamamıdır,

Mitler ve özellikleri,
1,mitler en eski dönemde yani başlangıç döneminde yaratılmış, halk edebiyatının en eski türleridir,dolayısıyla mitlerin günümüzde yaratılımı söz konusu değildir,
2,mitler bügünkü dünya oluşmadan önce yaratılmıştır ve , insanı , doğayı anlamlandırabilmek  ve anlayabilmek için , mit yaratılmıştır,
3,mitler sonraki dönemlerde ortaya çıkan, destan, halk hikayesi, efsane gibi türlerin içinde yer alabilir,
4,mitlerin kahramanları çoğunlukla tanrılar ve , olağanüstü özelliklere sahip varlıklardır,
5,insanın miti bilmesi demek,hakkında mitolojik anlatı oluşturulan nesnenin kökeninide bilmek demektir,bu nedenle eski dönemde mitler,daha çok belli yaş grubu insanlar arasında ve , dini törenlerde icra edilirdi,
6,mitler temelde bir varlığın yada nesnenin oluşumunu anlatır,dolayısıyla mitler nesnenin yada kavramın oluşumuna açıklık getirir,ayrıca mitler;dünyanın kökenini, insanı,ölümü,kuşları,hayvanları,coğrafi olayların niteliklerine açıklık getirir,
7,mitler hem anlatıcısı,hem de dinleyicisi tarafından gerçek ve kutsal kabul edilir, ve konularına ayrılır,kozmogoni vs,

EFSANELER ve ÖZELLIKLERI,
1,efsaneler anlatıcısı ve dinleyicisi tarafından inanılan ve gerçek kabul edilen anlatılardır,
2,efsaneler bir olay , bir yer, bir şahıs veya nesne hakkında olabilir,tarihi, dini, mitolojik veya sosyal hayattaki bir olaydan kaynaklanabilir,
3,efsanelerde , olağanüstü unsurlar yer alır ve,bu unsurlar gerçek olarak kabul edilir,efsanelerde şekil değiştirme motifi sıkça görülür,
4,efsanelerde , sosyal ve kültürel değerlrin korunması ve , gelecek kuşaklara aktarılması işlevi söz konusudur,
5,türk kültüründe,mitolojik dönemden beri,önemli bir yere sahip olan , gök,dağ,ağaç , mağara,ve atalar kültü gibi çeşitli inançların , günümüze gelmesinde efsanenin önemli bir işlevi vardır,
6,efsanenin büyük bir kısmı,belirli tabiat olaylarının ve varlıklarının,nesnenin yada hayvanların kökenine açıklık getirir,
7,efsanelerde kutsal mekanlar olarak kabul edilen mezarların etrafında meydana gelen,çeşitli inanç ve ritüeller yer alır,bir başka ifadeyle,hakkında efsane anlatılan kutsal mekanların etrafında çeşitli uygulamalar oluşmuştur,
8,efsaneler yaratıldıkları toplumun sosyo kültürel yapısına ilişkin,önemli tarihi bilgiler içerirler,bu bilgiler tarih araştırmalarında kaynak olarak kullanılabilme özelliğine sahiptir,
9,efsanelerin bazı mekanları yerelleştirme fonksiyonu da vardır,örneğin ; ferhat ile şirin,ashabı keyf gibi yerler mahallileştirme sonucunda birden fazla coğrafyada varmış gibi görülür,

Masalın özellikleri,
1,masallar genel olarak nesir anlatılardır ve, sözlü kültür ortamında oluşturulup icra edilirler,azda olsa nazım masallar da vardır,
2,masallar kalıp ifadelerle başlar ve , kalıp ifadelerle sona erer,  masalların içinde olağanüstü ve, olağandışı olaylarda anlatılmaktadır,
3,masal gerçek ve gerçeküstü olayla iki yönlü ifadelerle ortaya konur ve, bunlar seçilemeyen anlamlar ifade eder,
4,masallarda anlatılan konular evrensel olabileceği gibi,ulusal özelliklerde yer alabilir bunlar;ağız özellikleri,gelenek ve görenek,adet kuralları gibi,
5,masallar hikaye etmeye dayalıdır ve,zaman mekan kurgusaldır,bunlar da da bilinmezlik ve belirsizlik söz konusudur,,masallarda teşbih, intak , teşhiş gibi söz sanatları yer alır,
6,masallarda , iyi kötü çatışmasını ortaya koyan , zıt karakterlerdeki kahramanların maceraları anlatılır,
7,masallardaki kahramanlar kalıplaşmış niteliklere sahiptirler ve, genellikle tip özellikleri gösterirler,
8,masallarda belli motifler kullanılmaktadır ve bunlar olay örgüsünün şekillenmesinde önemli bir yere sahiptir,
9,masallarda akıcı ve , açık bir dil kullanılır,öğrenilen geçmiş zaman ve şimdiki zaman kipiyle oluşturulurlar,icra da söz sırasında başka bir vasıta kullanılmaz,
10,masallarda profesyonel manada , kalıplaşmış özelliklere sahip, belli bir oluşturan anlatıcısı yoktur,
11,masalların belirli bir yer ve zamanda anlatılmaları söz konusu değildir, masallar, hoş vakit geçirme , eğlenme ve eğitme gibi işlevlere sahiptir,
12,masalların giriş kısmında yer alan, formel ifadeler , anlatılacak olayların kurmaca olduğunu önceden haber verir,

MASALIN TANIMI,
Resmi olmayan bir ortamda ve günlük yaşama ilişkin mekanlarda, farklı kabiliyetlerdeki profesyonel olmayan anlatıcılar tarafından,kendine has hazırlanış mekanizmasıyla oluşturularak, gelenekle içselleşmiş kuralları bağlı ve sade bir anlatım tekniğiyle ,farklı özelliklere sahip dinleyicilere, söz dışında bir ifade vasıtası olmaksızın anlatılan,mensur olarak icra edilen,kalıplaşmış bir yapıya sahip,insan, hayvan ve olağanüstü varlıkların başından geçen hayal mahsülü olayların konu edildiği,sonu iyilerin kazandığı ve kötülerin cezalandırıldığı,çeşitli işlevler üstlenmiş ,sözlü kültür ürünleridir,

MASALLARIN KÖKENİ İLE İLGİLİ teoriler,
1.Tarih öncesi görüş,mitoloji okulu,bazı araştımacılara göre masalların kökü ,hint mitolojisindeki vedalarda aranmalıdır,yani masalların kaynağı hint mitolojisi ve dinidir,görüşe göre hint avrupa dillerinin,sanskiritçe ile olan akrabalığının olduğu ortaya atılmıştır,bu görüş eski hint dini metinlerinin ve mitlerin sonraki dönemlerde ,masal olarak anlatıldığını ileri süren masallar metninin devamıdır,

2,Tarihi görüş,hindoloji okulu,ilk görüşte olduğu gibi bunlarda masalların kaynağını hindistanda ararlar,ancak masalların tarihi devirlerde yaratılıp  yayıldığını ileri sürerler,masalların kaynağı vedalar yerine,pançatantra olarak gösterilir,sonraki dönemlerde arap,iran ve orta çağ avrupasında , pançatantra sözlü ve yazılı olarak yayılır,

3,etnografik görüş,antropoloji okulu,bu teoriye göre masalların kaynağı olarak, tek bir coğrafyayı, tek bir kültürü , veya dini eses almak yanlıştır,bu noktada her masalı tek başına ele alıp , bir coğrafyaya , kültüre ve ya dine bağlayabiliriz,her kültür  , her coğrafya herdin,kendi masalını yaratır,masalların zamanla yayılması , değişmesi veya farklılaşması  şu şekilde meydana gelir,

a,ilk defa anlatılan bir masal , başlangıçta mükemmel değildir,zamanla hem ortaya çıktığı bölgede , hemde yayıldığı bölgelerde gelişip güzelleşir, buna olumlu yayılma denir,

b,bir masal gelişip ulaşabileceği en güzel şekli aldıktan sonra,yayılmaya ve değişmeye devam edecektir,zaman içerisinde ilk defa ortaya anlatıldığı  yerde bile saf şekliyle anlatılmayacaktır , masalın bu tür gelişimine de yayılan gelişme denir,

c,artık masal pekçok ülkede anlatılmaya başlanmıştır,öyle ki başka ülkelere göçen masal,tekrar ana yurduna dönmeye başlar,geöç ettiği ülkelerde ve asol yurduna dönüş esnasında , ilk şeklinden epeyce uzaklaşır,bu tür gelişmeye tersine gelişme denir,

FIKRA,
malzemesi dile dayanan, sözlü edebiyat ürünleri içinde şekil ve muhteva bakımından kendine has karaktere sahip edebi bir türdür,fıkra kelimesi dilimize arapçadan gelmiştir, parça ,cümle, kısa hikaye, madde gibi, anlamlara gelmektedir, fıkra , hikaye çekirdeğini hayattan alan, bir olay ve bir fikrin teşkil ettiği, kısa ve yoğun anlatımlı,insanı kusurlarla, sosyal ve gündelik hayatta ortaya çıkan , kötü ve gülünç olayları, çarpıklıkları , zıtlıkları, genellikle bir fıkra tipine bağlı olarak , nesir şeklinde anlatan sözlü halk edebiyatının bir türüdür,
  • fıkralar özellikle on üçüncü yüzyıldan itibaren, dini, ahlaki ve tasavvufi mahiyetle yazılan eserlerde geniş ölçüde yer almaya başlamıştır,
  • on altıncı yüzyılda latife sözünün fıkra karşılığında kullanılan edebi bir terim halini aldığı görüyoruz, bu devirde fıkraların toplanıp yazıldığı mecmualara letaif adı verilir, bunların en meşhuru , lamii çelebinin letaif namesidir,

TÜRK FIKRALARININ KONULARI,
  • fıkralar konularını tamamıyla yaşanmış hayat sahnelerinden alır, bir fıkra genellikle tek bir olay üzerine kurulur,
  • fıkraların merkezinde daima insan - cemiyet münasebetleri yer alır, 
  • türk fıkralarının büyük bir bölümü konu olarak idareci tabaka ile halk arasında geçen olaylardır, bu olaylarda halk doğrudan doğruya idarecilerin karşısına çıkmaz,düşünce tutum ve davranışını kahramanın ağzından ifade eder, padişah ,sadrazam, kadı , vali, kaymakam ve benzeri,
  • inanç ve itikatlarla , dini adet ve merasimlerle dini yasaklarla ve din adamlarını konu alan fıkralarda edebiyatımızda önemli bir yer tutar,
  • türk fıkralarının konu bakımından en büyük ve en zengin grubunu görüş ayrılıklarından doğan çatışmalar , aile , terbiye, hukuk, yardımlaşma gibi meseleler teşkil eder, bu fıkralarda , bencil,hilekar , rüşvetçi,kavgacı, zorba tipler,tenkit ve alayın merkezinde yer alırlar,

TÜRK   EDEBİYATINDA   FIKRA  TİPLERi,
1,ortak şahsiyeti temsil eden fıkra tipleri,nasreddin hoca ,incili çavus,bekri mustafa, esenpulat, bektaşi vb,
2,zümre tipler,mevlevi , yörük, tahtacı, köylü,
3,azınlık tipler,
4,yabancı tipler,
5,gündelik tipler,
6,moda tipler,

HALK HİKAYESİ,
çoğunukla profesyonel bir anlatıcı tarafından( meddah , aşık ) ,uzun kış gecelerinde ve semai kahvelerinde , belirli bir yaş grubu insanlara, üç beş hatta yedi gün anlatımı süren , iki sevgilinin kavuşma maceralarını konu alan,eğlendirme , hoş vakit geçirme, ve eğitme amacıyla anlatılan, nazım- nesir karışık halk edebiyatı türüdür, halk hikayelerinin içinde manzum kısımlar olmayanlarına,kara hikaye adı verilir,ayrıca bir türküye bağlı olarak anlatılan hikayelere ise kuzey doğu anadoluda  serküşte veya kaside , güney doğu anadoluda ise bozlak
 adı verilir,

HALK HİKAYESİNİN İÇERİK ÖZELLİKLERİ,
1,hikayelerin konuları genellikle aşktır, ancak bazı hikayelerde aşkın yanı sıra kahramanlıkta söz konusudur,halk hikayelerini meydana getiren olaylar gerçek ya da gerçeğe yakındır, bu nedenle hikayelerin ortaya çıktığı devrin tarihi olayları hikayeye yansıtılır,
2,kahramanların başından geçmiş gibi görünen pekçok olayda  olağanüstü unsurlar vardır, örneğin, kamberin beddua etmesi üzerine arzunun gelin giderken bindiği atların belinin kırılması ya da , kerem ile aslının yanarak kül olması,
3,kahramanlar genelde tek olup olağanüstü doğarlar,kahramanların dünyaya gelmesine yardımcı olan  aksakallı ihtiyar, kahramana isim verilmesi , onun eğitimi, aşık olması ve sevgiliyi elde etmek için gurbete  gitmesi gibi durumlarda karşımıza çıkar,
4,kahramanlar genelde dört şekilde aşık olurlar, bade içerek, aynı evde büyüyen kahramanların kardeş olmadıklarını öğrenince ,resme bakarak aşık olma, ilkgörüşte aşık olma,
5,halk hikayelerinin destanda olduğu gibi ,özel anlatıcıları vardır,başlangıçta aşıklar , daha sonra da meddahlar hikayeyi belirle kaidelere bağlı olarak anlatırlar, bir  hikaye fasıl , döşeme ve hikayenin asıl kısmı sonuç bölümlerinden oluşur,
6,hikayenin bazı bölümlerinde dualar edilir,genellikle aşıkların hallerinden  hareketle dinleyiciler için dua edilir, hikayelerde kahramanların dua ve bedduaları mutlaka gerçekleşir,
7,hikayelerde kahramanların en büyük yardımcısı attır,
8,halk hikayeleri genellikle mutlu sonla biter,bazı hikayelerde ölüm söz konusudur,
9, kahramanlar bazen insan dışı varlıklarla konuşurlar, örnek, kerem, kızılırmak,erciyes dağı, ceylanlar ve turnalarla konuşur,
10, bazı halk hikayelerinde göçebe hayatın izleri açıkça görülür, ancak çoğu hikayelerde yerleşik hayata geçiş söz konusudur,
11,hikayelerin bazıları, aşıkların hayatları etrafında teşekkül etmiş olup, onların başından geçen aşk maceralarını anlatır,

HALK HİKAYESİNİN ŞEKİL ÖZELLİKLERİ,
1,halk hikayesi sözlü gelenekte bir fasıl ile başlar,fasıl genellikle divani nazım şeklinde olup , aruzun failatün failatün failatün failün kalıbıyla söylenir,
2,,fasıldan sonra tecnis adı verilen , cinaslı bir türkü söylenir,türküden sonra tekerleme adı verilen , ikinci bir türkü söylenir,
3,daha sonra ise birr koşma ve , ardındanda köroğlundanda bir parça söylemek gelenektir,
4,halk hikayesinin asıl kısmı, mensur ve manzum bölümlerden oluşur,halk hikayesinde farklı anlatıcılar ve , aşıklar hikayenin mensur kısımlarında bir takım değişikliklerde yapsa , manzum kısımlar aynı kalır,

EPİZOTLARINA GÖRE HALK HİKAYELERİNİN İNCELENMESİ,
1,kahramanların ailelerinin tanıtımı,bu epizotta daha çok erkek kahramanın ailesinden bahsedilir,kahramanın babası daha çok padişah veya beydir,bütün maddi imkanlara sahip olmasına rağmen , hiç çocuğu yoktur,ve derdine çare bulmak için gurbete gider,kamberin ailesi tanıtılmaktadır, kamberin ailesi zengindir,
2,kahramanların doğumu,bu epizotta,kahramanların doğumu anlatılır,çocuk sahibi olamayan bir baba,bir pirin , dervişin, hızırın elinden birşey yiyerek veya, adak yoluyla kahramanların doğumu söz konusudur,
3,kahramanlara isim verilmesi,derviş  çocuk dünyaya geldikten sonra ,ortaya çıkar ve kahramanların isimlerini verir,kamber ismini evlatlık verildiği evde alır,
4,kahramanların eğitimi,hikayelerde genellikle birbirini kardeş zanneden, iki çocuk eğitimi birlikte alıyor,arzu ile kamber de eğitimlerini birlikte almışlardır,birbirlerini kardeş sanmaktadırlar,
5,kahramanların aşık olmaları,hikayelerde aşık olma dört şekilde karşımıza çıkıyor,eğitimleri sırasında ilk önce arzu aşık olur,daha sonra da kamber kardeş olmadıklarını anlayınca aşık olur,
6,kahramanların sevgili ile karşılaşmalası,hikayelerde bade içen sevgililer ,uzun süre baygın vaziyette yatarlar,hekimler çağrılır,fakat derde derman bulunamaz,sonunda erkek kahraman yanına bir saz konulur, bu zamana kadar saz çalmasını bilmeyen erkek kahraman, sazın sesini işitince türkü söylemeye başlar,daha sonra iki sevgili karşılaşır ve birbirlerini tanırlar,arzu ile kamberde bu bölüm yoktur,kahramanlar zaten aynı evde yaşarlar ve ,aynı okulda eğitim görürler,
7,kahramanların gurbete çıkması,sevgilisiyle karşılaşan erkek kahraman,tekrar baba evine döner,babasını durumdan haberdar eder ve dünür olunduğu vakit karşılarına bir engel çıkar, engeli kaldırmak isteyen kahramanda gurbete gider,arzu babasını kaybedince kamberle pek ilgilenmemiştir,kızın bu durumuna annesinin soğuk tavırlarıda eklenince kamber evi terk eder, dağlara çıkar,
8,sevgilinin başka bir kahramanla evlendirilmek istemesi,iki aşık birbirini severken, kızın babası kızı başka bir gençe vermek ister,bu genç erkek kahramana göre maddi açıdan daha üstündür,erkek kahraman durumu öğrenir ve sılaya dönmek için yola çıkar,zengin bir adam arzu ile evlenmek istiyor,annesi de kamberi düşünmeden kabul ediyor,
9,kahramanın memlekete dönüşü,iki aşık birbirine kavuştuktan sonradamat kendi memleketine gitme arzusunu eşine bildirir,eşiyle birlikte damadın memleketine giderler,kamber memleketine döner ve düğüne yetişir,gelin alayı ile düğüne gider,düğün biter,ama arzu kocasına teslim olmaz,kambere söz vermiştir,kocası verem olup ölür,kaynanası onu üzgün gördüğünden,onu annesinin evine göndermeye karar verir,evine dönerken yolda bir yerde dururlar,
10,sonuç,baba memleketine gelen kahramana 40 gün 40 gece düğün yapar ve, ömrünün sonlarına kadar o ülkede yaşarlar,

bazı hikayelerde ise  iki sevgili,birbirine kavuşmadan ölür, aynı anda ölen sevgililerin mezarlarıda yanyana olur,kamber seyrangahta cuma günleri saz çalar ağlarmış, arzu o ara kamberin sesini duyar,kamberin kollarına atılır,sonra düşüp bayılırlar,daha sonra kahramanların koyunlarından birer beyaz güvercin çıkar, gözlerden kaybolurlar,arzu ile kamber ölürler, annesi ölümlerine sebep olduğundan kendi canına kıyar,öldükleri yere iki mezar kazılıp birine arzu ile kamberi diğerine de annesini gömerler,aynı anda ölen sevgililerin mezarları da

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder