Kırgız Halk Edebiyatında Yarışma Temelli Bir Tür: “Aytış”
Mehmet Çeribaş
1. Kavram Olarak Aytış
Aytışma kavramı Türkçenin çeşitli dönemlerinde ve lehçelerinde kullanılan “ayt-“
fiiline dayanmaktadır. Aytmak, “söylemek, demek, hikâye etmek, konuşmak” anlamlarına
gelmektedir. Anadolu’da kullanılan haykırmak kelimesi de bu köke dayanmaktadır. Nergis
Biray’a göre ise, kelime “ayt-“ fiilinden isim yapma ekiyle türetilmiş ve “hatır sormak, söylemek, sormak, söyletmek, konuşmak” gibi anlamları içermektedir.1
Kırgız Türkçesinde kavramın bir sözcük anlamı, bir de edebi tür olarak anlamlarına
bakmak gerekmektedir. Kırgız Türkçesinde ayt- fiil köküne dayalı olarak birçok kelime
türetilmiş olup bunlardan biri de “aytış”tır. Kırgız Türkçesinde mastar olarak daha çok “ış,
-iş, -uş, -üş” kullanıldığı için kavram bu şekliyle yer almaktadır. Aytış, Yudahin’in Kırgız
Sözlüğü’nde isim olarak “1. söyleyiş, takılma, münakaşa, bahse girme” anlamlarına
gelirken fiil olarak “dayatışmak, çekişmek, münazaa etmek, bahse girmek” anlamlarına da içine almaktadır.2 Kırgız Tilinin Tüşündürmö Sözdüğü’nde de kavram Yudahin’de olduğu
gibi hem isim hem de fiil haliyle verilmiştir. İsim olarak aytış, “1.pikir talaşıp belgilüü bir
temanın aylanasında boluuçu, söz cüzündögü talaş-tartış, disput, diskussiya (fikirleri
münakaşa ederek belli bir konu etrafında olma, sözle münakaşa, müzakere, münakaşa) 2.
ırçılardın biri-biri menen ırdaşıp söz carıştırışı, köpçülük aldında alım sabak aytış, birin-
biri sınap ırdaşkan ırı; söz carışı” (âşıkların şiirle birbiriyle yarışması, kalabalık önünde
birbirini denemesi, birbirini sınamak için söyledikleri şiir, söz yarışı) şekillerinde izah
60
edilmiştir,3 fiil olarak ise “1. biri-birine oy-pikirin bildirüü, öz ara biri-birine süylöp berüü,
2. söz kaytarışuu, kayaşa söz aytuu, birinin pikirine toluk makul bolbogon sıyaktuu öz
pikirin, öz coobun aytuu, kep-mur süylöşüp kaluu, 3.ırçılar biri-biri menen alım sabak
iretinde ırdaşuu, söz carıştıruu” (1. birbirine düşüncesini bildirme, birbirine söyleme, 2. söz
çevirme, cevap verme, düşüncesine karşı çıkma için kendi düşüncesini ortaya koyma,
kendi cevabını söyleme, 3. şairlerin birbiriyle atışması, söz yarıştırması) şekillerinde olduğu gibi üç manası üzerinde durulmuştur.4 Gülzura Cumankunova tarafından hazırlanan Türkçe-Kırgızca Sözlük’te ise aytış, atışma kavramına karşılık olarak verilmiştir.5 Kavram
Rusça-Kırgızca Sözlükte “diskussiya”, “disput” sözcükleri ile eş tutulup karşılığında Kırgızca “talkuu: münazara, münakaşa” olarak verilmiştir.6 Kavram Kırgızcaya yakın
lehçeler Kazakça ve Karakalpakça’da da Kırgızcadaki manası ile çok yakındır. Kazak
Türkçesi Sözlüğü’nde aytıs, “iki adam ya da grup arasında karşılıklı söylenen ağıt, şiir”
şeklinde açıklanmıştır. Qazak Tiliniŋ Tüsindirme Sözdigi’nde “aytıs:ceke adamdardıŋ ya
eki toptıŋ arasında bolatın öleŋ türindegi suwırıp salma söz carısı”; “aytısuw: öleŋ nemese
qara söz türinde söz carısturıw, dawlasuw, pikir talastıruw” (Aytıs: sadece iki kişinin veya
iki grubun arasında şiir türünde irticalen yapılan söz yarışı; aytısuw: şiir gibi nesir türünde
söz yarışı, tartışmak, fikir mücadelesi) olarak izah edilmiştir. Qaraqalpak Tiliniŋ
Tüsindirme Sözdigi’nde aytıs, “Awız adabiyatının bir türü, aytısuw: bir-birewge cuwap
gaytarısuv, söylesüw” (aytıs: şifahi edebiyatın bir türü, aytısuw: birbirine cevap verme, söyleşmek) şekillerinde açıklanmıştır.7
Aytış, Türk âşıklık geleneğinde atışma, atma türkü, atma mani, deyişme, karşıberi, karşılama, karşılaşma, kovalama gibi türlere verilen ortak ad olarak tanımlanabilir.8
Kavram, Manas Entsiklopediyası’nda terim anlamıyla, “Kırgız şifahî eserlerinde bir tür”
şeklinde tanımlanıp, türün şairler, söz ustaları, Manasçılar arasında eser yaratma kudretini, yeteneğini denemek için kullanıldığı söylenmiştir.9 Kırgız Edebiyat Tarihi’nde ise “çok
eskiden beri yaşayan, halk arasında yaygın olarak bilinen tür. Aytış iki ve daha fazla
61
adamın katılması ile icra edilir. Böylece iki kişinin karşılıklı olarak, birbirini yenmek için sınavı akla gelir. Aytış temel olarak söz ustalığını denemekle ilgili türdür”10 şeklinde türün
hem tanımı hem de türün özelliklerine dair açıklamalar yapılmıştır. Adabiyat Terminderdin
Tüşündürmö Sözdügü’nde (Edebiyat Terimlerini Anlama Sözlüğü) ise “Kırgız, Kazak,
Kara Kalpaklarda çok yaygın olan, eskiden beri gelen, şifahi halk hünerlerinin bir türü. İki ya da daha fazla şairin şiir ile atışması”11 diye izahlar yapılmıştır. Aynı tanımın, Kırgız
Adabiyat Entsiklopediyası’nda (Kırgız Edebiyat Ansiklopedesini) da yapıldığını görmekteyiz.12 Kırgız Elinin Oozeki Çıgarmaçılık Tarıhının Oçerki (Kırgızların Şifahî
Eserlerinin Tarihinin Denemesi) adlı eserde de yukarıdaki eserlerdeki tariflere çok benzer
tanım yapılmış ve aytış “çok eskiden beri gelen ve halk arasında yaygın olarak bilinen tür.
Aytış iki ve daha fazla kişinin katılmasıyla icra edilir. Böylece iki kişinin yüz yüze gelerek,
birbirini yenmek için sınavı akla gelir. Aytış, temelde söz ustalığına dayanmaktadır” 13olarak ele alınmıştır. Kırgız Etnografya Sözlüğü’nde de “Kırgız şifahi eserlerindeki
kendine has tür. Aytış, ırçılar (şairler), çeçender (söz ustaları), camakçılar (kalfa şairler), manasçılar arasında eser yaratma kudretini ölçmek için icra edilen sınav”14 şeklinde diğer
tanımlara yakın bir tanım yapılmıştır. Kırgız Sovyet Ansiklopedisi’nde (Kırgız Sovet
Entsiklopediyası) ise tür, “şairlerin, söz ustalarının kendi eser yaratma kudretini, yeteneğini denemek için kendi aralarında müsabakası, Kırgız şifahi edebiyatında gelişmiş tür”15
olarak sınırlandırılmıştır.
2. Aytış Türleri ve Özellikleri
Kırgız Halk Edebiyatında aytışın türleri Kazak edebiyatındaki kadar olmasa da
oldukça çeşitlidir. Kazak Halk Edebiyatında aytışın on kadar türü olduğunu M. Avezov
belirtmektedir. Kırgızlar arasında aytış farklı kitap ve ansiklopedilerde farklı biçimlerde alt
türlere ayrılmıştır.
1. Alım Sabak Aytışı
2. Tabışmaktuu Aytış
62
3. Sanat Aytışı
4. Çeçendik Aytış
5. Kordoo Aytışı
6. Tamaşaluu Aytış olmak üzere altı alt türe ayrılmaktadır.16
Kırgız Elinin Oozeki Çıgarmaçılık Tarıhının Oçerki adlı eserde ise aytış;
1. Adat-Salt Aytıştarı
2. Çeçenderdin Aytışı
3. Akındar Aytışı, şeklinde üçe ayrılmıştır.17 Kırgız Adabiyatının Tarıhı adlı eserde aynı şekilde aytış üçe bölünür.18
Adabiyat Terminderdin Tüşündürmö Sözdügü’nde ise aytış,
1. Alım-Sabak Aytışı
2. Kordoo Aytışı
3. Tabışmaktuu Aytış olmak üzere türlere ayrılmıştır.19
Aynı tasnif Kırgız Adabiyatı Entsiklopediyası’nda da yapılmıştır.20
Körköm Söz Önörü adlı kitapta ise aytış:
1. Akıynek Aytışı
2. Tabışmaktuu Aytış
3. Çeçendik Aytış
4. Alım-Sabak Aytışı
5. Kordoo Aytışı şeklinde beşe bölünmüştür.21
1964 yılında basılan Kırgız Adabiyatı adını taşıyan kitapta ise aytış:
1. Adat-Salt Aytışı
2. Akındar Aytışı olmak üzere ikiye ayrılır. Akındar aytışı ise kendi içinde;
63
a. Kayım Aytış
b. Alım-Sabak Aytış
c. Surooluu Aytış
d. Tabışmaktuu Aytış şeklinde dörde bölünür.22
T. Samançin Lakaptan Romanga adlı eserinde aytışı aşağıdaki gibi üçe ayırır:
1. Kordoo Aytışı
2. Alım-Sabak Aytışı
3. Tabışmaktuu Aytış23
Kırgız-Sovet Entsiklopediyası’nda ise aytış;
1. Adat-Salt Aytışı
a. Badik
b. Kayım
c. Sermerden
d. Kız-Cigit Aytışı
2. Akındar Aytışı
a. Alım-Sabak
b. Tabışmak
c. Kordoo
d. Uçuraşuu şeklinde konu ve şekil yönünden iki ana ve alt gruplara ayrılmıştır.24
Biz burada daha detaylı olması hasebiyle Orozkanov’un tasnifini esas alarak aytışı
tanıtmaya çalışacağız.
2.1. Alım-Sabak Aytışı: Alım, Kırgız Türkçesinde vergi, haraç, salma (kr. salık) anlamlarına gelmektedir.25 Sabak ise, öğüt, ders, iki mısralı şiir anlamlarını ihtiva
etmektedir.26 Alım-Sabak’ın terim anlamı ise, “alıp-vermek, rastlaşıp birinden sonra biri” anlamına gelmektedir.27 Samançin de terimi “ırçılardın birinin pikirin biri ulantıp, bir
tematikada almak-salmak ırdaşkanı alım sabak aytıştar” (şairlerden birinin fikrini diğeri
devam ettirip, bir konuda fikir alıp vermek şeklindeki şiirlere alım sabak aytışı) diye tanımlar.28 Adabiyat Terminderdin Tüşündürmö Sözdügü’nde ise “kandaydır bir temada,
ıkmada, bir bagıtta akındardın birinin oyun ekinçisi ulap, koştop aytışı” (Belli bir konuda,
uygun şekilde, bir yönde akınların birinin fikrine ikincisinin ilavesiyle ortaya çıkan aytış)
şeklinde tanımlanır ve aytışın bu türü şiirler arasında çokça yer alıp, özellikle Sovyet Devrinde emek, kolhoz-sovhozlarını övmek amacıyla sıkça kullanılmıştır, denmektedir.29
Alım-sabak aytışı, akınların şairlik güçlerini denemek amacıyla yapılır. Bu açıdan
“aytışa düşmek” şeklinde izah edilebilir. Alım-Sabak aytışında, aytışa düşen akın, ilk
söyleyen kişinin kurallarıyla ona cevap verir, böylece aytışın yolunu, yöntemini kendince
geliştirir. Bu aytışa iki akın katılabileceği gibi daha fazla akın da katılabilir. Böyle olsa da
her akın kendinden önceki akının söylediklerini devam ettirmek zorundadır. Mesela:
Ceŋicok: Taşkenge barsaŋ bara ber,
Tayganday çurkayt Karager.
Taalayıŋa tuş keldi,
Tartınbay atıŋ çaba ber.
Taşkent’e varsan varıver,
Tazı gibi koşar Karager.
Talihine karşı geldi,
Çekilmez atını koşturuver.
Toktogul: Kokongo barsaŋ bara ber.
Koyondoy ırgıyt Karager.
Kor kılbayt, atıŋ barında
Konogo baylap çaba ber.
Kokon’a varsan varıver,
Tavşan gibi fırlar Karager.
Hor görme, atın gücünde,
Konuğa bağlayıp koşturuver.
Ceŋicok: Samarkan barsaŋ bara ber,
Say külügüŋ çaba ber.
Saratanda kurutpay,
Sarayga karmap bar kör!
Samarkant’a varsan varıver,
Rahat durmayan külüğünü koşturuver.
Yaz sıcağında kurutmadan,
Saraya alıp varıver.
65
Toktogul: Namanga barsaŋ bara ber
Namıska çurkayt Karager.
Naarazı bolboy Turatbek, Narcagın sanap ala ber.30
Namang’a varsan varıver,
Şöhrete koşar Karager.
Memnun olmaz Turatbek,
O tarafını öyle kabul edip alıver.
Şiirde görüldüğü üzere Ceŋicok, mısraın ilk kelimesinde “ta” seslerini mısrabaşı
kafiye yaparak şiirine başlıyor ve bunu diğer mısralarda da devam ettiriyor. İkinci akın ise
yine kendine göre ses ya da sesler seçerek şiirini söylüyor fakat esas konudan hiçbir zaman
çıkılmıyor. Bu Alım-Sabak aytışında temel kurallardan biri değildir. Akınlar bu aytışta bir
konuyu baştan sona kadar devam ettirirler ve esas amaçları bir seyir yaratmak ve dikkati
övdükleri kişiye çekmektir.
Alım-Sabak aytışına katılacak akınların sayısı sınırsız olduğu gibi, şiirlerindeki
mısraların sayısı da değişebilir. Akınlar, şairlik yeteneklerine bağlı olarak bir, iki, üç, dört
veya daha fazla mısra ile şiirlerini söyleyebilirler.
Kalık: Cüzdüktöy kaşka at mindin,
Cürböysüŋbü, Toktogul?
Yüz kadar cins ata bindin,
Yürümez misin Toktogul?
Toktogul: Cüröktün çeri cazıldı, Balam, cügöndöyün, toktogun.31
Yüreğin sıkıntısı giderildi,
Balam, gem vurayım, durun.
Toktogul: Başkaça artık körünöt,
Baarına malım Ak Tuyak,
Toktoguldun közünö.
Başka türlü görünür,
Hepsine malum Ak Tuyak
Toktogul’un gözüne.
Eşmambet: Ayılda bolgon uşaktan, Toktogul aylanıp ketken bala ele.32
Köydeki dedikodudan,
Toktogul şaşırıp gitmiş çocuk imiş.
Kırgızlar arasında Alım-Sabak aytışlarında en usta ve bilinen şairler Toktogul,
Ceŋicok, Eşmambet, Canıbay, Kara Kurman, Kalık, Barpı, Beknazar, Korgol, Osmonkul, Alımkul’dur.33
2.2. Tabışmaktuu Aytış: Tabışmak, başka anlamlar ihtiva etse de Kırgız
Türkçesinde yaygın olarak “bilmece” anlamıyla kullanılmaktadır. Tabışamaktuu aytış da
bilmece temeline dayalı atışma anlamına gelmekte olup Türk edebiyatındaki “muamma ya
da askı muamma” diyebileceğimiz türle aynı denilebilir. Bilmecenin şiir şeklinde
”
66
sorulmasıyla ortaya çıkmış bir tür denilebilir Tabışmaktuu Aytışa. Tabışmaktuu
Aytış, Kırgızca Adabiyat Terminderdin Tüşündürmö Sözdügü’nde “Akındardın biri-birine
tabışmak aytıp, anın candırmagın ekinçisinden talap kılgan betteşüsü” (akınların, birbirine
bilmece sorup, onun cevabını ikincisinde talep ettiği karşılaşma) şeklinde tanımlanmış ve
aytışın bu türü çok yetenekli, fikir yürütebilen şairler tarafından yaratılmaktadır, biçiminde
izah da yapılmış, Kırgızlar arasında en meşhur tabışmaktuu aytış olarak da “Talim Kız menen Köböktün Aytışı” (Talim Kız ile Köbök’ün Aytışı) gösterilmiştir.34
Tabışmaktuu Aytış, karşı karşıya gelen akınların birbirini bilgi ve derinlik
bakımından denemek amacıyla kullanıldığı gibi, kızla erkek arasında da bir nevi tarafların
birbirini deneme aracıdır. Tabışmaktuu aytışla akınlar birbirini şairlik kudreti açısından
denemeden önce akıl, bilgi, irfan, buluş bakımından denerler. Bu amaçla karşısındakine
bilmece şeklinde şiirler söylerler. Geleneğe göre sorulan bilmeceyi doğru bilen akın
yenmiş sayılır. Böylece yenen kişinin şairlik kudreti ile akıl ve sezgi bakımından güçlü
olduğu kabul edilir. Ayrıca bu aytışla hem soru sormak hem de cevap vermek bağlamında
akınların yetenekleri de ölçülmüş olur. Cevap veren akın ya da kişi yenmiş sayılsa da
sorular da belli derecede ustalık istemektedir. Sorunun bilinememesi bu defa şairlik
kudretinin soru soran akında olduğunu belgeler. Aşağıdaki aytış bu akınlar arasındaki
Tabışmaktuu aytışların en güzellerlinden biridir.
Çondu: Ayrı-ayrı bel bolot
Oyloboy aytsan cel bolot,
Atası ölsö ne bolot?
Er ölüşsö coo bolot,
Enesi ölsö ne bolot?
Akıl ukkan zor bolot,
Aga-tuugan bel bolot,
Agası ölsö ne bolot?
Ayrı ayrı bel olur
Düşünmeden söylesen yel olur,
Babası ölse ne olur?
Er ölse düşman olur,
Anası ölse ne olur?
Akıl alan iyi olur,
Abi-kardeş bel olur,
Abisi ölse ne olur?
Arstanbek: Atası ölgön kor bolot,
Ataluu adam zor bolot,
Askar toosu solkuldap
Uragan mene teŋ bolot,
Enesi ölgön adamdın,
Babası ölen yetim olur,
Babalı adam iyi olur,
Yüce dağlar sallanıp,
Harabe ile denk olur,
Anası ölen adamın,
Çalkar bulak soolup,
Çaŋkagan menen teŋ bolot.
Eti boyu ezilip, Enedey süyçü kim bolot? 35
Koca pınar kuruyup,
Toz duman ile denk olur.
Eti boyu parçalanıp,
Ana kadar seven kim olur?
2.3. Sanat Aytışı: Adından da anlaşılacağı üzere, sanat aytışı, yarışan iki akının
dünyaya bakış açılarını, fikri durumlarını ve felsefî altyapılarını ölçmek için kullanılır.
Dolayısıyla şahsilikten daha öte olup akının ait olduğu yer, yurt, bölge ya da kabilesinin de
medenî seviyesini gösterir. Bu tüp aytışlarda kişinin fikrini nasıl anlattığı, cesareti,
çevresini nasıl gördüğü ve tasvir ettiği gibi elementler ön plana çıkmaktadır.
Diğer aytışlarda olduğu gibi bu aytışta da rekabet ve yarışma esastır. Akınlar soyut
konularda fikirlerini doğru ve en güzel şekilde, somut konularda ise yarattıkları imgelerle
değerlendirilirler. Akınlar anlattıklarını en açık hale getirmek için bu tip aytışlarda bol bol
deyimleri, atasözlerini ve yeni bağdaştırmaları kullanırlar. Böylece edebî yönü güçlü olan
akın bu kıstaslara göre belirlenmiş olur.
Sanat aytışlarından en güzeli Toktogul ile Barpı arasındaki aytıştır.
Toktogul: Kuş kanattuu kir bolboyt,
Duşmandın köönü bir bolboyt
Kuş kanatlı kir olmaz,
Düşmanın gönlü bir olmaz,
Barpı: Eski pahta bez bolboyt
Cakşının sözü kors bolboyt
Eski pamuk bez olmaz,
İyinin sözü kaba olmaz
Toktogul: Köl söölötü kaz menen,
Melmildegen saz menen.
Suluular betin öptüröt,
Kayrılıp turup naz menen.
Gölün güzelliği kaz ile,
Sakinliği saz ile,
Güzeller yüzünü öptürür,
Geriye dönüp naz ile.
Barpı: Darıya agat say menen,
Cılkının körkö tay menen.
Kulaalı cüröt aŋ menen, Kök karga uçat car menen.36
Derya akar yatağı ile,
Yılkının güzelliği tay ile,
Doğan uçar çukur ile,
Gök karga uçar yar ile,
2.4. Çeçendik Aytış: “Çeçen” kavramı Türkçe’deki çözmek fiili ile alakalı olup Kırgız Türkçesinde “söz ustası, bir konuya hakim, akıllı”37 anlamlarına geldiği gibi “sözgö
68
çeper, mıktı körköm süylögön adam”38 (söz yeteneği olan, en edebî söyleyen adam),
“yetenekli, özgür, sözü tez bulan, düzgün ve doğru söyleyen, söylenen sözü, zamanında anlayan, uyanık, çabucak ortaya koyabilen adam”39 anlamlarına da gelmektedir. Kelime .
Divan ü Lûgati’t-Türk’te de kelime seş- ve şeş- şekilleriyle ve isim ve sıfat-fiil olarak geçmektedir.40 Bu sözcük Kıpçak Türkçesinin devamı olan birçok Türk lehçesinde
yaşamaktadır. Başkurt Türkçesinde sesen, bir musiki aleti eşliğinde irticalen destan anlatan kimselere verilen addır.41 Sözcük Teleütlerde “çeçen” olarak geçmekte ve “muntazam,
vaktini şaşırmayan, itinalı, özenli, temiz, derli toplu” anlamlarının yanında “belagat sahibi, beliğ, güzel söz söyleyebilen” anlamlarına da gelmektedir.42 Kelime Şorlarda “ip ve benzeri şeyleri çözmek, açmak”43 anlamlarına gelse de Şorlar destan anlatıcısı anlamında
“kayçı” terimini kullanmaktadırlar. Altayca-Türkçe Sözlük’te çeçen, hatip, güzel ve yerinde konuşan anlamları yanında retorika, isabetli anlamlarına da gelmektedir.44
Diğer halk edebiyatı türlerinde olduğu gibi Kırgızlar arasında çeçendik aytışın ne
zaman ortaya çıktığı kesin değildir. Böyle olsa da çeçendik aytışı daha çok kara söz (nesir)
türündedir. Çeçendik aytışlar boylar arasındaki çekişmeden, davadan çıkmış olup bazen iki farklı topluluk arasındaki çekişmeleri de dile getirmek için kullanılmaya başlanır.45
Çeçendik aytış herkes tarafından icra edilemez, dolayısıyla profesyonel
adamlar tarafından ortaya konur. Fakat diğer aytışlara benzer yönleri de yok değildir.
Akınlar aytışında olduğu gibi genellikle kalabalıklarda ve en az iki kişinin arasında icra
edilir. Akınlar birbiri ile aytışında karşısındakinin kötülüklerini sıralarken, çeçendik aytışta
da karşıdaki kişinin bağlı olduğu boy, devlet, millet ve yaşam biçimi kötü yönleriyle ortaya
konur. Akınlar birbirine nasıl cevap verirlerse çeçenler de aynı şekilde yaparak cevap
69
verirler, fakat Çeçenlerin söylediği sözlerin ağır, yüreği yakan ve insanı düşünmeye sevk eden özellikte olması lazım. Bu özellik, çeçendik aytışın belki de en önemli özelliğidir. 46
Kırgız Halk Edebiyatında en meşhur çeçenler olarak Acıbay, Baycigit, Ceerençe Çeçen, Akıl Karaçaç, Kökötöy, Kuyruçuk,47 Karaçunak, Buga Cooşbay, Şarşen, Sarıçuk, Aydaralı Şükürov ve Aydaralı Cörgölök48 isimleri sayılabilir. Yine Kırgızlar arasında
“Bayıke menen Aşır’ın Aytışı” (Bayıke ile Aşır’ın Aytışı), Alçıke menen Abılakaydın
Aytışı (Alçıke ile Abılakay’ın Aytışı), “Tezek Törö mene Sart Çeçendin Aytışı” (Tezek Törö ile Sart Çeçen’in Aytışı) çeçendik aytışın örnekleri olarak bilinir.49 Çeçendik aytışa
şu örneği verebiliriz: Tezek Törö bir aytışta Sart Çeçen’e şöyle sorar: 1. Suyun başı kim?
2. Yolun başı kim? 3. Sözün başı ne? Sart Çeçen ise şöyle cevap verir: Suyun başı bulak, yolun başı tuyak (toynak, tırnak), sözün başı ise kulak, der.50
2.5. Kordoo Aytış:
Kordoo Kırgız Tükçesinde, “hor görme, tahkir etme”51 anlamına geldiği gibi “alaya almak, kızdırmak”52 anlamlarını da ihtiva etmektedir.
Kordoo aytışı Sovyetler devrine kadar aytışın esas türlerinde biri olarak yaşarken,
Sovyet ideolojisine aykırı kabul edilerek unutturulmak istenmiştir. Kırgızlar arasında Naymanbay, Külüke, Karamırzaaga, Eşmambet bu türde tanınan akınlardandır.53 Ayrıca
Toktogul, Çöcö Karcabay, Aydaralı, Arzımat gibi akınlar da Kordoo aytışında tanınmışlardır.54 Bu aytışlar da konu itibariyle çeçendik aytışlara benzer olup genellikle her
akının kendi oymağını, aşiret ya da boyunu, beylerini övmek için kullandıkları bir aytış
çeşididir. Aslında bu aytışlar, ulusal devletler kurulmadan önceki anlayış ve yaşam
biçimini de yansıtmaktadır. Dönemin şartlarına göre bir akının yaşamını sürdürebilmesi,
halk arasında ilgi görmesi ve tanınması ancak soyunu, boyunu ya da beyini övmekle
70
mümkündür. Ayrıca beyleri övmesi de Türk âşıklık geleneğinde olduğu gibi bir nevi
kazanç yollarından biriydi.
Kordoo aytışı konu itibariyle çeçendik aytışa benzese de akınlar aytışından olup
genel olarak manzum olarak icra edilir. Diğer aytışlar gibi en az iki akın arasında vuku
bulur ve daha fazla akın da icraya katılabilir. Esasında bu tip aytışlar tek kişi ile icra
edilebilir fakat o zaman cazibesini yitirme tehlikesi olacağından genellikle en az iki akının
iştiraki ile ortaya konur, böylece tatlı bir rekabet yaratılarak atışma hem eğlendirici hem de
bilgilendirici hale gelir. Aytışta her bir akın, rakip akının soyunu, yurdunu, boyunu, hatta
babasını, babasının yaptığı işten başlamak üzere onu topluluk nazarında küçük düşürecek
her yönü dile getirebilir. Her akının da buna cevap verme hakkı vardır. Dolayısıyla söz
düellosuna müdahale edilmez. Her akın karşısındakine tahammül etmek zorundadır.
Tahammül edemeyen akın yenilmiş kabul edileceğinden, hiçbir akın bundan kaçamaz.
Kordo aytışında akınlar, aytışı eğlenceli hale getirmek için karşındakiyle sık sık alay
ederler. Bu dönemi için bir nevi komedi olup seyirciye seyretme zevki verir. Eşmambet ile
Kalık arasındaki aytış bunun tipik örneklerindendir.
Eşmambet: Senin atan Aksı usta,
Asılgan köndöy terekke.
Algak salıp arçadan,
Tüp kınagan çelekke.
Ookatına oşolor.
Carayt beken kerekke?
Senin baban Aksı usta,
Asılmış deri gibi direğe.
Kavisli ağaç yapıp ardıçtan,
Yerleştiren kovana.
Yemeğine bunları.
Katması gerek miydi?
Kalık: Kalayık kulak salıp uk,
Kaalaganıŋ baarın uk.
Atam kıygan cıgaçtın,
Ar birine keleyin.
Atam üçün köpçülük,
Anık coobun bereyin.
Karagaydı kıydı dep,
Kabırgaŋ caman kayışsa,
Al, katınıŋ bele Eşmambet?
Katınıŋdan bir taman
Halayık kulak ver dinle,
İstediğinin hepsini duy,
Babamın kıydığı tahtanın,
Her birine geleyim.
Babam için yeterli,
Tam da cevabını vereyim.
Karagay’ı kıydı diye,
Belini kötü bükülse,
O, hanımın değil miydi Eşmambet?
Hanımından bir derece ağaşı
71
Cakınıŋ bele Eşmambet?
Arçaga içiŋ kayışat,
Alganıŋ bele Eşmambet?
Andan mayda çetin, tal,
Baldarıŋ bele Eşmambet?
Ak kayındın noodası,
Ataŋ bele Eşmambet?
Ak süt berip soorotkon, Apaŋ bele Eşmambet?55
Yakının değil miydi Eşmambet?
Ardıca için yanar,
Alganın değil miydi Eşmambet?
Ondan da küçük üvez ağacı, söğüt,
Çocukların değil miydi Eşmambet?
Ak kayının oluğu,
Baban değil miydi Eşmambet?
Ak süt verip susturan,
Anan değil miydi Eşmambet?
2.6. Tamaşaluu Aytış: Tamaşa Kırgız Türkçesinde “zevk, eğlence, hoşlanarak bakılacak şey, şaka” anlamlarına geldiği gibi56 “gönül açmak, mutluluk yaratmak için yapılan her türlü oyun-komedi, oyun-şamata” anlamlarına da gelmektedir.57 Kelime,
Türkiye Türkçesindeki “şaka” ile aynı anlama gelmekte olup, Tamaşa kıluu ise “şakaya almak, şaka yapmak” gibi anlamları ifade etmektedir.58
Tamaşaluu aytış da akındar aytışının (şair atışması) bir türüdür. Bu aytış da yine bir
topluluk önünde ve genellikle aş-toylarda en az iki akın tarafından icra edilir. İkiden fazla
akın da katılabilir bu aytışa. Aytışın seyirciyi eğlendirmek yanında, hüner göstermek,
güldürmek, güldürürken de öğretmek gibi amaçları vardır.
Tamaşaluu aytışta akınlar birbiriyle alay ederler, birbirini iğnelerler ve genellikle
her akın karşısındaki akınla alay etmek için ona bir lakap takar. Bu aytış da akınlar aytışı
olduğu için manzum olarak yapılır. Bu aytışlarda eğlence ve öğretme amaç olduğu için
akınların birbirlerini yenip yenmemesine bakılmaz. Fakat, akınlardan biri diğerine çok ağır
bir şaka yaparsa o akına cevap verme hakkı doğar ve iş yarışmaya doğru gider. Bu
durumda iki akından söz kudreti iyi olan ve yerinde cevaplar veren yenmiş sayılır. Seyrek
de olsa aytışın, şakadan, yarışmaya doğru gittiğine tesadüf edilir.
72
Kırgızlar arasında Ümötalı, Sulayman, Toktogul, Eşmambet, Naymanbay,
Beknazar, Kuluke, Aydaralı, Kalık, Osmonkul gibi ünlü akınlar tamaşaluu aytışa katılmışlardır.59
Toktogul: Alıstan uktum kabardı,
Aytayın Toygo salamdı.
Anciyan, Oştuk tuugandar,
Aymagıŋ tegiz amanbı?
Uzaktan duydum haberi
Vereyim toya selamı.
Anciyan, Oşlu kardeşlerim,
Yurdunuz bütünüyle esen mi?
Eşmambet: Kaaladım ben da Toktogul,
Karager mingen kösöldü.
Akılın koşup keŋeşken,
Aydulda menen teŋeşken,
At-cönün taanıp el bilbes,
Atı cok mırzam amanbı?
İstedim ben de Toktogul,
Karager binen güzeli,
Akıl verip danışan,
Aydulda ile eşdeğer,
Adını sanını halk bilmez,
Adsız beyim esen mi?
3. Aytışın İşlevleri: Ayışın işlevlerine bakarken şu kıstasların esas olduğunu
bilmemizde fayda vardır. Aytışta, bir tarafta akınlar, diğer tarafta seyirci, öbür tarafta da
kullanılan malzeme vardır. Kullanılan malzeme de ana dildir. Burada akınlara verici,
seyirciye alıcı, dile de vasıta olarak bakarsak bir iletişim ortamının kurulduğundan
bahsedilebilir.
Bir dildeki kelimelere yeni anlamlar yüklemede, kavramların anlam alanlarını
genişletmede ve dolayısıyla o dilin zenginleşmesinde birinci derece amil güçler âşık ya da
şair dediğimiz tiplerdir. Akınlar da Kırgız Türklerinin âşıkları sayıldığından aytış
dediğimiz tür, rekabet temeline ve yarışmaya dayalı olduğu için her akına (âşık) yeni
buluşlarla şiirini yaratma ve bağdaştırmalara başvurmayı zorunlu kılmaktadır. Söze dayalı
bu yarışma, aynı zamanda imgeler bakımından da yeniliklerle yüklüdür. Buradan bakarsak
aytış, edebiyatın ve dilin gelişmesinde büyük öneme sahiptir.
Aytış, daima bir topluluk önünde ve genellikle Kırgızların toy dediği (beşik, sünnet,
evlenme, nişan, nevruz gibi) dönemlerde gerçekleşmekte, dolayısıyla akınların hedef
kitlesi halk olmaktadır. Hedef kitle halk olduğu için, her akın halkın bildiği ve sevdiği
konulardan bahsetme zorunda olup halkın kültürel yapısına zıt, halkı gücendirecek fiillere
girişemeyecek durumdadır. Bu açıdan aytış yarışmaları, kültürel kodların nesilden nesle
aktarıldığı meydanlardır. Ayrıca, usta akından çırağa doğru bir eğitim-öğretim yöntemidir.
Yani, usta-çırak ilişkisinin kurulduğu ve geliştiği yerlerdir. Özellikle Alım-Sabak aytışı,
sanat aytışı, çeçendik aytış bu işlevleri yerine getirmektedir. Kordoo aytışları ise, bir gruba
mensup olma, mensup olduğu grupla gurur duyma, bu gururunu da ilan etme duygularına
hitap ederek, hem seyircide hem de akının kendisinde içsel huzuru yaratmaktadır. Fakat bu
durum mikro milliyetçiliğin gelişmesine de zemin hazırlamakta, aytış sırasında fark
edilmeyen ayrılık, çoğunlukla siyasî sahnede kendini hissettirebilmektedir.
Aytış, Kırgız Türkçesinin, yeni nesiller doğru öğretilmesine de katkıda
bulunmaktadır. Aytışa halkın hepsi katıldığı için, seyirci olarak orada bulunan çocuk ya da
genç ana dilinin sırlarını keşfetmekte, konuştuğu dilin cümlelerini, kelime ve seslerini de
en doğru ve farklı biçimleriyle öğrenebilmektedir.
Aytış ayrıca, bir eğlence ve gülmece kültürü yaratarak halkın günlük hayatın
sıkıntılarında uzaklaşmasına, psikolojik olarak rahatlamasına ve motive edilmesine de
katkıda bulunmaktadır. Aytışlar, çağdaş tiyatronun gelişmediği dönemler ve bölgelerde
seyirci için hem bir tiyatro hem seyirlik halk oyunu gibi idrak edilmekte, topluluğun sanat
ihtiyacını karşılamaktadır. Ayrıca dönemine göre hem radyo hem de televizyonun
işlevlerini yerini getirmektedir.
Aytışa ülkenin çeşitli yerlerinde çok sayıda akın katılmakta, aytışlarından kendi
bölgelerindeki boy, oymaktan, ağa ve beyden haber vermekteler, yörelerinde yaşayan
kültürel değerleri oralara taşımaktadırlar. Böylece halkın o bölgeler hakkında bilgi sahibi
olmalarını da sağlamaktalar, bir nevi bilgi ihtiyaçlarına da cevap verebilmekteler.
Kısaca söylemek gerekirse aytışlar, Kırgız Türkleri için bir gelenektir ve icrası da
geleneğin aktarımıdır. Bu gelenek, yaratıldığı topluluğun öğrenme ihtiyacından tutun da
eğlenme, gülme, haberdar olma, ana dilinin şuuruna varma, yaratma ve yaratılanı takdir
etme gibi geniş yelpazeli bir alana hitap etmekte, böylece toplumun hem geniş
kesimlerince izlenmekte hem de birçok işlevi yerine getirmektedir.
Kaynaklar
Abdısalam Orozkanov, Tökmölüktün Başatı, Kalıptanuu Etaptarı cana Sinkrettüü Tabiyatı,
Bişkek 2006.
Mehmet Çeribaş, “Kırgız Âşık Edebiyatında Aytış”, Acta Turcica Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi, II/1, Ocak 2010 “Kültür Tarihimizde Yarış”
74
Abduldaev, E, D. İsaev, Kırgız Tilinin Tüşündürmö Sözdügü, Mektep Basması, Frunze
1969.
Adabiyat Terminderdin Tüşündürmö Sözdügü, Bişkek 2004.
Biray, Nergis, “Aytıs; Aytıs-Tartıs”, Millî Folklor, Y.15, S.57, Bahar, 2003, s. 58-76.
Cumankunova, Gülzura, Türkçö-Kırgızça Sözdük (Türkçe-Kırgızca Sözlük), Manas
Üniversitesi Yayınları, Bişkek, 2005.
Ergun, Metin, Kopuz Sarını-Kazak Âşık Tarzı Şiir Geleneği Akın Cıravlar, Kültür
Bakanlığı Yayınları, Ankara 2002.
Kalçakeev, K. B., A.Şeripbaev, K.N. Kalçakeev, Körköm Söz Önörü, Calalabad, 2006.
Karataev, Olcobay, Salaydin Eraliev, Kırgız Etnografyası Boyunça Sözdük, Bişkek 2005.
Kırgız Adabiyatı Entsiklopediyası, Bişkek 2004.
Kırgız Adabiyatının Tarıhı, I.Tom, Bişkek 2004.
Kırgız Elinin Oozeki Çıgarmaçılık Tarıhının Oçerki, Bişkek 1973.
Kırgız-Sovet Entsiklopediyası, I. Tom, Frunze 1976.
Manas Entsiklopediya, I. Tom, Bişkek, 1995.
Musaev, S., C. Taştemirov, B. Malenov, Kırgız Adabiyatı, Frunze, 1964.
Samançin, T., Lakaptan Romanga, Frunze, 1971.
Orozbayeva, B.O, R. P. Hvan, D.Ş, Şükürov, Yu. Ya. Yanşansin, Russko-Kirgizskiy Slovar
(Orusça-Kırgızça Sözdük), Frunze 1988.
Özkan, İsa “Türk Boylarının Sözlü Edebiyatında ‘Çeçen/ Şeşen/Sesen’ Kelimesinin
Etimolojisi”, Türk Dünyası Halk Edebiyatı Kurultayı Bildirileri, 26-28 Mayıs 2000,
Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara.
Yudahin, K., Kırgız Sözlüğü, I. Cilt, Çev. Abdullah Taymas, Türk Dil Kurumu Yayınları,
Ankara 1998.
Yudahin, K. K., Kırgız Sözlüğü, II. C., Çev. Abdullah Taymas, Türk Dil Kurumu
Yayınları, Ankara 1998.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder